Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '07

 
Kategori
Haber
 

İkinci mağduriyet oluşmadı

İkinci mağduriyet oluşmadı
 

Son sayıma göre 353 milletvekili ile Recep Tayyip ERDOĞAN komutasındaki Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarda bulunduğu 22. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde, AKP iktidarı “Sağıma, soluma, önüme, arkama saklanan ebe, sobe…” diyerek bir “Anayasa değişikliği” yasasını meclisten geçirdi.


Bu yasanın “alelacele” seçimden önce geçirilmesinin bir nedeni vardı…


AKP, anayasa önünde kendi adayını “Cumhurbaşkanı” olarak seçtirememişti. Gerçi “Uzlaşı” içine girse, seçilebileceği gün gibi açık iken, bu yolu seçmedi.


Neden?


Bana göre 4, 5 yıldır “Hükümet” eden Recep Tayyip ERDOĞAN, ne yazık ki “İktidar” olamamıştı, millete “İktidar” olduğunu kanıtlamak istiyordu. Ama “seçim” de kapının önüne gelmişti.


Seçim meydanlarına çıkınca, millete denilecek bir şey olmalı.


Ekonomi dese… Olmaz…


Tarım dese, o da olmaz…


Avrupa Birliğinden söz etse!... Yok, o da olmaz.


Terör’den söz etmesi olası değil, çünkü son günlerde ardı ardına şehit cenazeleri gelmeye başladı. Hükümet olduğu 4, 5 yıl içinde seçim meydanlarında ortaya koyacağı “Ciddi” bir olgu yok. İşçi perişan, memur perişan, emekli perişan, küçük esnaf perişan. Yani millet, topyekûn perişanları oynuyor. Böyle bir ortamda tekrar seçimi kazanmak için, işin içine Rufailerin girmesi gerek. Veya bir çözüm yolu…


Çözüm yolu bulundu. Parti içinde muhtemelen aklı “Bu türden işlere” iyi erenler dedi ki “Arkadaş, seçimi kazanmanın tek yolu, mağdur duruma düşmüş olduğumuzu ortaya atmaktır.”


Diğerleri “İyi de biz mağdur değiliz ki, millet mağdur, nasıl olacak bu iş?”


Bilenler “Siz merak etmeyin, biz hallederiz, sadece dediğimiz yapın” dediler…


Ve kurgulanan oyun, uygulamaya konuldu…


“Uzlaşı” ile seçilebilecekken, inat ile uzlaşmadan kaçılarak, günlerce Recep Tayyip ERDOĞAN’ın iki dudağı arasına sıkıştırılarak gerilen ortam sonucunda, seçilmeyeceği belli olan Abdullah GÜL aday gösterildi ve seçilemedi.


Birinci “Mağduriyet” oluşturuldu ve “Mağdur” da yaratıldı. Adı Abdullah GÜL…


Arkasından dediğim gibi “Sağıma, soluma, önüme, arkama saklanan ebe, sobe…” diyerek anaysa değiştirilerek hiçbir alt yapısı olmayan cumhurbaşkanlığı seçim sistemine değişiklik getirildi. Bunda amaçlanan da, cumhurbaşkanlığı seçimine, kendilerine göre 367 kulpu takarak “demokrasiye kurşun sıkan, matematik mantığı olmayan” Anayasa mahkemesi, bunu da iptal edecekti.


Neden?


Bilerek, isteyerek ve taammüden birinci madde 366 oyla kabul ettirildi, diğer maddeler 367 nin üzerinde oy aldırıldı. Tamamı da 367 nin üzerinde oy ile “Kabul” edildi.


İstendi ki buna da itiraz edilsin…


Edildi de… Özellikle CHP, bu oyuna geldi ve zokayı yuttu.


Olay tekrar mahkemeye gitti. Bu arada da seçim çalışmaları, meydan mitingleri başladı. Recep Tayyip ERDOĞAN ve Abdullah GÜL, her gittikleri yerde millete “Mağdur” olduklarını anlatıyor, 367 nin üzerinde milletvekili çıkarabilecekleri gibi oy vermesini istiyordu milletten…


Dahası, el altından yapılan yaygara da için cabası idi. Diyorlardı ki “Cumhurbaşkanlığına bir Müslümanı seçtirmediler…”


Demek ki, Atatürk’den başlayarak Ahmet Necdet SEZER’e kadar gelen tüm cumhurbaşkanları, onlara göre “Müslüman” değildi.


Şimdi bu anayasa değişikliği paketini anayasa mahkemesi “Demokrasiye ikinci bir kuşun sıkarak” ve “Matematik” kuralları altüst ederek reddedecek ve AKP ikinci mağduru da oynamaya başlayacak. Hazırlıklar tamam, meydanlarda bunun ön söylemleri zaten başlamıştı…


Ve… Dün akşamüzeri karar açıklandı.


Anayasa mahkemesi “Değişiklik halk oylamasına gitsin” dedi…


Ve… AKP uçtu…


Nereye mi?


Vallahi orayı bilemiyorum, şu anda “Planör uçuşu” durumundalar. Akşamüzeri gelen bu haber ile AKP ve kurmayları adeta yıkıldı. Bu kez onların “hesap” şaştı. Ne diyecekler meydanlarda? Anayasa mahkemesi yanlış karar verdi derlerse, hiç şaşmamak gerekir. Çünkü onlara göre Anayasa mahkemesi üyeleri, demokrasiye kurşun sıkan, matematik bilmeyen verdikleri kararların hemen tümü yanlış olan bir kurum. Aslında tümden ortadan kaldırmak gerek.


Ama şimdi “uçuş” durumundalar ve nereye konacakları konusunda kararsızlıkları sürüyor.


İkinci mağduriyet oluşmadı ne yazık ki…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..