Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İkircikliyse ruhun

İkircikliyse ruhun
 

İKi ruh...


Saklanırsın kuytu bir köşe bulup dünyaya sırtını dönerek… Sonra saklandığın yerde düşer sevdalar avucuna… Dünya dediğin yere dokunamazsın… Geri dönme vaktidir… Maalesef ait olduğun yere geri dönme vaktidir… Avucunda herkesten gizlenen bir zambak çiçeği… Elini vermezsin kimselere, görmesinler diye… Zambak çiçeği kokusunu yayar gizlice avuçlarından sızarak…

En çok denizi seversin. Mavidir ya düşlerine düşersin rüzgarında… Deniz saklar zaten en büyük sırları, sevdaları, vazgeçmişlikleri… Hep o eşsiz dublenin beyazındadır aklın, onu paylaşabildiğin yerdedir…

Ya insanlar çok uzak, ya da kendin olma tutkusu uzak diyarlara çağırmakta… Düşlerine hiç benzemediği halde bunca yıldır seni kovalamış olan serseri bir gün ışığı alır gözlerini… Hiç uyanmak istemeyen ruhunun uyanık olma arzusu şaşırtır bedenini… Geceler değerini kaybettiğinde oldu her şey işte… Gündüzleri kovalayan bir yaz gününde özgür bıraktın ruhunu… Şimdi ya kaybolmalı bir duble rakıda ya da kuş olup uçmalı gökyüzüne… Arınarak koyduğun sınırlardan…

Zambak dedik ya… Zambak kokusu sardı etrafı… Kirlenmiş dostlukların kanı akıyor ellerinden… Işıldıyorsun, çoktan kana bulandığını yadsıyarak… Yapışmış yüzüne bir yapmacık gülümseme gitmek istiyorsun kaçamıyorsun…

Deniz… Deniz saklıyor tüm sırlarını… Çocukken saydığın yıldızları, yaktığın ateşleri, sarhoş biten günleri, dalganın altında kaldığın zamanları, dudağına konan öpücükleri, … Saklıyor deniz her birini… Belki de hep bu yüzden bu kadar paylaşılası oluşu…

Hiçbir adamı sevemedin ki zaten denizin olmadığı bir yerde… Eksik kaldı her sohbetin mavinin yokluğunda… Şimdi biliyorsun seni çağıran yeri… Biliyorsun tüm güzelliklerin geçiciliğini… Bu yüzden saklı, elindeki zambak çiçeği… Ne sahibine geri veresin var, ne de onu elinden almalarına izin vereceksin…

Diğer dünyada, karanlıkların ardında gizlediğin duymaz zaten seni seslensen bile… Aydınlıkta saklanan ise saklıyken güzeldir… İkircikli ruhun uslanmaz böyle gecelerde düşünürken içindekileri… İki ayrı ruhu besleyebilecek bir sevda bulamaz kalbin…

Bu gecede güne böyle karışsın, saklanmaya devam etsin yüzün. Nasıl olsa sen istemesen de yine olmak zorunda olduğun yere döneceksin… Nasıl olsa bu yalan gülümsemelere kapılıp gideceksin… Zambak elinden kan akıtıp duracak, avucunun içinde saklayarak gizli ışıltısını… Denizse hep aynı yerde… Sen anlat diye dinlemede… Uzak diyarlara düşlerini akıtmak için bekliyor sessizce…
 
Toplam blog
: 18
: 984
Kayıt tarihi
: 14.04.07
 
 

Yazmak uzun soluklu bir süreç bende; tarihini hatırlamadığım kadar küçükken başlayan, asla vazgeç..