Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

İhtiyacımız "Turşu" değil...

İhtiyacımız "Turşu" değil...
 

AKP ve MHP’nin türban konusundaki işbirliğini eleştiren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, <ı>"Türban nasıl dinin temel şartı haline gelmiştir. Yeni bir peygamber mi gelmiştir" şeklindeki sözlerine Başbakan Erdoğan: <ı>"Sen ne anlarsın o işlerden. Bırak da Diyanet konuşsun. Senin işin mi o... Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanlığı var. Sen peygamberin gelip gelmediğini daha öğrenmedin mi?" diye karşılık verdi.

Öncelikle şuraya bir açıklama getirmek istiyorum. Sayın Başbakan’ın bazı şeyleri <ı>“Anlamaması” ve açıklama için <ı>“ulemayı” işaret etmesi, beni hiç ilgilendirmiyor. Elbette ki <ı>“Bilen kişileri” dinlemek ve ne dediklerini anlamaya çalışmak, bunun dışında. Ancak kendisi <ı>“Anlamıyor” diye başkalarının da mı <ı>“Anlamaması” gerekiyor? İkicisi ise kendinin bildiği "Gelen peygamber" kim acaba? Hani yeni bir peygamber geldiğinden gerçekten haberimiz yok da...

Bizler, neyin ne olduğunu anlayacak kadar <ı>“Akıl” ve<ı> “Anlama” sahibiyiz, tabidir ki kendisine de karışmayız. Ayrıca, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'den sonra peygamber de gelmediğini biliyor ve inanıyoruz.

Ve…

Diyanet İşleri Başkanı BARDAKOĞLU, <ı>“Senin işin mi o... Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanlığı var” söylemi üzerine konuştu:

CNN Televizyonunda Taha Akyol; <ı>''Toplumun yüzde 93'ü başörtülü kadınlardan rahatsız olmuyor ama çarşaf, şalvar gibi şeyler dendiği zaman toplumun önemli bir kesimi bundan rahatsızlık duyuyor ve genellik tarikatların bunları telkin ettiği yönünde bir kanaat var bunu nasıl değerlendiriyorsunuz'' diye sordu…

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu: <ı>''Şalvar ve çarşaf dini bir gereklilik değildir. Dinin istediği bir kıyafet tarzı değildir. Çünkü din sadece kadınların yüzleri hariç elleri hariç örtünmesi ile ilgili genel prensip koymuştur. Artık bundan sonrası insanların estetik duygularıyla, şehirleşebilmeleriyle, kültürleriyle alakalı'' diye cevap verdi.”

<ı>

Diyanet İşleri Sayın Başkanı’nın dediğine göre, şalvar, çarşaf dinin istediği bir kıyafet tarzı değil ama <ı>“kadının” eller bileklere kadar ve yüz de görünmek kaydıyla tamamen örtünmek, dinin gereği…

Ayrıca, örtünürken de her türlü <ı>“ESTETİK” görüntü olabilir. Bu görüntü, şehirleşmenin, kültürlü olmanın bir gereği…

Benim, söylenenden anladığım şey bu…

Sevgili Peygamberimiz zamanında, namaz kılmak için camiye geldiklerinde, kadınlar da mescitte abdest alırlardı. Abdest alırken, eller dirseklere kadar yıkanır, başın da dörtte biri mesh edilir. O zaman, yani kadınlar abdest alırken, abdest mahalline kadınlarla erkekler arasına çul çaput mu geriyorlardı? Hani Türkiye’de bazı toplantılarda yapıldığı gibi…

Bir soru daha soruyoruz…

Bazı din <ı>“Ulemaları” da saçın tek teli görünmemecesine örtünmek diye bir şey olmadığını söylüyorlar, ne derle acaba?

Cevap: <ı>“Evet var öyle düşünenler ama onların düşüncesi…”

<ı>

Yani?...

<ı>“Onların” düşünceleri geçerli değil. Geçerli olan, kadını cinsel obje olarak gören, onları ikinci sınıf insan kabul eden ve sadece evinde erkeğini bekleyen, çocuklarına bakan, ev işi gören olarak görenlerin düşünceleri doğru, öyle mi?

O zaman bir soru daha sormak gerekmez mi?

<ı>“O halde kızlar neden okumak için üniversite kapısını aşındırıyorlar?” Otursunlar evlerinde, erkeğini beklesin, çocuk doğursun, onlara baksın, çamaşır bulaşık yıkasın… Bu işler için <ı>“akademik eğitime” ne kadar ihtiyaç var ki?

İşte bazılarının <ı>“Anlama” konusundaki bakış açıları, bunları da anlamaya ne yazık ki yetmiyor.

Ülkemizde ne yazık ki bütün meyve ve sebzeler bir kabın içine konuluyor ve <ı>“Turşu” yapılıyor.

Bizler, <ı>“Estetik güzellik” peşine takılıp da orasını burasını <ı>“Teşhir eden kadınların” doğru yaptığını asla savunmuyoruz. Kaldı ki bu tip <ı>“Kadın” sayısı da sayılı sarımsak dikili soğan. Anca onları televizyonların ve gazetelerin magazin sayfalarında görürsünüz, kim veya kimler olduğu da bellidir.

İhtiyacımız olan <ı>“Turşu çömleği” değil… Erkeği ile birlikte, omuz omuza ülkesini medeniyete taşıyacak "Eğitimli kadın" portesidir.

<ı>04 ŞUBAT 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..