Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '10

 
Kategori
Öykü
 

Ihlamur yaprağı (13)

Ihlamur yaprağı (13)
 

Onur Dershane Müdürünün kapısının önünde bir süre bekledi ve üstüne başına çeki düzen verdikten sonra kapıyı usulca tıklattı. İçeriden "gel" diyen sesle kapıyı açarak selam verdi ve adım atmadan önce;

- Beni istemiştiniz öğretmenim, diye giriş yaptı. Müdür bey parmağı ile masasının hemen önündeki koltuklardan birini işaret ederek "otur bir dakikalık işim" var diyerek önündeki evraklara hızlı hızlı imzasını atıyordu. Onur yavaşça oturdu ve beklerken bir yandan da gözleriyle kah müdür beye kah cam kenarındaki bakımlı saksı bitkilerine göz gezdiriyordu.

Müdür bey; 45-50 yaşları arasında iri yapılı, siyah ve arkaya doğru itinaylı taranmış saçları ve atletik vücuduyla kendine karşı da ne kadar disiplinli olduğunu gösteriyordu. Son imzasını da attıktan sonra gözlerinin içiyle gülerek, koltuğundan bir hamlede kalktı ve Onur'a doğru yöneldi yanaklarından öptükten sonra karşıdaki koltuğa da kendisi oturdu ve;

- Evladım başın sağolsun, inan sırf ben değil bütün öğretmenlerin olayı duyuna çok üzüldük

- Sağolun öğretmenim.

- Bak, zor bir süreçten geçiyorsun ve karmaşık duygular içinde olman çok normal ancak; bu saatten sonra senin yapacağın tek şey annene dua etmek ve kendi geleceğini kurtarmak.

- Evet efendim. Dün ben de uzun uzun düşündüm ve sınava girmeye karar verdim. Müdür beyin gözleri ışıldamış ve sevinci yüzünden okunuyordu. - İşte benim istediğim de böyle bir cevaptı..Sen olgun, aklı başında ve oldukça da başarılı bir gençsin.. Sonuna kadar arkandayım bilmeni isterim. Sen yeter ki kafanı şu an için sadece derslerine ver...

Senin bir boşlukta kaybolman değil hırsla, azimle ve umutla o boşluğu kapatman ve üzerindeki kasveti kaldırman şart. Aynı zamanda bilgilerini bir toprağı sürer gibi havalandırmamız ve emeğinin mahsullerini alıp kutlamamız gerek.

- Öğretmenim yalnız üç günlük bir eksiğim oldu.. - Hemen telefon ediyorum rehber öğretmenine gidiyorsun ve hızlandırılmış etüd alıyorsun.. Sen karşıma bu şekilde çıkararak "Hayat imtihanı kazandığını gösterdin, şimdi sıra Üniversite sınavında, sana başarılar diliyorum çocuğum..

Hem Müdür Beyin hem de Onur'un gözleri yağmaya hazır bulut gibi dolmuştu.

Onur; öğretmenim elinizi öpebilir miyim? derken Müdür bey oğlu gibi kucakladı ve ağladığını göstermemek istiyordu ve;

"Hadi çabuk çık şimdi! Önce rehberlik öğretmenine gidiyor, sonra da sınıfına giriyorsun anlaştık mı? der demez arkasını döndü ve akan gözyaşlarını pencerenin önünde elleriyle alalacele sildi.

Onur;

- Herşey için çok teşekkür ederim efendim diyerek sevinç ve umut içinde odadan çıktı.. Onur derin bir nefes aldı ve;

- Matematik dersinde ne çok problem var ama her birini çözmek için de bir o kadar da formül üretilmiş" hayatta aslında bir ders... Çok çalışmalıyım ve her ikisini de başarmalıyım. dedi içinden ve bir üst katın merdivenlerini uçar adımlarla çıktı.

Etüd öğretmeninden ek ders saatlerini aldıktan sonra sınıfına doğru yöneldiğinde onu gören tüm arkadaşları etrafını çevrelediler ve hep bir ağızdan aynı şeyi söylüyorlardı "Başın sağolsun Onur".

Onur tam sınıfa adım atacakken arkadan bir ses geldi "Onur hoşgeldin" bu ses Neşe'nin sesiydi nasıl unutabilirdi ki hem kulağına hem de yüreğine işlenmişti bu güzel ses....

DEVAM EDECEK

Aysel AKSÜMER

29.05.2010

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..