Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '12

 
Kategori
Kitap
 

İkinci kitabım okurları ile buluştu / Yüreğimden tren geçti

Değerli Milliyet Blog dostları,

Belki İstanbul'dayım'dan sonra ikinci kitabımın mutluluğunu yaşıyorum. Ve... Mutluluğumu sizlerle de paylaşmak istedim.

Öncelikle sizlerle kitabımdaki sunuş yazımı paylaşmak istiyorum.

"Yarının büyükleri olacak çocuklarımıza nitelikli ve estetik düzeyi yüksek, kaliteli öyküler sunarak hem ufuklarını açmak hem de çocuk edebiyatına yeni yapıtlar kazandırabilmek amacıyla çıktım yola. Dilerim çocuklarımız öykülerimde dil ve edebiyatın gizemli, büyülü, heyecanlı, etkileyici dünyasındaki güzelliklerle karşılaşır ve öykülerimdeki kahramanların hayal dünyalarına yolculuk etmeye başlarlar. Onlarla sevinip onlarla üzülürler. Eğlenirler. Eğlenirken de düşünürler ve öğrenirler. Ben onları eğlendirirken öğretmeyi seçtim.

Kitabımın çatısı altında yer alan sekiz öyküde, zaman zaman yaşanan olaylardan kesitlere yer verdiğim gibi hayatım boyunca edindiğim tecrübelerimi, gözlemlerimi, yorumlarımı da kurgu içine yerleştirdim. Öykülerimi yalnızca çocukların değil anne-babaların da okuması gerektiğini düşünüyorum.

Çocuklarımıza gelince… Arzum onların öykülerimi sevmeleri, edebi ve yazınsal yönlerini keşfetmeleri ve ileride edebiyat dünyasına güzel eserler vermeleri. Böyle başlamaz mı her şey. Sevgiyle.”
Şimdi de Köşe Yazarı olduğum Foça Haber'de Yüreğimden Tren Geçti isimli kitabım hakkında yayınlanan bir yazıyı paylaşmak istiyorum sizlerle.
Değerli Köşe yazarım, SİBEL UNUR ÖZDEMİR ; 2. kitabını okurlarına sundu .

 YÜREĞİMDEN TREN GEÇTİ

Birbirinden güzel sekiz öykü süslüyor Yüreğimden Tren Geçti’nin içeriğini. Suna’nın, Gözde’nin, Umut’un, Şule’nin, Barış’ın hele hele de Kurşun Kalem’in,  Kara Tren’in, Pıtırcık’ın ağzından anlatılan öyküler okuma yolculuğum boyunca benim, öykülerin geçtiği mekânlarda yolculuk etmemi sağladı. O mekânlar ki Yediler Sokağı’ydı, Fethiye’ydi. Ankara’ydı. İzmir’di. İstanbul’du. Heybeliada’ydı. Çanakkale’ydi, Gelibolu’ydu. Çok ama çok keyifli bir yolculuk oldu benim için. Ya yüreğimde gizlediğim çocuk için? O da çok mutluydu. Öyküdeki kahramanlarla sevindi, üzüldü, merak etti, heyecanlandı, çaresiz kaldı, çözüm buldu. Diyeceğim o ki çocukların yanı sıra yetişkinler de keyif alacak Yüreğimden Tren Geçti’nin sayfaları arasında dolaşmaya başladıklarında. Nerede okuduğumu hatırlayamıyorum ama bir yazarın şöyle dediğini anımsıyorum; “En iyi çocuk kitabı, yetişkinlerin de okumaktan haz duyacağı kitaplardır.” Çok haklı.  Zaten Sibel Unur Özdemir’de  “sunuş” yazısında bu arzusunu dile getirerek anne- babalara, öğretmenlere seslenmiş ve demiş ki: “İzin verin içinizdeki çocuğun dışarıya çıkmasına.”

Özdemir, öykülerini yazarken yaşamın içinde karşılaşabileceğimiz olaylardan, yaşanmışlıklardan da yararlanmış doğal olarak. Zaten çocuklar da aynı yaşamın içinde nefes almıyorlar mı, yaşananlara çok yakından tanıklık etmiyorlar mı? Dikkatimi çeken bir başka husus ise yazarın okuyucusuna vermek istediği mesajları didaktik bir tarzda değil hayatta yaşanıldığı şekliyle, olayların doğal akışı içine yerleştirerek ve bunu ustalıkla yaparak okuruna sunması.

Heyecan, üzüntü, mutluluk, öfke, korku, milli duygular, karamsarlık, umut, tehlike, yanlış anlaşılma, dostluk, hoşgörü gibi temaların işlendiği öyküler bunlar. Hemen her öyküde dikkatimi çeken “sevgi bağları”nın anlatılması oldu. Yazarın başarılı betimlemesinden olacak ki öykü kahramanlarının duygu ve düşüncelerinin, yaşadıkları olaylar karşısındaki ruh hallerinin nasıl değiştiği bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.

İnanıyorum ki Yüreğimden Tren Geçti,  çocukların ve yetişkinlerin severek okuyacağı, okurken de farklı dünyalarla tanışacakları, yeni yeni arkadaşlar edinecekleri, kâh eğlenecekleri, kâh gözyaşı dökecekleri, bambaşka şehirlerde gezecekleri bir kitap olacak onlar için. Hani bazı kitaplar vardır, okursunuz ama bir süre sonra ne anlatıldığını unutur gidersiniz. Ama, Yüreğimden Tren Geçti’nin yüreğinizde iz bırakacağından eminim kendi tecrübelerimden yola çıkarak.

Yüreğimden Tren Geçti’de yer alan öyküler kurgulama yönüyle mükemmel olduğu gibi edebi niteliğiyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Dili sade ve akıcı. Karşılıklı diyaloglar, konuşma dilinden çıkıp gelmiş gibi. Yazar, kendine özgü bir üslupla dillendirdiği öykülerini anlatırken dilin anlatım güzelliği de yansıyor bizlere. Kara Tren, Pıtırcık, Kurşun Kalem gibi öykü karakterlerini seçerek o nesnelerde kişileştirme sanatını kullanıyor ve olayların, o nesnelerin gözünden görülmesini sağlıyor, okurun algılama gücünü genişletiyor belki de yaşama bambaşka bir gözlükle bakılmasına olanak veriyor. Öyküler, sağlam kurgulamaları ile de dikkat çekiyor.

 Çocuk gözünden anlatılan öykülerin sıcaklığı okuyanın kalbine ılık ılık akarak gönlüne doluveriyor. Okuyucunun “Ben o kahramanın yerinde olsaydım, ne yapardım, bu olay karşısında nasıl davranırdım?” sorularını kendisine yöneltmesine ve cevaplarını aramasına olanak tanıyarak onların duygusal ve düşünsel eğitimine de katkıda bulunacaktır eminim ki Yüreğimden Tren Geçti.  Çünkü çocuklar öğrenmeye meraklıdırlar ve sıklıkla sorular sorarlar anne babalarına. Burada yazarın çevresindeki olaylara karşı duyarlılığının ve gözlem gücünün de altını çizmek istiyorum.

Daha kimler yok ki Yüreğimden Tren Geçti de yer alan öykülerin içinde. Hayvanlar var, çocuklar var, anne-babalar, komşular, yumurtalar, bebekler, ağaçlar var.

Hayatın içinden kopup gelen bu öyküler, okuyanın belleğinde yer alacaktır mutlaka ve öykü okuma isteğini yerleştirecektir yüreklerine. Belki de arkadaşları ile paylaşacaklardır kitaplarını, onların da okuması için tavsiye edeceklerdir.

Öyküler Hakkı Uslu tarafından resimlenmiş. Öyle anlamlı, öylesine güzel resimler ki bunlar. İnsanın baktıkça bakası geliyor. Çocuk kitaplarında görsellik oldukça önemlidir ve Uslu da bunun bilincinde hiç şüphesiz ki. Öykülerde işlenen  “sevgi bağları” teması resimlere de yansıyarak kitapla çocukların arasında sevgi bağı oluşmasını sağlamakla kalmıyor, onların görsel açıdan gelişmesine de yardımcı oluyor. Öyküler ve resimler gayet başarılı bir şekilde birbiriyle bütünleşiyor ve okuyucusunun kalbinde yer buluyor.

Kitabın arka kapağından bakın nasıl seslenmiş Hülya Soyşekerci okurlara.

 “Sibel Unur Özdemir daima yüreğiyle yazan, satırlarına tüm içtenliğini katan bir yazar. Bu kez de çocuklar için yepyeni güzelliklerle donatmış kalemini. Yaşamın umudunu, ışıltısını ve çelişkilerini sergilerken, çocuk düşlerini çoğaltıp zenginleştirmeyi, çocuklara yeni ufuklar açmayı başarıyor. Sibel Unur Özdemir,  insani ve toplumsal değerleri güzel, sade ve akıcı bir anlatımla işliyor öykülerinde.

Yüreğimden Tren Geçti’deki öykülerin çocukların düş dünyasına yeni anlamlar kazandıracağını; onların dil, düşünme ve araştırma süreçlerini geliştireceğini düşünüyor; yazarın başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.”

Evet, benim dileğim de, Yüreğimden Tren Geçti’nin hem çocukların yüreklerini fethetmesi hem de yetişkinlerin dünyasında kendisine yer açarak bir an için bile olsa onları, çocukların dünyasına taşıyarak bir zamanlar kendilerinin de çocuk olduğunu hatırlamalarını sağlamak.

Yolun açık ve aydınlık olsun , arkadaşım.


İyi ki; varsın.....

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..