İki dedikodu arası bir galibiyet: Türkiye 3 – 0 Estonya ( 11/09/2012 )

Abdullah Hocam gücenmesin ama şunu söylemeliyim ki, Selçuk da Umut da oynayabiliyormuş ve buna rağmen takım da kazanabiliyormuş, öyle değil mi ama?.. Tamam kadro seçimi hocanın kararıdır ama elinde alternatiflerin yoksa ve kendi takımında bir şekilde banko oynamayı becerebiliyorsa, sen de çıkar bu oyuncuyu oynatırsın, polemik konusu yapmazsın…

Ligde kanatlardan gelen toplarla en kolay buluşan oyunculardan biri Selçuk ve gol becerisi de son derece yüksek… Senin de skor yollarında sıkıntın var… O zaman neden olur olmaz tartışmalarla herkese meze yapasın Selçuk İnan ‘ ı…

Aslında her şey bu kadar basit… Futbol oyunu bir kaç bariz taktikten ibaret ve herkesin haberdar olduğu stratejiler uygulanıyor. Teknik direktör öyle zannedilse de, kendine  göre bir takım çıkarmıyor sahaya. Oyuncuya göre bir takım kurguluyor ve sahaya sürüyor…

Neredeyse sadece ufak tefek rötüşlar teknik direktörün tasarufunda gerçekleşiyor ve eldeki malzemeye göre bir oyun ortaya konuyor… Sen aday kadroya bu oyuncuları çağırıp onlarla bir yola giriyorsan bunları da kabul ederek eleştirileri göğüsleyeceksin…

Maça gelecek olursak… Estonya ‘ nın eti belli budu belli… Gol atma becerisi olmayan bir takım… Savunmayı iyi kurguladığında gol yememen gereken bir ekip… Demek ki kilidi açacak oyuncular maçın anahtarı ve her şey tahmin edildiği gibi gerçekleşiyor fark geliyor…

Bu arada Emre gollerden birini atsa da, bana göre milli takımda miadını doldurmuş bir oyuncu… Gol sevincini de bu bakış açısıyla yorumlayıp kafamda vedalaşıyorum kendisiyle… Bir dahaki Avrupa Şampiyonasında onu görmezsek kimse niye diye sormasın lütfen, çünkü herşey ortada…

Dikkat ediyorum da, bir çok kalburüstü dişli takımda, taktikler ve stratejiler masaya yatırılırken biz hala dedikoduları ve iç çekişmeleri tartışma konusu yapmaya devam ediyoruz… Kısaca ve özetle, inanın hiç bir işe yaramıyor bu kördöğüşleri…

İşte maçın önemli anlarını izleme imkanı bulabileceğiniz özetin video linki…

Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL

Bu da yazı linkim...