İki gruplu Süper Final

Bu sezonun icadı Süper Final’de her takım için ortada tam on sekiz puanlık bir pasta bulunması dört takıma da kağıt üzerinde şampiyonluk şansı tanıyor fakat gerek aradaki puan farkının büyüklüğü gerekse takımların sahaya yansıttığı görüntü itibariyle şampiyonluk yarışının aslen Galatasaray ve Fenerbahçe arasında geçeceğini ve Trabzonspor ile Beşiktaş’ın da ligi üçüncü sırada tamamlayarak Avrupa Ligi biletini almaya çalışacaklarını kestirmek hiç de zor değil.   

1-Galatasaray    39

2-Fenerbahçe    34

3-Trabzonspor   28

4-Beşiktaş          28

Yukarıdaki şekilde başlayacak süper final öncesi takımların görüntüsü ise şu şekilde:

Galatasaray

Nedenini ister şike davasından uzak kalmak, ister Fatih Terim etkisi, isterseniz de Selçuk ve Melo’nun başarılı performansı olarak gösterin, sarı kırmızılı ekip gösterdiği başarılı performansla sezonun süper final öncesindeki dönemini zirvede bitirmeyi hak etti. Galatasaray’ın sezonun on ikinci haftasından itibaren yerine oturttuğu taşlar onların final maçlarında da en büyük avantajları olacakken, geçen hafta yaşanan Melo-Riera kavgası ve bu olayın söz konusu futbolcuları kaybetmek gibi olumsuz sonuçları da en büyük sorunları olarak kendini hissettirecek.

Fenerbahçe

Her şeyden önce söylemek gerekir ki yaşanan onca olumsuz gelişmeye karşın sarı lacivertlilerin sezonun ilk bölümünü zirve ortağı olarak tamamlamaları ve süper finale kabul edilebilir bir durumda girmeleri başlı başına takdire şayan bir başarı. Süper Final’i zirvede tamamlayarak bu başarılarını taçlandırmak isteyen Aykut Kocaman ve öğrencilerinin bu uğurdaki en büyük avantajları motivasyonları ve son örneğini Trabzon’da gördüğümüz umut veren futbolları iken performanslarının bu sene Samsunspor veya Karabükspor deplasmanlarında olduğu gibi vasatın dahi altına inebiliyor olması sarı lacivertliler için oldukça büyük tehlike.

Trabzonspor

Geçen sezonun zirve ortağı Trabzonspor’un bu sezon üçüncü sırada olsa da otuz dört maçlık dönemi liderin yirmi bir puan gerisinde tamamlamasının en büyük nedeni yıldız oyuncularının takımdan ayrılması ve bu oyuncuların yerlerinin doldurulamaması oldu. Bordo mavililerin Süper Final’deki gerçekçi hedefleri ligi üçüncü sırada tamamlamak olmalı. Bu yolda Karadeniz ekibinin en önemli avantajı Burak Yılmaz’ın üstün performansıyken dezavantajları ise kadronun görece daha mütevazı olması olacak gibi görünüyor.

Beşiktaş   

2011-2012 sezonun normal dönemi, yönetimin istifası, futbolcu sorunları ve Carvalhal’in vedası gibi son derece önemli olumsuzlukların peş peşe yaşanması nedeniyle siyah beyazlılar için son derece zor geçti. Özellikle Şubat ayı ile birlikte kötü bir performans sergilemekten ziyade “boş vermiş” bir görüntüye sahip olan Beşiktaş için en büyük olumsuzluk futbolcuların kendilerine son on iki maçta tam yirmi altı puan kaybettiren vurdumduymaz görüntüleri iken en büyük moral kaynakları ise Aralık ve Ocak aylarındaki on bir maçtan tam yirmi yedi puan toplayan takımın yine kendileri olması.   

Sonuç olarak her ne kadar aynı amaca yönelmiş dört takım olan bir grup gibi görünse de Süper Final kümesi aslında takımların iki gruba ayrılarak farklı hedeflere ulaşmaya çalışacakları bir lig gibi görünüyor. Bu ligde takımların sahip oldukları avantajlarını kullanma oranları onların Mayıs ayı ortasındaki yerini belirleyecekken olumsuz yönleri de onları devamlı aşağıya çekmeye çalışacak.

Umarım tüm maçlar kavga, gürültü ve kısır tartışmalardan uzak bir şekilde tamamlanır, mücadele daima üst seviyede olur, tribünler tüm maçlarda dolar, sonunda hak edenin kazanır ve kaybedenler kazananı tebrik eder.