Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

İhtiyarlık ikinci bölüm

Kızının <ı>“ Büyük şehirlerin trafiği çoktur, bu yaşta zorlanırsın. Araba senin ama taksi ile gitmeni öneririm. ” demesi; ihtiyar delikanlıya çok dokunmuştu. Kendisi aynı trafiğe girip araba kullanırken; babasına ikazda bulunuşu: İhtiyarlığının hatırlatılması şeklinde algılanmış ve bu gerçeği kabul etmek istemediği için rahatsızlık duymuştu.

Aslında birinci bölümde anlatılan tavırlarda ve söylenen sözlerde, kızının babasındaki biyolojik değişikliler nedeniyle endişelenmesinden ve onun yorulmasını istememekten başka bir düşüncesi yoktu. Ama ihtiyar delikanlı ihtiyarlığı kabul etmek istemediği, çok hassas ve alıngan bir yapıya sahip olduğu için, kızının evine kendi arabasıyla gelmeyişine bin pişman olmuştu.

Kızı; kocasının ayni yıl mezunları geleneksel toplantısı için, dört beş günlüğüne başka bir şehre gidecekti. Giderken arabasının anahtarını babasına bırakmış ama gene ayni sözleri tekrarlamaktan kendini alamamıştı.

Bu sözde alınılacak fazla bir şey yoktu. Çünkü kızı arabasını babasından esirgediği için değil; yorulmasını istemediği için söylüyordu bu sözleri.

Ama babasında takıntı haline gelen ihtiyarlık duygusu; bu gibi sözlerden rahatsızlık yaratıyor ve sanki kendisine <ı>“ Artık iyice ihtiyarladın çekil köşene otur. “<ı> denirmiş gibi geliyordu.

Aslında bu: Kuşaklar arasındaki doğal farklardan, nöbet değişiminden ve biraz da alınganlıktan başka bir şey değildi. Ama kendisini genç hisseden ve bilinci yerinde olan insanlar için kolay kabullenilebilecek bir durum da değildi.

Kızı ile damadı gittikten sonra, merkezde oturan öz torun ziyaretlerine geldi. Kendisinin babası tarafından hediye edilen güzel bir arabası vardı. Bir süre hasret giderilip sohbet edildikten sonra, ihtiyar delikanlı gerçek torununa, sanaldaki torundan bahsetti ve annesinin sözlerini aktararak; buluşma yerindeki sanal toruna gerçek torunuyla gitmek istediğini söyledi.

Dedenin bu sözünde; hem espri, hem gurur, hem sanal toruna gösteriş, hem kızının sözlerinden alınma ve hem de ihtiyarlığı kabul etmiş olmanın izleri vardı. Ayrıca emanetin arkasında hıyanet gezerdi.

Gerçek torun dedesinin anlattıklarını gülümseyerek dinledikten sonra mazeret beyan etti ve <ı>“ Çok isterdim dedeciğim ama inan ki şu günler çok yoğunum. Bir sergi için yetiştirmem gereken işlerim var. Lütfen kusuruma bakma “ dedi.

* *

*

Hikâyenin sonunun nereye gideceği henüz bilinmiyordu. Sanal âlemde yapılan konuşmalarda; sanal torunun âşık olduğu ve çok sevdiği bir kız arkadaşının bulunduğu ortaya çıkmış ve bu kız da sanal âlemde ihtiyar delikanlı ile tanışarak, onu çok sevmişti. Hatta sanal torunun ihtiyar delikanlı ile diyaloglarının başlamasına bu kız vesile olmuştu.

Çünkü ihtiyar delikanlının siberalemde dedesine çok benzettiği için kendisiyle tanışmak istediğini söyleyen bu genç delikanlı; başlangıçta ilgi görmediği için çok üzüntü duymuş ve olayı kız arkadaşına anlatmıştı. Bunun üzerine çok sevdiği kız arkadaşı devreye girerek sanal âlemde ihtiyar delikanlının gönlünü fethetmişti.

Bu kız ihtiyar delikanlıyla tanışmaktan o derecede mutlu olmuştu ki: Boy boy fotoğraflarını gönderiyor, gece yarılarına kadar sohbetler ediyor ve bu sohbetleri bir türlü bitirmek istemiyordu.

Bir gün bu kız; <ı>“Sizinle tanışmamıza vesile olan erkek arkadaşıma teşekkür etmeliyim “ diyerek kaçırıverdi baklayı ağzından. İhtiyar delikanlı da şaşkınlığını gidermek için soru sorunca; olayı anlattı. Böylece kendisini dedesine benzetip ilgi görmeyen genç delikanlı ile yeni bir diyalog başladı. Genç delikanlı da; kaybettiği öz dedesinin yerine, yeni bir dede bulduğu için çok mutlu oldu.

Artık müşterek sohbetler yapılıyor, ilgiler çoğalıyor ve ihtiyar delikanlı iki tane birden torun sahibi oluyordu. Torunlar da sanal âlemden tanıdıkları bu ihtiyar delikanlıya acayip bir şekilde bağlanmışlardı.

Erkek torun sanal dede ile bir an önce tanışmak istiyor ve ilk karşılaşmada boynuna sarılıp dedenin kemiklerini kıracağını söylüyordu.

Kız torun da, sanal dede ile iyice kaynaşmış, Her gece sabahlara kadar sohbet etmekten kendini alamaz olmuş ve en mahrem sırlarını bile kendisine anlatmıştı.

Ancak bu genç ve güzel kız; her nedense, bir türlü, bu ihtiyar delikanlıya kendisini göstermek ve sesini duyurmak istemiyordu.

Kendisi ihtiyar delikanlıyı kamerada görüyor, sesini duyuyor olduğu halde; bütün ısrarlara rağmen, görünmüyor ve sesini duyurmuyordu.

Sanaldaki torunlar birbirlerini deliler gibi seviyorlardı. Kız çok güzel ve zengin erkek eğitimli ve yakışıklıydı. Evlenmeyi düşünüyorlardı ama erkeğin maddi durumu kızın durumuna uygun olamadığı için erkek düşünceliydi.

Kız torunun güzel bir mesleği, kendisine ait iş yeri, çok iyi bir kazancı. Son model Range Rower bir jeep i ve babadan kalma büyük bir mal varlığı vardı.

Erkek torun ise; musiki konusunda iyi bir eğitim almış, üniversite mezunu, güzel sesli, çok güzel klarnet ve kanun çalan, çok kabiliyetli bir kişi olmasına rağmen; kendi dalında iş bulamadığı için, bir şirketin maaşlı elemanı olarak çalışıyordu.

Dürüstlüğünden ve maaşından başka bir varlığı yoktu. Hasta bir annesi ve yaşlı anneannesiyle birlikte oturuyordu.

Sanal dedesi <ı>“ Uzatmayın bitirin artık bu kararsızlığı bir an önce evlenin “ dediği zaman <ı>“ Dedeciğim tencere büyük. Kapak küçük. Bu şekilde yemek pişer mi? “ diyordu. Ama onun da bu kızı delicesine sevdiği her halinden belliydi.

Erkek torun dedeye taparcasına bağlanmıştı. Kız da erkek toruna delicesine âşıktı. Bazen dedeyle bir sorun yaşasalar dede; <ı>“ Bak bana küsersen; ben de sevgiline küserim ve sevgilin üzülür. “ diyordu.

O zaman kız torun hemen yelkenleri suya indiriyor ve <ı>“ Aman sevgilime küsme de ne istersen yaparım. “ diyordu.

Böylece aylar geçmiş ve ihtiyar delikanlı sanal âlemdeki kız torunun sesini duyamadan, yüzünü göremeden, her gece saatlerce sohbet etmiş ve onun bütün sırlarını en mahrem hususlarına kadar öğrenmişti.

Kız torun sevgilisiyle evlenmeye can atıyor ve bunun gerçekleşmesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Bunlar arasında; sık sık sevgilisinin bulunduğu yere gitmek, onunla aynı yatağı paylaşmak hatta onu zorlamak bile vardı.

Erkek torun ise; yakışıklı ve başkalarıyla beraberlik yaşıyor olmasına rağmen bu kıza karşı çok ciddi ve dürüst davranıyor, o istediği halde kılına bile dokunmuyordu.

Bütün bunlar kız torunun sanal dedeye verdiği sırlardandı.

Kız torun sanal dedeye o derecede ısınmıştı ki: Bir gün uçağa atlayıp sanal dedesini görmek ve ona bir sürpriz yapmak üzere uçak bileti almıştı. Fakat uçmadan bir gün önce, dedeyle yaptıkları yazışmada, dedenin böyle bir sürprizden haberi olmadığı için; torununun, yüzünü göstermemesi ve sesini duyurmaması nedeniyle, kendisine küsmüş ve bu nedenle torun gelmekten vazgeçerek; biletini yakmıştı.

Erkek torunun araya girmeseydi bu küslük devam edecekti ama erkek torun durumu düzeltmişti.

Uzun süre bu şekliyle devam eden ilişki; kız torunun tutumu nedeniyle erkek torunu da rahatsız etmeye başlamış ve bu yüzden araları açılmıştı.

Aradan uzun süre geçtikten sonra; kız torunun bu anlamsız esrarı; dedenin sinirini bozmaya başlamış ve nihayet kız torunla ilişkisini tamamıyla kesmişti.

Sanal dedesine taparcasına bağlı olan erkek torun da dedesinin tarafını tutmuş ve kızı çok sevmesine rağmen; tencerenin büyük kapağının küçük olmasının da etkisiyle ipleri koparmıştı…

Sanal âlemde başlayıp, uzun süre devam ederek çok kuvvetli sevgi bağları oluşturan bu ilişkiler de fiilen bitmiş ama kalben bitmemişti. Kız torun her gece MSN e giriyor ve nickinin yanına

“ Değeri bilinmeyen sevgiler; kalpleri derinden deler” veya

“ Yaralı bir kalbin ahı tutarsa eğer; insanı mahvedip perişan eder. “ veya

“ Bir gün bir acı haber alırsan eğer; İşte bana o zaman verirsin değer “ veya

“ Artık para etmiyor son pişmanlıklar. Bırakıyor her kalpte onarılmaz yanıklar” Şeklinde kısa mesajlar yazıyordu.

Uzun süre sustuktan sonra dayanamayıp, cevap veren sanal dede; kız torunun iş yerini kapatıp başka yere göçtüğünü ve tüm arkadaşlarıyla da ilişkisini kestiğini öğrendi. Artık bu sanal torundan, mazide kalmış hatıralardan başka bir şey kalmamıştı.

Kız torunla tamamıyla bitmiş olan ilişkiler; erkek torun ile devam etmekteydi ama çok sevdiği kız arkadaşından kopmanın etkisiyle, işine olan konsantrasyon bozukluğu nedeniyle; erkek torun işinden atılmış ve bir kahvede garsonluk yapmaya başlamıştı.

Erkek torunun maddi imkânsızlıkları nedeniyle gerçek âlemde tanışmalarına olanak sağlanamıyor ve her ikisi üzerinde de inanılmaz bir arzu ve merak uyandırıyordu.

Uzun süredir devam eden bu inanılmaz merak ve arzu; İhtiyar delikanlının kızı tarafından yapılan davet üzerine bitecek ve nihayet taraflar birbirlerini göreceklerdi. Bu amaçla büyük şehrin meşhur bir yerinde buluşmak üzere randevulaşmışlardı.

Dede bu randevuya; kızının arabası kapıda olduğu halde hikâyemizin ana fikri olan bilinçlilik nedeniyle bir taksi çağırdı.

Tanışacakları kişi sanaldan da olsa; bir torun olduğu için eşinin de bu genç delikanlıyla tanışması doğaldı. Esasen sanaldaki erkek torun; dedenin eşiyle görüntülü olarak konuşmuş ve sanalda tanışmışlardı.

Randevu yerine geldikleri zaman; ihtiyar delikanlı aniden kendisinin boynuna sarılan genç bir delikanlı buldu. Bu genç delikanlı, ihtiyar delikanlıya öylesine sarılmıştı ki neredeyse kemikleri kırılacaktı.

Bu genç: Sanal âlemden tanıştığı sanal torunundan başkası değildi. Yanında da; aylarca sabahlara kadar sohbet ettikleri halde kendisini göstermeyip sesini duyurmayan, öteki, çok güzel ve çok cazibeli sanal torun vardı.

Dedenin büyük şehre gelişi onları tekrar birleştirmiş ve ihtiyar delikanlıyı birlikte karşılamışlardı. Buluştukları yerin yanında da siyah renkte bir range Rower duruyordu. Kız torunun arabasına atlayıp, hep birlikte geziye çıktılar… 20 Mayıs 2008

 
Toplam blog
: 104
: 722
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

6 Mayıs 1927 Simav doğumlu, İstanbul Yıldız Teknik Okulu’nun ( Bu günkü Yıldız Üniversitesi) son sın..