Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

İkinci Cumhuriyet…

İkinci Cumhuriyet…
 

AB+D destekli karşı devrimciler ordumuza her darbeyi indirdiklerinde Ahmet Altan ve benzerleri keyiften dört köşe olur ve ikinci Cumhuriyet muhabbetleri başlar. Tabii konuyu anlayanlar kızgınlıklarında "la havle” çekip sustuklarından, çok büyük bir çoğunluğun bundan bir şey anlamadığı için sesini çıkarmadığından, bir kesiminde işine geldiği için gevrek gevrek güldüğünden, bir süre sonra konu unutulur. Ta ki askere yeni bir darbe vurulana kadar. Bu kez Milliyet yazarlarından Aslı hanımda aynı kervana katılmış. 

Belli kesim, Cumhuriyet denince “aman askeri vesayet olmasın” diye kıvranmaya başlar. Güzel, olmasında bu rejimi asker dışında devam ettirmek isteyen ne kadar bilinçli insan var? Sorusuna yanıtları yoktur. Bozuk plak gibi asker vesayeti olmasın. Fırsat bulursak asalım keselim askeri, yok edelim kurtulalım. Peki, o zaman gerçekten vesayetsiz bir cumhuriyetimiz olacak mı? Asker vesayetine hayır diyenlerin daha bir milim boşluk olduğunda irtica vesayetinin orayı kapladığını görmemeleri mümkün mü. Tabii ki görüyorlar, ancak kaidelerini koydukları koltukların, yaşadıkları haksız hayatın ücreti oradan ödeniyor. Bu dönek liboş takımının evveliyatını çok iyi bilen bizler onların yarın ters bir durum olsa bir saniyede asker hayranı olacaklarını çok iyi biliyoruz. İnanmayan Nazlı Ilıcak’ın 12 Eylül dönemi yazılarına bir bakıversin. 

Mustafa Kemal bu cumhuriyeti askerlerle kurdu ve onların korumasına emanet etti. Neden acaba? Yoksa sivillere güvenmiyor muydu? Yoksa sivillerin okumuşlarının büyük çoğunluğunun biat rejimi kalıntısı olduğunu, fırsat buldukları anda ülkeyi satma bahasına da olsa eski rejime geri döneceğini mi görmüştü? Cumhuriyet çok kıymetli bir çiçektir. Onu yaşatıp geliştirebilmek bilgi, akıl, deneyim, ileri görüş gerektirir. Bırakın cumhuriyetin yeni kurulduğu zamanı, şimdi bizde bu özellikler var mı? Günümüz iktidarına ve ona oy verenlere bir bakarsanız bu soruya cevap bulursunuz. Cumhuriyetimizi militer demokrasi değil de sivil demokrasi yaşatsın diyenlerde başka bir aymazlık içindeler. Hiç kimsenin dokunamadığı kişilerin yönettiği bir ülkeyi yönetenlerin sırtında üniforma olmuş veya olmamış ne fark eder ki? Devlet hizmetinde çalışan herkes resmi dir. Askeri resmi diğerlerini sivil göstermek ancak ordu düşmanlarına ait bir tutum olsa gerekir. 

Ne yani? Artık cumhuriyetin kurulduğu dönemin özel şartları bitti, asker korumasın mı diyorsunuz. Hangi cumhuriyeti allahaşkına? 

  • 70000 insanın yatak odalarına kadar dinlendiği ve izlendiği bir cumhuriyet mi?
  • İnsan haklarını ihlallerinin arşa çıktığı bir cumhuriyet mi?
  • 60 a yakın gazetecinin hapiste olduğu bir cumhuriyet mi?
  • Daha basılmamış kitapların bile toplatıldığı, insanların düşüncelerinden dolayı hapsedildiği bir cumhuriyet mi?
  • Her gün hızla tek adam rejiminin perçinlendiği, faşizan uygulamaların arttığı bir cumhuriyet mi?
  • Yıllarca süren tutukluluk sürelerini normal sayan bir cumhuriyet mi?

Bu listeyi ben utandığımdan daha fazla uzatmıyorum. Eğer “evet bu cumhuriyet harikadır ve askerin koruması gereksizdir” diyorsanız, mesele yok. Ama ben daha uzun bir süre askerin korumasının yok olması ile birlikte ortada cumhuriyet diye bir şey kalmayacağını düşünenlerdenim. 

İzmir 2011-08-01 

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..