Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '21

 
Kategori
Deneme
 

İKİ ÜLKE, İKİ ANLAYIŞ

Yıl 2010 Haziran’ı Almanya’dayız. Ülkemizde de şubeleri bulunan bir elektronik cihazlar satan bir firmanın söz konusu şehirdeki şubesindeyiz. Herkes kendince bir şeyler beğendi aldı ben de bir fotoğraf makinesi aldım.

Tam kasaya gidiyorum, parayı hazırlıyorum bir yandan da, insana gelir ya binlerce şey düşünür bir anda. İşte öyle oldu bende de dedim ki kendi kendime; “nakit parayı harcamayayım ne olur ne olmaz, belki daha acil bir durum olur nakit paramı orada kullanmam icap eder. En doğrusu ben burada kredi kartı kullayım diye düşündüm.” Tam kasaya gidip kredi kartımı uzatıyordum ki kasadaki kasiyer yüzünü ekşiterek “only cash, sadece nakit” dedi. Tabi ben şaşırdım; kasadaki nasıl olsa beni anlamıyor diye düşünerek yanımızda bulunan Türk rehbere “bunların Türkiye’de şubesi var, orada kredi kartına on sekiz taksit yapıyorlar, burada keş ne iş?” diye soruverdim. Türk rehberimiz de gayet ciddi; Alman hükümeti vatandaşının nakit alışveriş yapmasını tercih ediyor. Bu şekilde aşırı borçlanmanın önüne geçmiş oluyor. Burada kazandığın kadar harcayabilirsin. Dedi. Ben de durumu kabullenerek ve Alman hükümetinin hassas ve vatandaşının aşırı tüketim yapmasını önleyici davranışını, politikasını elbette içimden takdir ettim. Daha sonra söz konusu rehberle muhabbet ederken bize yapmış olduğu rehberlik ücretinin vergisini ödeyeceğini söyleyince çok şaşırmıştım. Bizde kayıtlı kuyutlu koskoca işletmeler dahi vergisini kaçırmak için bin bir türlü hile düşünürken neticede rehberimizin Alman Hükümetinin haberdar olamayacağı bir kazancın vergisini ödeyeceğini söylemesi, üstelik orada yetişen bir Türk’ün kazancını eksiksiz beyan edeceğini belirtmesi devlet ve vatandaşın devletine güven anlamında bizden fersah, fersah ileride olduğunu anlamak için yeter de artardı bile anlayana. Bizde sokakta seyyar satıcısının ben bugün yüz lira kazandım, bu kazancımın on lirası da vergi idi, bunu ben hemen ve derhal vergi dairesine gideyim ve yatırayım demesi bu satırları Türkiye’de okuyanlara ne garip geliyordur kim bilir?

Sonra ne mi oldu. Almanya’da işimiz bitti Türkiye’deydim artık ve tam da o sıralar Türkiye’de "shopping fest" festivalleri vardı ve sektör çarklarının çalışabilmesi için en yüksek perdeden alın verin, ekonomiye can verin sloganları reklam panolarını süslüyordu. İki ülke iki anlayış, birisi "tüketin" diyor, "ne var ne yok satın alın" diyor, diğeri de "paranız kadar harcayın, tasarruf edin, borçlanmayın sakın" diyor. Sonuçta bir ülke diğer ülkeye başka şeylerini de almak için borç veriyor. Ne olacaktı ya!

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..