Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '06

     
    Kategori
    Tarih
     

    İilk Kurşun Tepesi

    Tarihimizde; aslında pek de bilinmeyen ancak yüksek bir önemi bulunduğunu düşündüğüm, belki de gurur duymamızı gerektiren bir hadisedir İLK KURŞUN MESELESİ...

    Peki nedir bu İlk Kurşun ve İlk Kurşun Tepesi? İlk kurşun, İzmirin işgalinden sonra Milli Mücadelenin organize bir şekilde başlamasından önce, yaklaşan düşmana karşı, bir grup insanın kendi içinde başlatıp geliştirdiği bir boyuneğmezlik ve bir varolma mücadelesidir en özetiyle. Burada bu eyleme en küçük emeği bile geçen herkesi saygıyla anıyorum. Tarihimizde üzerinde hakikaten durulması gereken önemli bir vakadır. Bu vakanın yaratıcıları mezarlarında huzurla uyuyadururlerken biz de yaşananlar üzerinde duralım. Aslında Kuvay-ı Milliyenin kuruluşunada öncülük eden bu cesur tavır bugünkü Ödemiş ilçemizde alınmıştır. Yunan ordusunun Hasan Tahsinden sonra yediği ilk kurşunun mekanı olmuştur Ödemiş ve bununla belki de bağımsızlığının bedelini ödemiştir ÖDEMİŞ!..

    Şimdi vakanın biraz daha gerisine gidelim: 15.Mayıs.1919 sabah saat 07:00 civarı Yunan ordusu İzmiri işgal eder buna karşılık silahları elinden alınmış Türk Garnizonundan hiç bir müdafaa ve tepki gelmez. Tek bir yürekli tepki vardır o da Hasan Tahsinden(Türkün yiğit evladından) gelir. Hasan Tahsin önceden kendisini hazırlamıştır, Yunan Sancağını taşıyan askeri tereddütsüzce silahını çıkartıp vurur. Yunan birliğinde ise müthiş bir panik ve karmaşa başgösterir. Ancak kısa sürede durum anlaşılıp, ateş edenin tek bir kişi olduğu ortaya çıkınca oracıkta parçalarlar Hasan Tahsini, o Türkün yürekli evladını. İşte Ödemiş savunmasınında başlangıcı bu vahim olay sayılabilir, ancak talihsizlik o ki organize olmayan bireysel bir karşıkoyuştur bu...

    Yunan ordusu adım adım ilerler ancak 600 yıllık o koca imparatorluk öylesine uyuşmuş ve sessizliğe bürünmüştür ki ne bir tepki görürler ne de bir karşıkoyuş. İzmirin işgali sırasında ise neredeyse 2000 kişilik garnizon silahlarıyla birlikte; asker, subay ve üst rütbeli komutanlar silah ve dipçik darbeleriyle dövüle dövüle Yunan zırhlılarına götürülürler. İzmirin işgalinden önce İstanbul Hükümetinin Nurettin Paşayı görevden alıp İzmiri aşama aşama bu acı olaya sürüklemiş olmasıda tarihi bir gerçektir maalesef. Peki garnizon komutanı emirleri dinlemeyip, elindeki mevcut kuvvetle işgale karşı durabilir miydi?İşte hepimizin zaman zaman kendimize sormamız gereken yaman bir sorudur bu. Bizi aşan durumlarda ülke menfaati için ölümüne kararlar verebilir miyiz?Çok ağır ve zor bir karar olduğunu düşünüyorum. Burada garnizon komutanını suçlayamıyorum ancak saygın bir yere de koyamıyorum. Yazdığım gibi Nurettin Paşa İzmir valisidir ve görevden alınır. İşgal için çok önemli bir hazırlık aşamasıdır bu. Büyük taarruz sırasında; İzmire ilk giren paşa olmak kadar değerli birşey olabilir mi Nurettin Paşa için.

    İzmire yapılan bu ağır saldırıdan sonra Yunan işgali durmaz, daha içerilere kadar süratle devam eder. İşte tam bu noktada Ödemiş halkını kutlamak gerekiyor. Kurşunlu tepesine neredeyse 200 den fazla sivili aktarıp, silahlandırıp(mühimmatı, silahlarıyla erzağıyla, ilk yardım seyyar hastanesiyle) neredeyse tam anlamıyla bir cephe kurarlar. Büyüklüğü ve önemi de buradadır İlk Kurşun Tepesinin ve İlk kurşun cephesinin; yer yer altı saate varan çarpışmalar yaşanır düzenli Yunan ordusuyla ve hoşgeldiniz demezler düşmana!... Burada haksızlık yapmamak için bundan bir süre önce Ayvalık civarında düşmana sıkılan kurşunları da anımsamak gerekir ancak Ödemişdeki organizasyon tam bir cephe niteliğinde olduğu ve düşmana az da olsa kayıp verdirildiği için daha büyük bir önem arzetmektedir.

    Tüm yiğit Ödemiş halkını ve kurşun sıkan herbir Türk evladını burada anmak istiyorum.

    Sevgiler,

    Kazım Karabekir

    11.09.2006

     
    Toplam blog
    : 1
    : 392
    Kayıt tarihi
    : 11.09.06
     
     

    Kendimi burada birkaç kelimeyle şöyle tanımlayabilirim: Son on (10) senesini yurtdışında mühendislik..