Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '10

 
Kategori
Deneme
 

İki kutupla iki istikamete

İki kutupla iki istikamete
 

Yorum hakkımız verilmediği için mecburiyetten blog yazıyorum. Başka bir bloğa yorum olan bu yazımdan önce okumanız gereken yazı : http://blog.milliyet.com.tr/Leonardo_da_Vinci__son_yemek__Isa__Yahuda/Blog/?BlogNo=248155

Paulo Coelho bir roman yazarıdır. Kendisine sektesel seviyede sempati olduğunu fark ettim. Sitesinde ki en çok satan kitabı ''The Alchemist'' in 'Kitaplarımı tartış' bölümünde yazmış olduğu bir yazısından bazı alıntılar yapmak istiyorum ancak bunun için çeviri yapmam lazım...Neyse sözü Paulo Coelho ya bırakıyorum :

Bu kitap 67 dilde altmışbeş milyondan fazla sattı ve insanlar bana sormaya başladı : Bu kadar büyük başarının sırrı nedir diye?... Dürüstce vereceğim tek cevap : Bilmiyorum... Tek bildiğim: * Çoban Santiago nun farkında olduğu gibi bizler de hayattaki kişisel çağrılarımızın farkında olmamız gerekiyor. Nedir kişisel çağrı ? Allah ın sana vermiş olduğu nimettir bu dünya da senin için seçtiği yol. Ne zaman bize çoşku veren bir iş yapsak o zaman destanı takip ediyoruz(Allah ın seçtiği yol). Her ne kadar hayellerimizin peşinden koşacak cesarete hepimiz sahip olamasak da;
Neden?
Dört engel vardır. Birincisi çocukluğumuz da yapmak istediklerimizin devamlı imkansız olduğu söylenmiştir. Bu düşünce büyüdükçe bize hakim olur ve yıllar geçtikce önyargı, korku ve suçluluk bize egemen olur...Ve gün gelir kişisel çagrımız ruhumuzun derinlerinde görünmez olur; ama ordadır.

Eğer hayallerinizi eşelemek için cesaretimiz varsa ikinci engel ile karşılaşırsınız : Sevgi. Ne yapmak istediğimizi biliyoruz ama çevremizdekilerin hayel ve isteklerini yok sayarak onları da üzmek istemiyoruz.. Fark etmediğimiz sevginin insana daha fazla ivme kazandırması gerektiğidir ve ilerlemenin yavaşlatılması veya engellenmesi sevgi adı altında olamaz. Fark edemediğimiz diğer bir konu ise bize gerçekten iyi dilekte bulunup mutlu olmamızı isteyen ve hayatta devamlı yanımızda olmaya hazır insanların olduğudur.

Ne zaman ki sevginin itici gücünü kabul ederiz; o zaman üçüncü engel ile karşılaşırız :Gelecekteki yenilgilerin korkusu. Hayelleri ile savaşanlar her yenilgide daha çok acı çekerler çünkü onlar her yenilgide ''zaten istemiyordum'' gibi bir mazerete sığınmazlar. İstiyorduk ve çok çaba sarf ettik. Kişisel çağrışım patikası diğer patikalardan daha kolay veya zor değildir. Terk fark bu patikada, kalbinizin de sizinle beraber yürümesi. Işığın savaşçıları zor günde sabırlı olmak için hazırlanmalılar. Nasıl olduğunu anlamasak da kainat bizim lehimizde komplo kuruyor.

Sordum kendime : Yenilgiler gerekli mi ?

Gerekli veya değil, yenilgiler var. Hayellerimiz için mücadeleye başladığımızda, tecrübelerimiz yoktu ve çok hatalar yaptık. Hayat ın sırrı yedi kez düşmek ve sekiz kez kalkmaktır.

Çogu insandan daha fazla acı çekeceksek neden kişisel çağrının arkasında koşalım?

Çünkü ne zaman zorlukları aşarız...ve her zaman aşıyoruz da; O zaman bir haz ve güven duygusuyla dolarız. Kalbimizin sessizliğinde biliyoruz ki kendimizi yaşam mücizesine kanıtlıyoruz. Her gün her saat iyi bir kavganın parçası. Daha bir hazla ve zevkle yaşarız. Ani ve şiddetli acılar, çekilebilen acılardan daha çabuk geçer; Merdiven yıllara uzanıyor ve farkında olmadan ruhumuzu yiyor; Taki acısız yaşayamacak hale getirene kadar.

Son engel de hayatımız boyu mücadele verdiğimiz rüyayı anlamaktan korkmaktır.

Yazar son olarak Oscar wilde'nin bir sözünü deşiyor '' Her bir adam sevdiği şeyleri öldürür''.

* Çoban Santiago Simyacı adlı kitaptan bir karakter.

Sayın Soyek in yazısını okurken Paulo Coelho geçmişten bir yazar olduğunu varsaymıştım. Demek ki Leonardo Da Vinci hikayesi bir kurgu...Yinede güzel bir hikaye...Her İnsan katil de olabilir mübarek biride...Sayın Coelho nun dediği gibi iyi bir insan olmak için Allah bize ne vermiş ona bakalım ve isyan etmeyelim. Leonarda da Vincinin hikayesinden şu sonuçta çıkabilir : Başarı kalıcıdır güzellik gidicidir...Yeter ki iç güzelliğiniz gitmesin. Hikayedeki Bay Da Vinci şimdi ki insanlardan farksızmış...Kötüyü- çirkinlikle, averelik ve düşkünlükle bir tutmuş. Görüntüyle oluşan önyargılar hala var.

Sayın Soyek in son paragrafı kader üzeri sizle bir filmi paylaşmak istiyorum. ''Paycheck''...Filmde bir genç bir şirkete üç yıllığına işe girer. Üç yıl sonunda hafızasından son 3 yıl silinir. Böylelikle bilgilerini başka şirkete satması engellenilir. Bu genç kendine bankayla bir posta yollar. Kendisine yollamış olduğu 20 adet parçadan son üç yıl ne yaptığını araştırır. Bulduğu sonuçtan memnun olmaz ve icat etmiş olduğu geleceği gösteren makineyi yok etmeye karar verir ve neden olarak da şöyle der : ''Eğer makine bir savaş gösteriyorsa insanlar da bilinçdışı bu savaşın oluşmasına yardımcı oluyorlar. Aynı olay her felaket için geçerli''.

Bu filmi izlerken şunu düşünmüştüm : Hayatımızı yaşarken aklımızı ve kalbimizi neyle daha çok doldurursak hayat ta bize aynısını ileride geri veriyor. Bu konuda yeni bir atasözü yok...eskilerini sizler bildirebilirsiniz..

Herkese iyi dilekler

 
Toplam blog
: 82
: 437
Kayıt tarihi
: 11.08.09
 
 

İlgi alanlarım muzik. İlk kez Milliyet Blog'da yazı yazmayı deniyorum, daha doğrusu düşüncelerimi..