Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

İki söz, iki yorum...

İki söz, iki yorum...
 

Karikatür: Mehmet Tevlim


"Ben Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar ama onu kabul etmek durumunda değilim. Bunu çok açık net söyleyeyim ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum"

 "Artık yeni bir kavşaktayız. Türkiye'nin 90 yıllık enkazını kaldırdık. Fakat enkazın altından büyük meseleler çıktı"

Yukarıda, ülkemizin gündemine oturan iki söz var. Bu sözler, kimlere aittir dersiniz…

İlk söz, tarafsız olacağına dair yemin ederek Cumhurbaşkanı olan ama hiçbir zaman tarafsız ol(a)mayan AKP’li gibi davranan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait…

Diğer söz ise; Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan’a ait…

Cumhurbaşkanının tepkisi Can Dündar ve Erdem Gül hakkında Anayasa Mahkemesinin verdiği karara yönelik… Bu davranış, aynı zamanda tarafsızlığında bir örneğini teşkil ediyor… Cumhurbaşkanı, kendi düşüncelerinde Can Dündar ve Erdem Gül’ü mahkûm etmiş gibidir… Böyle bir anlayış en başta hukuka olan güveni de sarsıyor… Bu durum en üst makamdan dile getirilince; zaten yerlerde sürünen hukuka güvenimiz iyice yerlere yapışmış oluyor…

İlk sözü sokaktaki bir vatandaş söylerse ya güler geçeriz ya da vatandaşın aklıyla arası yoktur deriz… Ya da söylediği sözlerde bir art niyet ararız…Veya da, içimizde bir şüphe oluşur ve yargı kararlarına karşı güvenimiz iyice sarsılmaya başlar...Tüm vatandaşlarda böyle kanı oluşursa bir kargaşa çıkar ve herkes kendi hakkını kendi kurallarına göre aramaya başlar. Böylece Orman kanununa- diğer adıyla doğa durumuna döneriz ve güçlüler güçsüzleri ezmeye başlar...Bu durumda ,sürekli savaş halini getirir.

Bu sözleri Cumhurbaşkanı söylüyorsa; durum daha vahim hale geliyor… Cumhurbaşkanı, Anayasa mahkemesi kararlarını kabul etmiyor, beğenmiyor ve bu karara uymayacağını açıklıyorsa; vatandaş olarak bizim de yasaları-mahkeme kararlarını- kabul etmeme, karşı çıkma hakkımız doğuyor… Hatta beğenmediğimiz, kabul etmediğimiz mahkeme kararlarında da sokağa dökülmemiz gerekiyor…

    Neyse gelelim Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan’ın sözlerine:  Türkiye’nin 90 yıllık enkazı neymiş de, kaldırmışlar merak ediyoruz…90 yıl öncesi yaklaşık olarak Cumhuriyetimizin kuruluş dönemine; Türkiye Cumhuriyeti olarak tarih sahnesine çıktığımız döneme denk geliyor… Eğer tam olarak 90 yıl önceye dönersek, bu yıl 1926 yılına denk geliyor… Bu dönem Cumhuriyetin önemli devrimlerinin yapıldığı yıldır…1926 yılında Devlet yapısını laikleştiren önemli adımlar atılıyor. Kadın ve erkekler yasalar önünde eşit hale getiriliyor. Tek eşlilik yasal hale getiriliyor. Kız ve erkek çocuklar miraslardan eşit pay almaları yasallaştırılıyor. Kısacası; daha bir değişikliklerle; 17 Şubat 1926 yılında kabul elden Medeni kanunla çağdaşlaşmanın önü açılmış oluyor…

Kürsülere çıkıp çeşitli konuşmalar yapan Emine Erdoğan, o kürsülerde konuşma hakkını Cumhuriyet sayesinde elde ettiğini unutuyor veya bilmiyor olmalıdır… Cumhuriyetimizin en önemli kazanımları kadınlarımıza getirdikleri haklardır... Osmanlı ve Osmanlıcılık düşüncesini hep gündeme getirenler, Osmanlı döneminde kadınlarımızın durumlarının, bugünkü S. Arabistandaki, Afganistandaki, Malezya’daki kadınların durumlarına benzediğini ya bilmiyorlar, biliyorlarsa da kendi bindikleri dalı kesiyor gibidirler…

Cumhuriyetimizin olanaklarıyla yetişen kadınlarımızın, Cumhuriyet öncesindeki kadınların durumuna özenmesi koskocaman bir çelişkidir…

AKP iktidarı döneminde Cumhuriyetimize ve Cumhuriyetimizi kuranlara yönelik hakaret ölçüsündeki davranışlar, toplumun önemli bir kesiminden tepki görmektedir… Bu davranış kadir kıymet ve tarih bilmezlik olarak da yorumlanıyor…

Osmanlı döneminin yükselme dönemini,Türkiye Cumhuriyetine referans gösteren, Cumhuriyeti savaş meydanlarında kuranlara iki ayyaş diyen, bunun yanında İskilipli Atıf Hoca gibi vatan hainini kahraman ilan edenler, bugünün şartlarıyla 1923’ün şartlarını aynı terazide tartma anlayışla toplumda Cumhuriyet aleyhine algılar geliştirmeye çalışanlar, bugünkü durumlarını Cumhuriyete borçlu olduklarını unutarak bir nankörlük sergiliyorlar…

Cumhurbaşkanı, yargı kararlarına saygılı olmaz, yargıyı etkilemeye, yönlendirmeye çalışırsa vatandaş ne yapsın…  

Kendinizi yasaların ve toplumun üzerinde  görürseniz ortaya bambaşka tanımlar çıkar…

Bugün yaşadığımız sorunların temelinde de bu tanımlar yatıyor...

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..