Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

İki kişilik kahvaltı

İki kişilik kahvaltı
 

Ftoğraf:www.tekplatform.com


Ben senden sadece, sabahları kalktığımda bana şöyle güzel bir kahvaltı hazırlamanı isterim.

Bazen uzun bir tatil sonrası, heyecanla derse giren öğrencilerin dinlenmiş yüzleri gibi dinlenmiş bedenime coşkuyla " Günaydın! " diyecek, bize güzel bir günün kapısını aralayacak güzel bir kahvaltı...

Bazen biteviye geçen gündüzleri tamamlayan tozlu ve gri gecelerin uykusundan uyandığımda, kahvaltı masasına şöyle canlı, kır çiçekleri desenli, hatta gelincikli bir masa örtüsü ser ki... İçim açılsın isterim.

İnsanda uzunca bir süre ve sağlıklı yaşama hissini törpüleyen; bu garip, bu üzücü ve değerlerin giderek daha da çürüdüğü genel gidişat yüzünden olsa gerek, her sabah Rus ruleti oynarcasına, aç karnına, o ilk sigaramı içmeden, durumu sezinleyip bana güzel bir kahvaltı hazırlamanı düşlerim.

Bazen de emperyal horla(n)malardan bitkin uyandığımda, bana buram buram ülkem gibi kokan bir gözleme yap. Ya da unu altın başakların salındığı verimli ovalardan gelen bir kaç parça ekmek kızart isterim. O güzel kokuyu sabah sabah içime çekip, yurdum yurdum nefeslenerek!

Rüyamda yine bolca çocuk kanı içilen Orta-Doğu kabusundaysam eğer, uyandığımda, çayım da içim gibi buruk olsun ama tavşan kanı olmasın isterim. Yanında da, ağaçlarındayken dallarına barış güvercinleri konmuş zeytinler olsun...

O gelincik örtülü antik masamızın bir bacağı biraz kırık olsa da, kalplerimiz asla öyle olmasın.

Varsın biraz rüzgar çıkmış olsun dışarda, pencereler açık, perdelerse solmuş...yeterki sevgimiz hiç solmasın.

Masamız öyle olsa da, güzel yurdum; bu güzel ve iştah kabartan coğrafya da, üzerinde u-mutlu insanlarla, hep sapasağlam, dört ayak üstünde ve onurluca dursun isterim.

O güzel kahvaltı sonrası senden aldığım ilk öpücüğünde sevgi, emek, sadakat, özlem ve dayanışmayı da hissetmek isterim.

Masamızın -dünyaya açılan- balkon kapısına göre " sol yanını " kapmak için her defasında nasıl telaşlıysak, bana o ilk sabah öpücüğünü verirken aksine sakin olmanı umarım. Bu esnada yüzünde allı pullu vitrinler gibi aşırı makyaj, zihninde ise küresel ticaretin mikro yansıması ince hesaplar olmasın! Sadelik ve masumiyet içinde olmanı arzularım.

Ve bir de o öpüş sonrası utanma anlarında, bazen o örtüdeki gelincikler canlanıp yanaklarında açsınlar isterim. Tıpkı her bahar güzel yurdumun dağlarında, ovalarında nasıl açıyorlarsa, işte öyle...

Kahvaltının yaşamla çok sıkı bir bağlantısı olmalı diye düşünüyorum nedense hep. Tıpkı seninle, yurdumla, dünya ile ve mutlulukla bağlantımda olduğu gibi!

Hiç şüphesiz ki bazı sabahlar ben de sana hazırlarım. Kendimi güzel yurduma ve insanlarıma onca yıl nasıl hazırladımsa...Masama sadece arasıra uğrasalar da!

" Gerisini sen hiç merak etme " derim. Birlikte, el ele, gönül gönüle zaten hallederiz.

Ben bunları hep söyledim! " Canım, güzel de, amma da abartıyorsun...aşırı anlam yüklüyorsun...garanti veremem, hem biliyorsun ki ben de çalışıyorum hayatım..." dediniz ve gittiniz!

Ben de bu kez yazayım dedim.

Bilmem ki, ben çok şey mi istedim?


İ.Ersin KABOĞLU,

24 Haziran 2008, Ankara

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..