III. Fatih Terim dönemi

Yaşanan büyük yıkım dönemlerinden sonra ortaya kurtarıcı olarak çıkanların büyük oy oranları ile iktidara gelmesi tarihte sıklıkla görülmüştür. Sn. Ünal Aysal Galatasaray başkanlığına böylesi bir ortamda geldi. Bu bana biraz da Türkiye’nin son koalisyon hükümetinin yaşadığı krizlerin sonunda iktidara gelen AKP gerçeğini hatırlattı.

Galatasaray’da iki tür yorum var.

Bir tanesi kulübün mali yapısının çok kötü olduğundan söz ediyor, eski yönetimi suçluyor. Kuşkusuz bunun peşinden gelen sportif başarısızlıklar da eski yönetimin uzaklaştırılması için yeterli olabiliyor.

İkinci yorum ise daha çok eski yönetime yakın olan kişilerden yükseliyor; "Galatasaray’ın mali ve idari yapısı o kadar güçlenmiştir ki artık kulübü yönetmek cazip hale gelmiştir."

Bu iki yorumun hangisinin gerçek olduğunu ilerleyen zaman dilimi içinde takip edebileceğiz.

Ancak tek bir gerçek var ki o da Galatasaray futbol takımının yaşadığı büyük katastroftur. Galatasaray’ın yaşadığı sorunların nedenleri üzerine sezon boyunca fırsat buldukça yorumlar yaptık, konuştuk, tartıştık.

Takımlar zaman zaman yenilenme gereksimi duyarlar. Bu da eski yapının tamamen ortadan kalkmasıyla oluşur. Eskinin devre dışı kalması çok uzun zaman alabilir.

Sn. Aysal yeni bir yapının temsilcisidir. Başkan olmak için on yıldır bekliyor. Bu süre boyunca hazırlık yapmış mıdır yine başkanlığı süresince test etme şansımız olacaktır.

Bir olguyu değerlendirmenin en etkin yollarından bir tanesi onu tam tersi ile kıyaslamaktır. Galatasaray’ın antagonisti hiç kuşku yoktur ki Fenerbahçe’dir.

Sn. Aziz Yıldırım başkan olurken büyük projelerle yönetime talip olmuştu. Sn. Aysal’ın bu anlamda büyük projelerini bilmiyoruz. Kuşkusuz Galatasaray'ın en önemli sorunu ekonomiktir.

Fenerbahçe başkanı hem kulüp yapısının hem de futbol takımının geleneksel yapısını değiştirmek için oldukça çaba harcadı. Galatasaray’ın nasıl bir geleneğe sahip olduğunu özellikle Adnan Polat’ın indirilme ve yeni yönetimin hazırlık döneminde çok net olarak hissetme ve test etme olanağı yakaladık. Sn. Aysal’ın bunu değiştirmeye gücü yeter mi yine önümüzdeki dönemde izleyeceğiz.

Kuşkusuz futbol takımının başına kimin getirileceği konusu bu yönetimin vereceği ile önemli karardır. Fenerbahçe üzerinde biriken enerjiyi Mustafa Denizli’nin teknik direktör olmasıyla atabilmişti ancak onun teknik direktörlüğü kalıcı yapılar yaratmaktan çok uzaktı.

Sn. Aysal dün Fatih Terim’le görüştü. Onun şartlarını dinledi muhtemelen. Akşam televizyonlara anlaşıldığı yönünde bir haber düşmesine karşın bugün şu saate kadar henüz resmi bir açıklamanın yapılmamış olması kafalarda soru işaretleri yarattı.

Öncelikle ben Fatih Terim’in yerinde olsaydım; geçen sene milli takımı bıraktıktan, Bursaspor’un da şampiyonluğunu gördükten sonra Anadolu takımlarının güçlenen yapılarını da göz önünde bulundurup onlardan birinin başına geçerdim. Çünkü artık başarının ağırlık merkezi İstanbul’dan Anadolu’ya kaymaya başlamıştır. Fatih Terim’in Anadolu’dan bir takımı şampiyon yapması demek büyük bir olaydır.

Ancak kendisi beklemeyi tercih etti.

Beklemek ne demektir? Avrupa’dan ya da Galatasaray’dan gelebilecek bir tekliftir bu.

Üstelik Galatasaray’la olan bağlantısı öylesine güçlüdür ki teknik adam kim olursa olsun her başarısızlık döneminin ardından onun isminin gündeme gelmesi bir anlamda takımın teknik direktörün kafasının üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanmasıdır.

Fatih Terim ismi bir zamanlar adı “Ali Şen başkan Fenerbahçe şampiyon” ile anılan bir fenomene dönüşmüştür.

Sn. Terim I. Döneminde yaşadığı başarıları ne Milli Takım’da ne de Galatasaray’da II. Dönemlerinde tekrarlayamamıştır. Fatih Terim isminin kendisi belki de bunun önündeki en büyük engellerden bir tanesidir.

Sn. Aysal belki Fenerbahçe’nin Mustafa Denizli ile yakaladığı başarının benzerini Fatih Terim’le tekrar edip zaman kazanmak isteyebilir. Ancak bunun çok riskli bir deneyim olabileceğini de öngörebilmek gerekiyor ki Fenerbahçe’de bu şampiyonluk aynı zamanda gerilemenin de başlangıcı olmuştur.

Kuşkusuz Galatasaray’ı toparlayacak bir lidere ihtiyaç duyulmaktadır. Sn. Aysal hem yönetimde yeni olması, tecrübesizliği nedeniyle bu lider tipolojisinin oldukça uzağında olduğundan geçici de olsa Fatih Terim ismini kullanmayı düşünüyor olabilir. Örneğin Trabzonspor ancak bir Şenol Güneş ismiyle bugünlere ulaşabilmiştir. Çünkü Trabzon’un içini çok iyi bilen Şenol Güneş kentin içinden gelen baskılara direnip kendi kafasındakileri gerçekleştirebilecek kararlılığı gösterebilirdi.

Fatih Terim isminin benzer bir etki yaratması doğrudur, anlamlıdır. Ne kadar gerçekçidir, sorusunu sormamız gerekir.

Ancak yukarıda da yazdık; başarının merkezi giderek daha fazla Anadolu’ya kayıyor. Anadolu takımları güçlü takımlar kuruyor. Önümüzdeki sene ligin karakteri çok daha zor olacaktır.

Ünal Aysal’ın Fatih terim tercihi gibi…

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com