Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

İki cihanda lekeli olmak

İki cihanda lekeli olmak
 

Dünya coğrafyasında nerede olursa olsun insanlığın en günahsız, en temiz insanlarının toplandığı yerler ilkokullardır. Bu okulların niteliğini ne sokakta, ne sinemada, ne tiyatroda, ne konser salonlarında, ne parkta, ne alışveriş merkezlerinde bulamazsınız. Yani insanların toplu oldukları yerlerde en saf duyguların, en güzel sevgilerin bulunduğu yer ilkokullardır. Toplumun geleceğinin ilk harcının karıldığı, şekillendirildiği yerlerdir.

Okullarımızın işlevlerine bakıldığında özünde insanın eğitilmesi yatar. Okullarımızda verilen eğitimde insanları Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Boşnak, Sünni, Alevi diye “ayrıştırma, ötekileştirme” anlayışı yoktur. Peki, ne vardır? Şüphesiz insan sevgisi odaklı kaynaştırma, bir araya getirme işlevi vardır.

Eğitimin önemini ve işlevini okuması yazması olmayan, muska ve sadaka kültürü ile yetiştirilmiş insanların varlığı daha da önemli kılmaktadır. Eğitimsiz insanlar üzerinde ağalık anlayışı, şeyhlik ve töre anlayışı daha bir belirgindir. Topraksız köylüleri maraba olarak niteleme karşısında çaresizliğin el pençe divan duruşu eğitimsizliğin dışa vurumu değil midir?

Eğitimin insana kazandırdıkları içinde hiç kuşkusuz demokrasi ve eşitlik kavramına sahip çıkma dürtüsü vardır. İnsan haklarına sahip çıkma ve düşündüklerini dile getirme cesaretinde eğitimin rolü yadsınamaz. Gündelik yaşamın daha bir sancısız yaşanması, canlı yaşamına güzellik ve anlam kazandırılması, kısır çekişmelerin aşılması ve dar kalıpların kırılması, diğerlerine değer verilmesi alınan eğitim ve kültür birikimi ile daha bir anlam kazanır.

Ve en önemlisi insanın yaşadıklarını sorgulama yeteneği aldığı eğitimle gelişir. Eleştiriye açık olma, haklı ise eleştiriyi demokrasi kültürü içinde benimseme, hakaretten uzak eleştirel cevap verme yeteneğini kazandıran eğitimdir.

Son bir aydır kimilerinin “Kürt açılımı” kimilerinin “demokrasi açılımı” nitelemesinde bulundukları tartışmalar gündemdeki yerini korumaktadır. Tartışma ve düşünce beyan etme versiyonunda duyduklarımız, okuduklarımız kimi zaman şaşırtıcı olmaktadır. Neden? Çünkü mikrofonu kapanın savurduğu salvolar düşünce beyan edeyim derken hakaret boyutuna ulaşmaktadır. Örnek mi istiyorsunuz? Bence gereksiz. Çünkü vatandaş zaten izleyip görüyor.

Demokrasi kültürünü içine sindirememiş kimi aymazların söylemlerinde “demokrasi açılımı” kavramından ne anladıklarını görmek şaşırtıcı değil. “Dediğim dedik çaldığım düdük” havasında olanların karşı eleştiri karşısında sinirlerine hâkim olamamaları ise ne derece tahammülsüz olduklarının dışa vurumudur. Adına ne derseniz deyin. İster “demokrasi açılımı” deyin, isterseniz “Kürt açılımı” fark etmez. Bu ülkenin olmazsa olmazlarını içinize sindirin. Bin yıldır bir arada sorunsuzca yaşamış insanları Kürt, Türk diye ayırmanın kimseye bir faydası yoktur. Devletimizin üniter yapısını, bölünmez bütünlüğünü, resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini içinize sindirin. Yirmi beş otuz yıldır bu ülkenin dağlarını, köylerini, yollarını, yaylalarını kan gölüne çeviren katillerin muhatap alınmasını öne sürmeyin. Eleştirdiğinizde, yanlışsınız denildiğinde “hop oturup hop kalkmayın”. Yaklaşımınızı devam ettirdiğinizde eleştirileceksiniz.

Neden eleştiri derseniz, verilecek cevaplar peş peşe sıralanır da ondan.

Bizim eleştirimiz, onlarca yıldır kanunlara saygılı yaşamını sürdüren vatandaşa değildir.

Bizim eleştirimiz, katillerin muhatap alınmasını savunanlaradır.

Bizim eleştirimiz, acımadan askeri, polisi, öğretmeni, savunmasız vatandaşı şehit edenlerin “yol haritası” maskaralığını öne sürenleredir.

Bizim eleştirimiz, katil sürüsünün yaptıklarını görmezden gelip, onlarca şehit anasının gözyaşını umursamayan ayrılıkçı söylemlerde bulunanlaradır.

Bizim eleştirimiz yıllarca halktan bağış adı altında zorla para toplayıp silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapanlaradır. Topladıkları paralarla silah alıp yine o silahı o halka doğrultanlaradır.

Bizim eleştirimiz, yollara kahpece döşediği mayınlarla askerimizi, vatandaşımızı şehit edenleredir. Birliğine giden askerlere pusu kurup kurşunlayanlaradır. Kundaktaki bebeleri kalaşnikoflarla acımasızca tarayanlaradır.

Bizim eleştirimiz, emperyal güç odaklarının sinsi oyunlarını uygulamaya çalışanlaradır.

Bizim eleştirimiz, feodal düzenin devamından yana olup vatandaşın “marabalıktan” kurtulmasını istemeyenleredir. Bizim eleştirimiz, ağalık ve şeyhlik düzeninin nimetlerini kaybetmek istemeyenleredir. Bizim eleştirimiz, halkın cahil kalmasını yeğleyen ve törenin acımasızlığını devam ettirenleredir.

Bizim eleştirimiz bin yıldır bir arada sorunsuzca yaşamış insanlar arasına “ötekileştirme” kavramını sokmaya çalışanlaradır.

Bizim eleştirimiz kız çocuklarını okullara göndermeyenleredir.

Bizim eleştirimiz Lozan’ı yok sayıp Sevr’i getirmek isteyenleredir.

Dahası…

Demokrasi ve insan hakları kavramlarını hiçe sayıp işine geleni demokrasi ve insan hakları kapsamında ele alanlaradır.

Açılıma karşı çıkanları “iki cihanda lekeli” kabul edenleredir.

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..