Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

25 Mayıs '13

 
Kategori
Kültürler
 

İki bayram arası düğün yapmak

Kimin aklına gelmiş, kim böyle bir şeyi akıl etmiş inanın ben anlayamıyorum.

Bana bilimsel bir gerçeği açıklamazlarsa “ iki bayram arası” düğün yapılmaz, safsatasına gülüp geçeceğim herkesin haberi olsun…

***

Dün akşam, çok değerli bir dostumla telefonda görüştükten sonra Cankat’la dershane dönüşü birlikte yürümeye karar verdik.

Adana da hava müthiş baskılı, bir yanda sıcak bir yanda toz bulutu var. Gökyüzü beyazla sarı arasında, hiç sevmem içimde sıkıntılara sebep olur…

Bizim eski mahallemiz Gazi paşa Mahallesini geçtik, şehrimizin en uzan bulvarı Turgut Özal Bulvarına girdik.

Niye yalan söyleyeyim bulvarın çiçeklendirilmesi, ışıklandırılması muhteşem. Pırıl pırıl, tertemiz insanlar akşam sporu için sokaklar dökülmüş, kaldırımlar tıklım tıklım.

En çok dikkati çeken galiba sıcaktan mıdır nedir Adana da mini etek ve şort moda. En çok dikkatimi çeken husus ise; elinde cep telefonu koşarak yürüyerek kendi kendine konuşan ve mesaj çekmeye çalışan gençler özellikle de kızlar.

Hiç kimse umurlarında değil, birine çarpar mıyız, karşımızdan gelen tanıdık olurda selam vermezsek ayıp olur, diye düşünen yok. Ne bir merhaba ne bir iyi akşamlar kimsenin yüzüne bakmıyorlar, hayret nasıl bu hale geldiysek…

Ancak hangi yana bakarsanız bakın benim yaşımdakilerin ilk aklına gelen şu oluyordur eminim;

“Ne kadar güzel bir gençlik bu, galiba erken gelmişiz dünyaya…”

***

Tabi bu kadar güzel genç kızlar delikanlılar doluşunca ortalığa, malum ülkemizde Mayıs Haziran Temmuz ayları “dünya evine” girme aylarıdır.

Bu zamanlarda ortaklıkta telli duvaklı gezen birbirinden güzel gelinlerle, siyah veya lacivert takım elbise giymiş özellikle kırmızı kravatlı damatlara sıkça rastlanır, yanlarında da gece elbisesi içinde anneler ablalar ya da eltiler. Bunlar ise mutlaka minicik ama içine zorla girdikleri vücuda yapışan siyah etek giymişlerdir.

Turgut Özal’ın orta yerine geldiğimiz de yüksek bir apartmanın önünde galiba “nişan töreni” vardı.

Apartmanın önüne ise beyaz örtülerle süslenmiş meyve ve çerezin her çeşidinin bulunduğu birkaç masa hazırlanmış.. Etrafında organizasyon şirketinin garson kıyafetli elemanları, garson kızlar ellerinde tepsilerle masaların arasında geziniyor bir o yana bir o yana koşuşturuyorlar.

Bir kenara ise damatla gelinin oturacağı üzeri çiçeklere süslenmiş bir masa koyulmuş…

Sokak ve apartman önü o kadar kalabalık ki; kim davetli kim davetli değil ayırt etmek mümkün değil, zaten beleş çerezi meyve suyunu bulan yumuluyor inanın…

Sokakta apartman bahçesinde düğün nişan sünnet yapmanın en kötü yanı bu, duyan geliyor çünkü…
Kimin gelin tarafı kimlerin damat tarafı belli değil!

***

Gelelim en can alıcı noktasına, dönem düğün nişan dönemi olduğu için kendimi şimdiden alıştırmaya çalışıyorum.

Çünkü bu aylarda Adana da en çok rastlayacağınız sahne şudur; davul zurna ve yüksek sesli müzik!

Davul ve zurna gerçekten muhteşem bir ekip, halay çekmenin, üçayak oynamanın en güzel enstrümanlarıdır, ancak gecenin onunda sabahın köründe çalınması resmen “işkencedir.”

Sabahın erken saatinde uykunun en güzel anında davulcu davula öyle vuruyor ki “Aman Allah’ım ne oluyor lan…”

Diye uyanıyorsunuz, ondan sonra uyuyun uyuyabilirseniz…

O sırada üç beş yaşındaki çocukların ve hamile bayanların ve kocalarının yerinde olmayı hiç istemem doğrusu…

***

Tam evin önüne geldik, oturduğumuz sitenin yan tarafındaki apartmanlardan birinin önünde de düğün-nişan hazırlıkları vardı, müzik öylesine yüksek sesle çalınıyordu ki Cankat’la konuştuklarımızı duyamadık, keşke biraz daha dikkatli ve çevreye saygılı olunabilse…

***

“Evlilik” insanlık için çok önemli bir birliktelik, dişi ile erkeğin doğal buluşması ve akabinde erkek veya kız çocuklarına sırayı, mirası ve geleceği emanet etme…

Bu gerçeğe rağmen Ramazan ile Kurban bayramı arasında düğün yapılmaması nedeni nedir hala çözemedim.

Acaba diyorum; Bayramlar fakir işi olmaktan çıktı, çok masraf yapılıyor. Bayramlıkların alınması ya da kurbanlık kesilmesi şekeri kahvesi dolması börekler, içli köfteler derken dünyanın parası.

Bayram arasında düğün nişan masrafı ağır olurken hemen sonrası yine bayram,  o da ayrı bir masraf, yoksa durumunuz kaldırmak kolay değil diye düşündüklerinden midir, acaba?

Bakın o zaman haklılar çünkü para kaynağınız kısıtlı veya az ise hem bayramlara hem düğünlere “mangır” ayarlamak her babayiğidin harcı değil, bana göre son derece zordur…

Zaten durumun ekonomik zorluğu kendisini öyle açıkça gösteriyor ki düğün nişan sünnet törenleri salonlar da değil çoğunlukla sokak aralarında ve apartman altlarında site bahçelerinde yapılmaya başlandı…

***

Bendeniz gürültülerin dışında sokak (?) düğünlere de karşı değilim. Tercihim ve tavsiyem sadece ”aşk evlikleri” ile “akıl evlilikleri” üzerinedir. Güzel bir gündür, gülünmeli neşelenmeli eğlenmeli oynanmalıdır, fakat

Sabahın köründe, gecenin bir yarsında güm güm diye davul çalmamak koşulu,

Ve de apartman sakinlerinin tümünden izin almak şartıyla,

Çünkü hastası olan var, çocuk bekleyen anne adayları, ertesi sabah sınava girecek öğrenciler hatta hiç kimsenin ne hikmetse bir türlü aklına gelmiyor ama cenazesi olanlar da var…

***

Şimdiden yaz boyunca nişanlanacak evlenecek dostlarımıza, dostlarımızın çocuklarına, torunlara sonsuz saadetler diliyorum efendim…

***

Bir Cumartesi yazısında birlikte olmanın mutluluğu ile siyasete girmemeyi başardım ya bana helal olsun…

Ancak merak ettiğim şu; Televizyonları gösterdiği ve oradaki dostlarımdan aldığım bilgilere göre;

Başbakan Reyhanlı da bugün neden düğün bayram hazırlığıyla karşılanacak ki?

 

Har zaman olduğu gibi; Hoşça ama daima sevgiyle kalınız…

 

Erdoğan ÖZGENÇ

 

 

 

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..