İkinci şans

Şimdi oldu mu, sinema da nereden çıktı? diyeceksiniz. Demeyin şu ortamda, yaşadıklarımızla, yaşananlarla dağa tepeye çıkmadığımıza dua edelim.

Daha önce ikinci şans filmi için İzmir Gaziemir Optimum'a gittim. Yer olmadığından dolayı Çakallarla Dans 4 izledim. Eğlenceliydi, güle güle izledim. Harika vakit geçirdim.

2. Şansı hak ediyorum dedim ve tekrar Optimum'a gidiyordum ki bu sefer film yok dendi İzmir Park'a doğru yol aldım. İlle de izleyeceğim.

Biletimi, mısırımı aldım başladım izlemeye.

Güzel başladı ağzım kulaklarımda izliyorum. Bu ikiliye bayılıyorum zaten...

Özcan Deniz ve Nurgün Yeşilçay'ı Asmalı Konaktan beri birbirlerine çok yakıştırırım. Konuda aşk ise değmeyin keyfime ikisine müthiş yakışıyor. Hemen aklıma Emel Sayın, Tarık Akan; Kadir İnanır, Türkan Şoray ; Ediz Hun, Filiz Akın geldi. Karşılaştırma yapmıyorum sadece yakıştırıyorum.

Filmin konusu öyle aaa dedirtmiyor, çağın vebası gibi görünen olaylar. İnternet ortamında tanışmalar, 40 lı yaşlarda genç kızlarla olmaya can atan işyeri sahipleri, ilk evliliğinden canı yanmış, hayatını işine ve çocuğuna adamış kadın, boşanmadan sonra çocukları ile ilgilenmek yerine çocuğu yaştaki kızlarla ilgilenen erkekler ve bu durumdan psikolojik olarak etkilenen, kendini yapayalnız hisseden çocuklar.

Filmin özü ..Matematik öğretmeni Yasemin ile et restorant sahibi Cemal'in çocuklarının internette yaptıkları sohbet ile başlayan yol kesişmesi daha sonra da iş açısından tatlı tatlı karşılaşmaları ve başlayan aşkları.

Yasemin geçmişte yaşadığı evliliğin acısını hala içinde taşıyor diğer taraftan da annesine ve kızına bakıyor. Cemal ise kendine işyerinde oğluna baba dedirtmeyen, küçük yaştaki kızlarla gönül eğlendiren, ileride daha büyük restoran T zinciri açmayı hayal eden gürme, varlıklı et restorant sahibi.

Filmde kullanılan müzik fonları, an'ların resmedilmesi, romantik ortamlar çok güzeldi ve bana Özcan Deniz işte dedirtti. Hatta tebessüm ettim. Filmlerinde aşkı güzel yaşatıyor. Nurgül Yeşilçay onunla başka güzelleşiyor. Aşk ikisine beraberken çok yakışıyor. İnsanın canı aşk çekiyor.

Beni koparan sahne ise Cemal ile Oğlunun havaalanında kucaklasması oldu. Oğlunun baba sen beni kabullenemedin, anneme de sana da yük olmayacağım artık gidiyorum, bana hiç sarılmadın, maç izlemedin vs..demeleri ve Cemal'in bu anda oğluna sarılışı....

Cemal bu andan sonra geçmişinden kurtulmaya çalışıyor ve tek tek engelleri kaldırıyor.

İkinci şansı isteyen ikilinin birbirlerine bakışını ve Cemal'in herşeyden vazgeçip Ayvalık'a giden Yasemin'in yanına taşınması. Orada ilk karşılaşmaları ve birbirlerine bakarak sarılmaları. Birbirlerine ikinci şansı vermeleri ile film son buluyor.

Diğer taraftan dikkatimi çeken. Yasemin'in ilk kocası da Cemal'e çok benzemekte. Ex eşte genç kızlarla gönül eğlendiren, vurdum duymaz bir hayatı olan ve kızı ile ilgilenmeyen bir baba.

Burada acaba hayatımıza giren ya da aldığımız kişiler neden hep birbirine benzer dedim. Biz mi çekiyoruz yoksa biz mi seçiyoruz. Neden birinden dilimiz yanmış iken yine aynı karakterde birini hayatımıza almayı seçiyoruz.

Neden bizi yoracak, üzecek olanlara bile bile lades diyoruz ?

Güya kendimize benzerleri seçermişiz madem kendimize benzerleri seçiyoruz neden üzülen taraf oluyoruz.

Ya da kendimizden zıt kişileri seçip çekiyoruz neyin çabasını veriyoruz, neyi ispat etmeye çalışıyoruz.

Yedisinde ne ise yetmişinde değişen karakter gördük mü ?

Beynimde deli sorularla sinemadan çıktım ama filmin sonunda aynı yola başlayıp kendilerine ikinci bir şans vermelerinin tadına da doyum olmadı. Güzellikleri, güzel duyguları, paylaşımları özler olduk.

Sinemadan çıkışta yüzümde tatlı bir tebessüm vardı aşk güzel, güzell dedim valla da çok güzel ...

Birbirlerine çok yakıştırdığım ve ikisinin aşklarını saatlerce izleyebileceğim ikilinin filmini de içimde tatlı hoşnutlukla izlemiş oldum. Ben bu ikilinin beraber çeviridkleri filmleri de dizileri de izlemekten tat alıyorum. Biri daha güzelleşiyor diğeri daha da yakışıklı oluyor.

Ve...tabiikii

Unutmadan ikinci şansa şans verin tatlı vakit geçirtiyor.

 Bu kadar kolay ölünen dünyada hayatı ERTELEMEyin