Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '08

 
Kategori
Spor
 

İki Semih, iki Kezman; bitmedi yola devam!

İki Semih, iki Kezman; bitmedi yola devam!
 

****Kanaryalar kısa kesti****


Bahar yorgunluğu, yeşil sahalarda da kendini hissettiriyor, gerçi Konya'nın yeşil sahası yok, kahverengi sahada, diyelim. Avrupa dönüşü ve geçen hafta Saraçoğlu'ndaki güzel maçtan sonra Fenerbahçe, çok iyi oynadı, diyemem. İlk yarı her iki takım da isteksiz oynadı, bizimkiler hadi neyse, Konyasporlular sanki düşme sınırında değilmiş gibi, maç bitse bir an önce evimize gitsek havasındaydı.

Gündüz maçı olması, güneşli ve alışılmışın dışında sıcak havanın etkisini de olmuştur. Tribünler doluydu ve coşkuluydu, her Fener maçındaki gibi...

İlk yarıdaki futbolsuz oyunu, yorumcu ve yetkililer saha zeminine bağladılar, çünkü gol pozisyonu vardı, son vuruşlar kötüydü.

İkinci yarının hemen başında, 48. dakikada Sinan Kaloğlu'ndan sonra en çok Fenersever Ceyhun Eriş çıktı sahneye. Eski Fenerli ya, neyi varsa dökecek, diğer maçlarda sahada gölgesi gezer. Nerede oynasa Fener'e gol atıyor. Sloganı şu:

"Fener'e bir gol at, tüm sezon boyunca yan gel yat!"

Aynı noktadan birbirinin aynı 3 tane şut attı, ilk atışta top, kaleci Serdar'a çarptı ve sonra boş kaleye gitti.

Fenerbahçe'nin yavaş ve isteksiz oynadığı her maçta, ilk golü kalesinde bulması, bizleri üzse de, maç adına sevindirici oluyor. Eğer ilk golü Fenerbahçe atsaydı, maç vasat ve tek gollü biterdi. Böyle olunca oyuna renk geliyor. Karşısında dirençsiz bir takım bulduğunda fark kaçınılmaz oluyor. Çok şükür, nazar değmesin, dörder dörder gidiyoruz!

Son haftalarda takımın üstünde bir olgunluk, bir ağırlık var. Gol sevinci ve yengeç dansı yapmıyorlar, başarıya doymuş bir takım izlenimi veriyorlar. Belki Carlos yok, diye dans yok! Dün akşamki maçta Lincoln, gol atamadı ama, Ümit Karan'nın golünden sonra ne güzel göbek attı! İzlemeye değer bir şovdu...

Konyaspor'un golünden hemen sonra Zico, oyuncu değişimini erken yaptı. Selçuk ile Semih'i değiştirdi. Semih girer girmez iki dakika ara ile iki güzel gole imza attı, "nöbetçi golcü" ya ve 13. golle gol krallığında bir adım öne geçti. Yalnız 73. dakikada sakatlanıp erken terketti oyunu. İlk yarıda vasat oynayan Deivid, Uğur ve Aurelio biraz gayret gösterince orta sahanın yıldızı Alex'in de katkısıyla Kezman da iki gol buldu. Böylece toplam 10 gole ulaştı, şimdilik...

Kezman'ın attığı ikinci golün asistini, maça sonradan giren Maldonado yaptı, çok az oynamasına rağmen hatasız ve güzel oynadı, onu sadece Çaykur- Rizespor maçında izleme fırsatı bulmuştuk ve daha sonra sakatlanmıştı. Zico, bugün ona fırsat verdi ve oyuna katkısı oldu.

Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde herkes, İngiliz takımları çıkmasın kim çıkarsa çıksın, dedi tam tersi oldu, Chelsea çıktı, tur atlarsak rakip ya Arsenal ya Liverpool. Büyük Kupa, adadan geçecek bu kesin. Diğer üçüne göre Chelsea bize en uygunu. Gerçi Liverpool maçlarını da gördük, upuzun forvet (Peter Crouch) ve Gerard dışında, pek etkili oyuncuları yok. (Ha bir de Aurelio'ları var.) Oyunun kaderini ikisi değiştirdi tüm maçlarında.

Chelsea, kulağa hoş geliyor, 14 Mart 1905 yılında kurulmuş, sembolü aslan, aynen Sevilla'nınkiler gibi. Biz bu özellikleri çok severiz ve iyi biliriz. Nisan bir şakası yapabiliriz İngilizlere, Saraçoğlu'nda. Onlar Fenerbahçe'yi Sevilla gibi küçümsemediler, akıllı davrandılar ve saygı duyulacak rakip dediler. Küçümsenmek ilk başta moral bozuyor ama oyunculara iyi bir motivasyon sağlıyor.

Bu hafta da böyle geçti, sırada küçük kardeş Kasımpaşa var, bize Avrupa yolundaki maçlarda kulüp olarak destek verdiler. Ligin son sırasında olmalarına rağmen iyi oynuyorlar ve ayrıca eski cimbomlu Uğur Tütüneker faktörü var. Aman, biz ne Kasımpaşalılar gördük, onları da hediyesiz göndermeyiz Saraçoğlu'ndan, değil mi?


Selam ve sevgilerimle... Şimdi diğer maçı izlemeye gidiyorum, esenlikler dilerim!



Resim alıntıdır:

http://www.fenerbahce.com/haberler/27592.php


 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..