Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İki şoför, iki yolcu

İki şoför, iki yolcu
 

Şu on gün içinde, toplu taşıma araçlarında öyle iki olaya şahit oldum ki; sanki ikincisi, ilkinde duyduğum üzüntüyü hafifletmek için kurgulanmıştı.

İlk olay şöyleydi;

Dolmuştayız. Dolmuş bir durağa yaklaşıyor, binecek kimse yok diye hareket ediyor. Bu sırada binecek olduğuna dair bağrışmalar duyuluyor. Arka kapıya yakın oturduğumuz için, henüz kapanmamış kapıdan, tekerlekli sandalyedeki bir adamın dolmuşa binmek için seslendiğini görüyoruz. Şoför tam duracakken karar değiştirip yeniden gaza basıyor. Dışarıdan, tekrar durması yönünde ısrarlı bağrışmalar geliyor. Dolmuşu durduruyor şoför.

Tekerlekli sandalyedeki adam ' Gençler, bi yardım etseniz ' diye sesleniyor. İki gençten biri adamı kucaklayıp arka koltuğa oturtuyor. Diğer genç de arabasını katlayıp kenara dayıyor. Dolmuş hareket ediyor.

Dolmuş hareket ediyor etmesine de, şoför daha ikinci vitese geçmeden aynadan adama bakarak bağıra bağıra söylenmeye başlıyor; Beş kişilik yer kapladın. Araba boş olmasaydı, bekle ben seni alırdım arabaya...türünden kaba saba, insanlığa sığmaz sözler söylüyor. Adam; tek kişilik yer kaplıyorum...diyor usulca. Gerçekten de tek kişilik yer kaplıyor ve arabası da dolmuşun - zaten bu tür yükler,arabalar için ayrılmış - arka boşluğunda duruyor.

İçeride ancak 5 kişi var. Kimse tepki vermiyor. Ben artık tepkimi ne zaman vermem gerektiğini öğrendiğim için ses çıkarmıyorum.

İneceğimiz durağa yaklaştığımızda, adama usulca merak etmemesini, indiğim anda şoförü şikayet edeceğimi söylüyorum. Gülümseyerek ' Değmez yenge, boşver ' diyor. Belli ki bu tavırlara alışmış, ona tuhaf gelmiyor şoförün davranışı. İçim daha çok sızlıyor.

İner inmez bu konuyla ilgilenecek en üst düzeydeki yetkiliyi arayıp olayı anlatıyorum, inanamıyor. Şoförün günün birinde o durumda olmayacağı ne malûm. Hem de ramazan günü yakışıyor mu, deyip hemen anons ediyor plâkayı. Aradan yarım saat kadar geçiyor ve yetkili beni arayıp şoföre ulaşılıp konuşulduğunu, kendisinin adamın binmesine yardım ettiğini, bu yalanı kim uydurdu diye sorduğunu söylüyor.( Bu arada, bana yardımcı olan yetkilinin beni çok iyi tanıdığını da yazmam gerek.) Tabii benim sözümün doğruluğundan emin olarak - ki, iki kişi şahittik olaya- şoförün bundan böyle toplu taşım araçlarında çalışmamasının sağlanacağı bilgisini veriyor bana.

İkinci olaya gelince;

Bu kez otobüsteyiz. Yaşlı, eli bastonlu bir hanımı, başka bir hanım otobüse bindiriyor. Yaşlı hanım şoförün arkasındaki koltuğa oturuyor. Otobüs hareket ettiğinde gideceği yeri söylüyor şoföre. Konyaaltı'ndaki bir huzur evine gidecekmiş, oysa otobüs Lara'ya gidiyor. Şoför açıklamaya başlıyor; Teyzecim, aslında dediğin yere gider de,1 saat 40 dakika, belki de daha uzun sürer...diyor. Yaşlı hanım, başka bir şoförün bu otobüse binmesini söylediğini açıklıyor. Şoför de; ama o karşı yönden gelecek olan otobüsü söylemiştir...diyor.( Otobüsler ring seferi yaptıkları için gidiş ve dönüş yolunda aynı hat numaralı iki otobüs çalışır.)

Akşam olmak üzere...Şoför hem arabayı kullanıyor, hem de yaşlı hanım için çare üretmeye çalışıyor. Sonunda aklına geleni söylüyor; Teyzecim, ben seni karşıda indireyim, 10 dakika sonra gelecek falanca numaralı otobüse bin, yarım saate gideceğin yerde olursun. Ama sakın şoför beni götürmek istemedi, otobüsten indirdi diye bişey geçmesin aklından. Sen yollarda onca saat helâk olma diye böyle yapıyorum...diyor. Yaşlı hanım nereden bineceğini nasıl bileceğini soruyor. Şoför, merak etmemesini söylüyor ve otobüsü en uygun yerde durduruyor. Yolculardan birinin yardımıyla yaşlı hanımın karşıdaki durağa gitmesini sağlıyor. ( Çünkü yol iki şerit ve trafik çok yoğun. ) Bu arada bineceği otobüsün hat numarasını tekrar ediyor ve hanımın durakta durduğundan emin olunca otobüsü hareket ettiriyor.

Bu kez biz, ineceğimiz durağa yaklaşıyoruz. İftar saati yaklaştığı için trafik inanılmaz bir halde o an. Trafik en emniyetli duruma gelene kadar kapıları açmıyor ve biz inerken sesleniyor ' Sağdan gelenlere dikkat edin ' diye.

Geçen günkü kaba ve saygısız şoförü şikâyet eden ben, gene aynı yetkili kişiye telefon açıyorum ve bu kez yaşadığımız güzelliği aktarıyorum. Teşekkür ediyor ve gerekeni yapacağını söylüyor.

İki ayrı toplu taşıma aracı, iki ayrı şoför ve iki ayrı yardıma muhtaç insan...

İyi insan olmak, insanlara iyi davranmak, çare üretmek ne kadar kolay aslında. Yeter ki insanca duygularla donanmış olsun o insan. Günün birinde kendisinin de elinde bastonuyla aynı şeyleri yaşayabileceğini bilsin. Yeter ki empati yapabilsin. O zaman yaşam nasıl da güzelleşir, kolaylaşırdı birden...

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..