İkinci baskı yaşananlar Türkiye'de

Yazmak en iyi ilaçtır. Bu gün tatil, ben daha çok güncel yazmayı sevdiğim için ki bunun içinde siyaset güncelin ta kendisi oldu artık bu konuyla başlayayım. Sayın Abdullah Gül beyefendi cumhurbaşkanlığı için esasen meclis çatısındaki partilerden destek alması gerekirken alamadığı onayı çok farklı yerlerde aramakta. Bu beni rahatsız ediyor...

Biz halk olarak, vekillerimizi, bizim ulusal çıkarlarımızı korusunlar diye, meclise gönderdik oylarımızla. Onlar... Aslında artık niye seçim olduğunuda anlamış deyilim ya neyse.. Öncesi şikayet sonrası şikayet hem de çok şikayet. İkinci baskı yaşananlar Türkiye'de.

Sayın Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonda "Prensiplerini uygulamaya devam edecekleri" açıklaması hatırlatıldığında şu yanıtı verdi: "Söylediğim her şeyi inanarak söyleyen bir insanım. İnsan hayatında bir kez rol yapar, iki kez rol yapar, insanların şeffaf olduğuna inanıyorum. Gayet açık, şeffaf şekilde düşüncelerimi sizinle paylaştım. "
demiş. Ben buna takıldım.

Sayın Abdullah Gül sonuçta Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ve Başkomutanı olacak, isterse üçüncü turda olsun. Unutulmaması gereken kritik nokta aslında Türk Milleti'nin kendisi.

Düşünün seçim oluşum dönemini, mitingleri ve sonrası çeşitli nedenlerle verdiği oyların yerini. Aradaki tutarsızlığı ya da başka bakışla tutarlılığını.

Seçim sonuçlarına kızanımız çok oldu. Haklılık payı da çok bu kızmalarda ama yine de ben, milletimizin sağduyusuna güvenmek gerekir, diye düşünüyorum. Halk alkışladığı gibi taşlar da...

Takıntımla hemen bu olayı bağlayayım da sıkılmadan bitiresiniz yazımı. Benim görevim de sizi sıkmadan okutabilmek yazılarımı, hüner mi desem görev yerine?
Nasılsa bundan maddi kazancımız da yok dostlar okunma oranı azaldı mı sorunum olsun ama okurun olması onure ediyor ve dünyadaki en büyük maddiyat olmasa da olur. Yalan külliyen yalan, kim tutar beni..
Söylediğim her şeyi inanarak söyleyen bir insanım çünkü!!! Dağıttım gene nerdesin ey takıntım? Evet , sayın Gül'ün söyledikleri güzel, güzel de geçmişteki siyasi söylemleriyle çakışıyor.

Eğer ozaman söylediklerini de inanarak söylediği varsayımından ortaya çıkarsak; demek ki ya fikirleri gerçekten değişti ya da samimi değil. Ya o siyasi söylemlarinde rol yapıyordu ya da şimdi rol yapmakta. Ya o zaman şeffaf değildi düşünceleri ya da şimdi de şeffaf değil düşünceler. Sayın Abdullah Gül beyefendinin söylediklerinden çıkardığım bu benim.

Sadece Abdullah Gül beyefendinin tavrı da değil aslında daha önce milli görüşten gelenlerin şu anki ortak tavrı. İstisnalar var belki ama bilirsiniz istisnalar kaideyi bozmaz...

Bu ülkenin kutsalları vardır ve kutsallarına en ufak zarar geldiğinde öyle bir mekanizma işler ki önünde kimse set olmaya cesaret edemez.

Yüce Türk Millleti !
Özü de sözü de bir millettir. Ülkesine de , Ata'sına da , dinine de sahip çıkar yeri geldiğinde. Bu kutsalları kimsenin tekeline bırakmaz.

Gördünüz mü yine takıldım kaldım ama söz , size güncel ama gerçekten güncel yazılar yazacağım. Her şey gönlünüzce olsun, çünkü haketmektesiniz bunu.
Saygılarımla.