Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '19

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İhtiyarlık

İnsanların yaşam ve ölüm süreçleri, bebeklik ve yaşlılık döneminin benzerliğine işaret ediyor. Bebekler ile yaşlılar arasındaki bu ilişki, zamanın linear değil döngüsel olduğunu kanıtlar. Konu tıpkı yaşamın ilk ve son evresindeki boşluğa denk gelir. Üzerinde daha kapsamlı düşününce, kainatın dönüşümüyle de benzerlik taşıyor diyebiliriz.

Yaşam tıpkı bir nehir sirkülasyonu gibidir; doğum ve ölüm, güneşin doğup kısa bir süre sonra karanlığa gömülüp, sabah tekrar günü aydınlatması, doğanın kışın kuruyup baharda tekrar yeşillenmesi gibi... İşte bu örnekler yeni ve eskinin haline benzer. Bunun yanı sıra bebekler o boşluğu yeni anılarla doldururken, yaşlılarsa bilgi alanlarını boşaltırlar. Onları gözümüzde şöyle bir canlandıralım; her ikisinin de bakışlarında aynı saflık, inatçılığında aynı hoşluk, savunmasızlığında aynı korunma ihtiyacı vardır. Oysa yaşlıların o yaşa gelene kadar ne çok deneyimleri vardır, kendileri için koskoca bir hayat inşa etmişlerdir. Bunun için de emeklemeyi, konuşmayı, yazmayı, okumayı, birilerinin bir takım yardımlarıyla ihtiyaçlarını gidermeyi öğrenmişlerdir ya da büyükleri zaten onlarda varolan bilgileri açığa çıkarmalarına yardımcı olmuştur. Ayakları üzerinde durmayı başarınca, çalışıp, evlenip ‘hayal’ ettikleri bir yaşamı, hayat diye tabir edilen sayfayı/boşluğu saydığımız eylemlerle doldururlar. Böylece 'hayalin hayalini' yaşarlar.

Bunun yanı sıra onların suretlerine baktığınızda sadece huy olarak değil, bedensel olarak da birbirlerine benzeştikleri görülür. Saçlarında ve dişlerindeki seyreklikler, yürümekte zorlanmaları, sık sık hastalanmaları... Bundan ötürü belki de çocuklar ve yaşlılar en iyi şekilde anlaşırlar. Ne var ki birisi hayatının başındayken, diğeriyse artık sonundadır.

Kur'an'da şöyle bir ayet var: "Kimi uzun ömürlü yaparsak onu yaratılışı itibarıyla zayıflatırız. Hâlâ akıllarını kullanmazlar mı?" (Yâsiyn-68). Bu örnek, bahsini ettiğimiz konuyu destekler mahiyettedir.

Diğer yandan 'Hud Suresi ve onun kardeşleri beni kocattı’ hadisi ile farklı bir konuya işaret edilmektedir. Bu hadisi, Hud Suresi'nin 120. ayetindeki açıklamayla bağlantılı bir şekilde düşünebiliriz ki anlamı, Resullerin haberlerinden bahsedilmesi, o işlevin zorluğuna vs. dayanıyor. Hud Suresinde de örnekle bir çok Nebi ve Resulden bahsedilerek bu noktaya geliniyor. Zaten Hud Suresi ve kardeşleri dendiği zaman bu genel manayı düşünmek lazım. Resulullah'a bir sahabe soruyor; “Ya Resulullah, 'Hud Suresi beni kocattı' demekle neyi kast ediyorsun?" Bu sefer Hud Suresi'nin 112.ayetindeki: “Emrolunduğun gibi müstakim ol”, İnşirah Sûresinde ve Araf Sûresinin 2.ayetinde “İçinde bir sıkıntı olmasın, sırtındaki yükü kaldırdık, içini genişlettik, sadrını genişlettik” deniliyor. Demek ki bir zorluk var ki böyle bir durum mevcut. Bu ayrıntıları dikkate aldığımızda, yaşlılığın fizyolojik kısmında fonksiyon kayıpları olduğu görülüyor. Bu husus mecazi olarak Hz.Muhammed tarafından dillendirilse de ayetlerde öyle olamayacağı konusunda uyarı var. Bu husus Nebi ve Rasul konusunda farklı bir statünün varlığına işaret etmektedir. (Bknz. Ahmed Hulusi Kur’an Çözümü)

İyi bilinmeli ki yaşlıların nasihatle, yol göstericilikle, bilgelikle ilişkili bir hali de vardır. Çünkü onlar artık keşkelerin, pişmanlıkların, olasılıkların ötesinde bir süreçtedirler. "Her bilinç, ölümü (biyolojik bedensiz yaşamayı) tadacaktır!” (Âl-u İmran-185) Sonuç olarak önemli olan nokta tıpkı bebekliğinizde sahip olduğunuz saflığı ve olumlu hali erginliğinizde de hakikat yaşamı için yukarıda bahsedilen iki dönem arasında çalışarak, enerjimizi artıda tutup, ilim sahibi olarak, doğru şeyler üreterek ve o ilk günkü saf halimizle,  aslımıza rücu edebilmemizdir. İşin aslı budur.

 

Ahmed F. Yüksel

08/07/2019 Bodrum

 facebook.com/ahmedfevzi.yuksel
instagram.com/sufafy
twitter.com/sufafy

 

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..