Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '10

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

İkinci el alışveriş keyfi

İkinci el alışveriş keyfi
 

Çılgın açık arttırmacılar buraya


Öteden beri merak ettiğim şey, nasıl olup da insanların ikinci el mağazalara bu kadar rağbet ettiğiydi. “Birinin çöpünün başka birinin hazinesi” olduğu inancı ile yapılan Amerikan garaj satışlarını da hep çok garip bulmuştum. Neden birinin kullanıp da artık istemediği bir şeyi almak isteyebilirdim ki? Zaten o kişi için miadı dolmuş bir ürüne üstüne para vermek çok mu mantıklıydı yani? Sonra düşünmeye başladım: İnsanoğlunun yapısı ne yazık ki biraz kıskanç. Başkalarının elinde olanlara (bizden iyi olduğunu düşünüyorsak) birazcık hasetle, çokça “benim de olsaydı” hissiyatıyla baktığımız bir gerçek. Çoğunlukla önünden geçerken fiyatları nedeniyle gözlerin faltaşı gibi açılmasına neden olan bazı mağazaların ürünlerine, bunları rahatlıkla alabilen kişilerin kullanıp da “modası geçti” diye kenara bırakmaları ve “geri dönüştürmeleri” ile hatırı sayılacak kadar düşük fiyatla sahip olmanız mümkün. E, bu da haliyle öncelikle bünyede biraz şaşkınlık yaratıyor: “Ya, ne yapıyorum ben? Başkasının eskisine muhtaç mıyım yani?” düşünceleri ile “Ama çok güzel, hep istediğim şeydi bu. Hem de iyi durumda, biraz da ben kullansam ne olur ki?” hisleri arasında gelgitler yaşamadan ikinci el alışverişi olmaz, bunu bilesiniz. Ben ikinci el ürünler ile kızım sayesinde tanıştım. Kız çocuğu giydirmenin ne kadar masraflı olduğunu bilen anneler bilir. Erkek çocuğuna verin bir pantolon-tişört, parçalayana kadar giysin, ama kız çocuğu öyle mi? O cicili bicili etekler, rengarenk elbiseler, desenli-şekilli-resimli, insana tasarım yapma isteği veren tişörtler, şortlar, “büyümüş de küçülmüş” dedirten mayolar derken ipin ucu bir kaçıyor ki sormayın gitsin. Bu arada bunu söyleyenin “ay ben kız çocuğu istemem, süsleyemem şimdi ben onu, sıkılırım” diyen bir anne olduğunu da önemle belirteyim J Nasıl yoldan çıkılır, uygulamalı anlatım bedava ! 1 – Önce http://www.gittigidiyor.com/ (kısaca GG) keşfedilir (ki bu insanlık için hayırlı bir keşif değil, cüzdanlara zarar bir şey !) 2 – Elinizdeki giysiler 5 yaşındaki oğlunuza uygun olduğundan ve gelen bebek kız olmayı seçerek bütün biriktirdiklerinizi gereksiz mal kalabalığına çevirdiğinden, e bütçenizi de zorlamadan kıyafet elde etmenin en iyi yolunun temiz kullanılmış giysiler bulmak olduğu da aşikar olduğundan, GG içinde önce yenidoğan, sonra 3-6 ay, hatta merak edip 6-12 ay giysilerine bakılır. 3 – Seçenek çoktur, fiyatlar makul. Amanın o ne? Her şey 1 TL’den başlamaktadır; açık arttırma da olsa ne kadar yükselecektir ki fiyatlar? 4 – Hemen görülen her açık arttırmaya girilir. (O esnada henüz marka bilinci pek gelişmemiştir, bu ikinci safhada olacaktır.) Bütün satıcılara güvenilir (bu sadece benim için geçerli olabilir, çünkü bana göre “aksi ispatlanana kadar herkes iyidir”) ve elbiselerin gerçekten temiz olduğuna, sadece 1-2 kez giyildiğinde inanılır. 5 – Açık arttırmanın son günü geldiğinde bir de bakılır ki o 1 TL olan ürünler çıkmış mı böyle 10 TL’lere? Ama fiyat hala mantıklıdır, o yüzden yükseltilebilir. Derken kıran kırana bir mücadele başlar teklif verenler arasında; meğer ne çok meraklısı vardır bu ürünün? E, bu da neyi gösterir? Tabii ki o ürünün kaçırılmaması gerektiğini !!! Böylece pamuk parmaklar klavyeye yönelir, teklifler ilk başta hayal edilmeyecek noktalara çekilir. 6 - Ve büyük zafer anı ! E-posta adresinize düşen “XXX, tebrikler, ürünü kazandınız!” mesajı ile ani bir gurur yaşanır. Muzaffer bir edayla ürünün sayfasına gidilip “en yüksek teklif sahibi” sahasında kullanıcı adı görülerek diğer teklif verenlere çaktırmadan “nanik” yapılır. Ne de olsa savaşın galibi olunmuştur ve artık o ürüne sahip olmak sadece bir kargo ötededir. 7 – Bu arada satıcının de uyarısı olur ürün sayfasında : “Kargodan tasarruf etmek için diğer ürünlerime de bakınız.” Çok mantıklıdır tabii, bir tane ürün için de aynı kargo ücreti ödenecektir, iki-üç ürün için de. O yüzden “Satıcının Diğer Ürünleri”ne tıklanır, bakılır ki başka güzel ürünler de var. Acaba gerçekten o ürüne ihtiyaç var mıdır, pek de düşünülmez. “Aman canım, zaten alt tarafı 5 TL, pek de güzel bir şalmış, kullanıveririm şu güzel yaz akşamında; aa, şuraya bak, ne güzel bir siyah çanta, benimki de eskidi mi ne, ay teklif de almamış, 10 TL’cik, şunu da alıvereyim bari…” diye yapılan fikir alışverişi ile GG alışverişi de kabarıverir. 8 – Ödeme zamanı biraz şaşkınlık yaşanır. Ne de olsa ürünleri tek tek alırken fiyatlar pek bir düşük gelmiştir ama toplanınca yekûn biraz yükselmiş midir ne? Ama ödeme yapılmaması, satıcı tarafından profile kötü puan yazılması demek olacağından kredi kartı çıkarılır ve ödeme sayfası bu bilgiler ile doldurulur. 9 – Artık bekleme zamanı gelmiştir. En sonunda bir gün kargo şirketi kapıyı çalar ve bir süre sonra kanka olacağınız o kargo poşetinin içinden alışverişinizin sevgili meyveleri çıkıverir. Ama önce bir ödeme daha yapılır tabii ki; kargo şirketi size bu paketi ulaştırırken çektiği sıkıntıların faturasını nazikçe uzatır. Umulmadık yeni bir maliyettir bu, her ne kadar önceden bilinse de 5 ila 15 TL arası değişen faturalar için cüzdandan para çıkarmak biraz zor gelebilir. 10 – Artık ürünleri inceleme vakti gelmiştir. Bazen çok güzel çıkar alınanlar, ama bazen de öyle bir hayal kırıklığı yaşatır ki satıcının profiline “bunları toz bezi bile yapmam” nidaları içeren yazılar yazılır. Öyle ya da böyle alışveriş tamamlanır ve alıcı, yeni sulara doğru yelken açar. Çok bilinçli tüketiciler olduğunu kabul ediyorum, bunu öncelikle belirteyim. Yukarıda bahsie geçen benim deneyimimdir ve ibret-i alem için yazdım aslında; hani “ben ettim siz etmeyin” tadında bir sohbet. Bunları yazdım da vazgeçtim mi sizce peki? Yooo! Nereden bulacağım ben bu ürünleri başka yerde? Yenisini alsam dünya para, e alıştık bir kere de markaya, aman üç günlük dünya ! Tabii bu halet-i ruhiyenin kredi kartı ekstresi gelene kadar devam ettiğini belirtmeden de edemeyeceğim J Neyse, bu konu oldukça uzun, dönem dönem kendi deneyimlerimden bahsedeceğim size. Ama şunu belirteyim: sanal ortamın bu kârlı alışveriş merkezi yine de çok keyifli ve eğlenceli olabiliyor. Bazen çok güzel dostluklar da kurmanız mümkün. Aslında her şeyde olduğu gibi burada da anahtar kelime “iyiniyet”. Karşınızdakine saygı duyarak, omnun hakkını gözeterek, yalan beyanat vermeden, ürününüzü doğru şekilde tanıtarak hem size bağlı bir alıcı bir kitlesi oluşturabilir, hem de yeni tanışıklıklar ile ufkunuzu genişletebilirsiniz. Alıcı olarak da yapılması gereken şey basit : - İhtiyacınız olan şeyleri iyi belirleyin ve bunun dışına çıkmamaya çalışın (bu aynı aç şekilde alışverişe çıkmak gibi. Nasıl ki o zaman yiyebileceğinizden daha fazla şey alıyorsanız, ihtiyaçlarınızı iyi belirlemeden siteye giriş yaptığınızda iki güneş gözlüğünüz varken kendinizi bir üçüncüyü almış bulmanız işten bile değil !) - Bir ürünü gözünüze kestirdiğinizde hemen teklif vermek yerine onu izlemeye alın ve açık arttırmanın son dönemlerini bekleyin. Önceden belirlemiş olduğunuz fiyatı hemen verirseniz ürün normalde biteceğinden çok daha yüksek bir fiyata sonuçlanabilir ve siz de birazcık kazık yemeye davetiye çıkarmış olabilirsiniz. - Bir ürün için vereceğiniz maksimum teklifi, o ürüne olan ihtiyacınız ve ürünün kalitesini de düşünerek doğru belirleyin ve bunun dışına çıkmamaya çalışın. Örneğin bir sandalet için size göre eder 12 TL ise, bunu en fazla 15 TL’ye kadar esnetin. Aksi takdirde açık arttırmanın son hummalı dakikalarında parmaklarınız istemediğiniz rakamlara basabilir. - Mutlaka muadil ürünlere bakın. O dönemde olmasa dahi yakın bir dönemde benzer ürünlerin listelenebileceğini de unutmayın. Dikkatli bir alışveriş canavarı olursanız çok uygun fiyata çok güzel ürünlere sahip olmanız işten bile değil. - Açık arttırması sonuçlanmış ürünlerden de çok iyi fırsatlar yakalayabilirsiniz. Teklif almadan sonuçlanmış ürünler için satıcı ile bağlantıya geçip kendi karşı teklifinizi sunabilirsiniz. Özellikle birkaç ürünü alacağınız zaman satıcılar sizin istediğiniz fiyatı kabul edebilir ya da yakın bir fiyata pazarlığı sonuçlandırabilirsiniz. - Karşınızdaki satıcının (ikinci el satışlarında) çoğunlukla profesyonel bir satıcı olmadığını, elindeki kullanılmış eşyaları satışa çıkaran sizin gibi bir amatör olduğunu unutmayın. Listelenen ürünler ile ilgili beklentiniz yüksek olmasın; hepsinin (aksi belirtilmedikçe) bir dönem kullanıldığını ve bu nedenle de yenisi gibi pırıl pırıl olmayacağını aklınızdan çıkarmayın. - Profilinizi iyi tutmak alıcı olarak da satıcı olarak da önemli. O yüzden alıcı olarak vazgeçtiğiniz bir ürün olursa son anda ödeme yapmamak yerine açık arttırmanın sonuçlanmasına 1 gün kalaya kadar teklif iptal yapabilirsiniz. Ama bunu da alışkanlık haline getirmeyin ya da kötü niyetle yapmayın, bu bilgiler de profilinizde görünüyor. Hepinize iyi alışverişler ! <ı>AMETİST

 
Toplam blog
: 4
: 1259
Kayıt tarihi
: 02.08.10
 
 

Kendini bulmaya çalışan, üçüncü çocuğunun yolunu gözleyen, bu arada bebeklerle ilgili herşeye merak ..