Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '08

 
Kategori
Şiir
 

İhtiyar peri

İhtiyar peri
 

Bir çiçek uzatmak herkese


Bir kır kahvesinde otururken dün,
Yaşamaktan yorulmuş. Elemli, üzgün.
Önümde eskimiş bir tahta masa
Nur yüzlü bir ihtiyar çöktü yanıma.
Saçları gümüşten gözleri orman
' Dedi neden bu hüzün, ayıp olmazsa sormam
Ölüm dedim, kırgınlıklar, hasret
Bir kere gülsem arkası bin dert
Ne dostta vefa var ne sevgilide
İşte yapayalnızım kendi kendimle.
'Dinle dedi benim ki roman,
Yine de tanrıya isyankar olmam.
Küçüktüm yetim, öksüz büyüdüm
Daha emeklemeden yürüdüm
Didinerek üç kuruş ekmek parası
Hala içimde çocukluğun yarası.
Ne oyuncağım oldu, ne de umudum
Kucak bilmem topraklarda uyudum
Bir güzel geldi kalbime girdi
Bu ihtiyar bir zamanlar sevildi
Vemediler aldılar onu elimden
O zamanlar ölürüm sandım derdimden
Evlendik, iyiydi karım
Beraber kavrulduk sevgimiz yarım
Doymadan gitti yalan dünyaya
Otuz senedirde dönmedi daha
Ben tek evladımı vatana verdim
Onunla beraber bende tükendim
Bak koskoca bir ömür kaç hece tuttu
Bu ihtiyar neler gördü unuttu
Senin önünde koskoca umman
Bir dönme dolaptır hayat yaşanan
Bak kuşları dinle, baharı düşün
Zehir etme ömrünü, yoktur dönüşün
Mutlu olmak inan kendi elinde
Kimbilir kimler olmak ister senin yerinde'
İçimde bir huzur duydum yeniden
Kırışmış ellerini öptüm aniden
Önümdeki masa çiçek çiçekti
Solgun dünya oluverdi yedi renkli
İhtiyara sevgiyle veda ederek güldüm
Başım dik yeni dünyama doğru yürüdüm.

O kır kahvesine zaman zaman giderek
Kır saçlı perimi düşünürüm, minnetle yad ederek

Cansın Erol

 
Toplam blog
: 181
: 613
Kayıt tarihi
: 15.01.08
 
 

Öğretmen olan anne ve babam. Ankara'da geçen cocukluk ve gençlik yıllarım. Evimize sık,sık gelen bab..