İkinci mektup

Ankara, Ekim 2000

Recai merhaba,

Sana epeydir yazamadım. Ama hep aklımdasın…

Bir araştırma yapıyorum. Kitaptaki Atatürk’le ilgili şu satırlar ilgimi çekti:

“Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, Rumeli türkülerine, güreşe aşırı ilgisi vardı.”

Oysa biz Atatürk’ü komutan, eğitimci olarak tanırdık. Araştırdıkça insan yeni bilgilerle karşılaşıyor. Neyse.

Recai, az önce, senin de tanıdığın biriyle, Habip Aydoğdu’yla konuştum. Atölyede çalışmayı sürdürüyormuş. Bu ara yoğunmuş. Ama benim aramama sevindi.

Senden söz ettim, çalışmalarını anlattım, epey şaşırdı. Resimlerini görmek istedi. Elimde resmin olmadığını söyledim.

S-VHS Çekim bantlarından VHS bantlara aktarıp bilgisayar ortamından, yazıcıdan aldığımız çıkışları Habip’e ulaştıracağım. Bunlar elbette senin tablolarını anlatmanın en iyi yolu değil, belki de en sıradan, en kötü yolu.

Ne var ki bu koşullarda yapabileceğimiz fazla bir şey yok. Umarım iyi şeyler olur. Bunu gönülden diliyorum...

Gelelim bizim Safranbolu Kaybolmasın belgeseline. Safranbolu Kaymakamlığının, özelde 1. Altın Safran Belgesel Film Festivali belgesel film jürisinin, değerlendirme kurulunun ne yapmaya çalıştığını anlayamadım.

3 Eylül günü toplanan ön jüri bizim çalışmamızı teknik nedenlerle, teknik açıdan yetersiz bulunduğu gerekçesiyle elenmiş. Yani onca emek vererek hazırladığımız çalışma Yarışma Seçici Kuruluna ulaşamadan, onlara bile sunulmadan yarışma dışı bırakılmış.

Dolayısıyla da çalışmamız gösterim dışı kalmış. Oysa onlara gönderilen kopyada teknik bir sorun varsa, temiz bir kopya istenebilirdi. Çünkü onlarda benimle iletişim kurmaları için bilgiler vardı.

Beni daha önce arayarak, belgeler arasında özgeçmişimi bulamadıklarını söylemişlerdi, ben onlara bu belgeyi ertesi gün faksla göndermiştim…

Ekip arkadaşlarım çok şaşırdı ve üzüldüler elbette. Durumu kabullenmekten başka bir yol almadığı da ortada.

Sağlık olsun. Bakarsın yarın bir gün gelir seninle yeni bir çalışmaya gireriz. Bu defa rehberimiz sen olursun. Senin gözünle, anlatımınla yeni bir belgesel çekeriz. Kafamda böyle bir tasarı var, haberin olsun.

Bu arada, bizim çektiğimiz belgesel bir fakültenin Coğrafya bölümünde ders olarak gösteriliyor, olumlu eleştiriler aldığını duyunca seviniyoruz elbette.

Önümüzdeki günlerde yine haberleşelim ve görüşelim Recai.

Çekim için birlikte geldiğimiz ve seni belgeselde tanıyan bütün arkadaşların sana çok selamı var.

Hepsi de senin başarılı ve mutlu olmanı istiyor. Bunu hak ettiğini düşünüyoruz.

Görüşmek üzere...

Fuat OVAT