Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

İki felaket arasında bir fark!

İki felaket arasında bir fark!
 

Taşkın


Geçtiğimiz günlerde Samsun'da bir sel felaketi yaşandı. Mert ırmağı'nın taşması sonucu 12 kişi kayatını kaybetti. Her zamanki gibi yine medya devreye girdi. Soruşturdu, araştırdı ve olayın nedenini buldu. Evler, dere yatağına yapılmıştı. Üstelik derenin akış güzergahı değiştirilmişti. Felaket'in sebebi buydu. Suçlu, bu inşaatları yapan Toki, dolayısı ile devletti.

Şüphesiz ki bunda haklılık payı vardı. Muhtemelen burada, kuvvetli bir yağışın ardından taşkın meydana gelebileceği, alt katların sular altında kalabileceği kimsenin aklına gelmemişti. Yalnız bir şey unutuluyordu. Söylentilere göre daha önce aynı yerde çok sayıda gecekondu bulunuyordu. İşte felakete sebep olan çok katlı konutllar yıkılan bu binaların yerine yapılmıştı. Demek ki adı geçen yerde, şimdiye kadar böyle bir taşkın yaşanmamıştı. Ya da yaşanmıştı da haber olmamıştı.

Yanlış iskan muhtemel felaketlere davetiye çıkarmaktır. Ancak bazan şartlar öylesine gelişir ki, tüm tedbirlere rağmen başınıza gelecekleri önleyemezsiniz. Gördüğüm kadarıyla buradaki binalar dereye yakın bir yere inşa edilmiştir. Ancak bölgenin, normalin çok üstünde yağış aldığı iddialarını da dikkate almak gerekiyor. Aksi taktirde durum hakkında doğru bir yargıya varamayız. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, "iki saat içinde metrekareye 48.8 kilogram yağış düştüğünü, bunun çok yüksek bir miktar olduğunu" söylüyor.

Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı Selami Özçelik, "TOKİ konutlarının yer seçimi yanlıştır." diye beyanat veriyor. Ayrıca bu kurum hazırladığı raporda, "Suçlu ve sorumlu doğa değil, DSİ, SASKİ, TOKİ, Samsun Büyükşehir ve Canik Belediyesidir" diyor. Şimdi, olay yeri tutanağı düzenleyen bir polis edasıyla rapor hazırlayan bu kuruluşa, "iyi de inşaatlar yapılırken neredeydin" demek hakkımız değil mi? Mimarların mühendislerin yaşadıkları yerin imar planlarıyla alakalı, daha önceden söyleyebilecekleri söz, ortaya atabilecekleri iddia yok mudur?

Bu tür kurum ve kuruluşlar nedense her şey olup bittikten sonra ortaya çıkıyor ve genellikle de yapılanın yanlış olduğunu söylüyorlar. Halbuki böyle teşkilatların varlık sebebi, önceden devreye girerek muhtemel felaketlere karşı tedbir alınmasını sağlamak olmalıdır. Sonucu gördükten sonra, "böyle yerlere bina yapmanın yanlışlığını" herkes söyleyebilir. Hatta ben bile...

Amacım afet üzerinden idareyi eleştirmek ya da savunmak değil. Çünkü böyle yapmakla gidenler geri gelmeyecektir. Konuyu ele almamın başka nedeni var.

Karadeniz bölgemizdeki gibi Rusya'da da bir sel baskını yaşandı ve 150 yi aşkın insan öldü. Dün akşam bir tv kanalı, iki haberi ardarda verdi. Samsun'da, sele maruz kalan konutların dere yatağına yapıldığını, tehlikenin geliyorum dediğini, taşkın engelleyici setlerin yetersiz olduğunu uzun uzun anlattı. Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı'nın, "buraya konut yapmanın ve dere yatağını değiştirmenin yanlışlığına dair" açıklamasını verdi. Yani çok net ve açık sözlerle olmasa da iktidarı dolaylı anlatımlarla bir güzel eleştirdi.

Rusya'daki felakete gelince durum aniden değişti. Az önceki eleştirinin yerini dramatik bir anlatım aldı. Sanki ekranı büyük bir hüzün sardı. Rusya bir felaketle karşı karşıyaydı. Bu yüzyılın afetiydi. Her tarafı sular basmıştı. İnsanlar sele gece yakalanmıştı. Ne olduğunu anlayamamışlardı. Kimi, evlerinden çıkıp kaçmak isterken ölüme yakalanmış kimi sele, kimi de elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmişti. vs. vs.

Muhabir su baskınına, baraj kapaklarının otomatik olarak açılmasının neden olduğunu söylüyor ama "barajın önüne şehir yapılır mı" demiyordu. Anlaşılıyor ki, Türkiye'de suçlu devlet, Rusya'da ise taşan sulardı. Televizyoncular benzer iki olay arasındaki farkı nasıl buluyorlar bilmiyorum. Aynı biçimde oluşan iki ayrı felaketten birinin insan kusuru, diğerinin doğal felaket olduğunu nasıl anlıyorlar onu da bilmiyorum. Tek bildiğim yaşanan afetlerden birinin Türkiye'de, diğerinin Rusya'de gerçekleştiği...

İki haberin sunuluş biçiminden Putin'in, felaket bölgesini dolaşmasının oldukça ciddiye alındığı, bizim bakanların ziyaretininse pek önemsemediği gibi bir sonuç çıkardım. Bilmiyorum belki de ön yargılarımın etkisinde kalıp hissiyatıma yenik düştüm. Buna rağmen bir şeyi net biçimde görmüş oldum. İktidar muhalifleri sundukları haberi, "izleyiciyi, hadisenin özüne değil işlerine gelen kısmına odaklayacak biçimde" veriyorlar. Bunun doğruluğu konusunda iddialıyım.

Resim: sohbetim.com

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..