Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '07

 
Kategori
Küresel Isınma
 

İklimin geleceği

Bilimciler olsun, sıradan insanlar olsun, iklim konusunda bu sıralar pek bir feryat ve figan durumunda. Ancak, birinin çıkıp serinkanlı da düşünülebileceğini göstermesi gerekiyor artık.

Dünyanın iklimiyle ilintili gerçeklere şöyle bir bakalım:

Dünya, 4 küsur milyar yıllık ömründe en sıcak zamanını yaşamıyor. Dünya en sıcak zamanını yaşasa da, Dünya üzerinde yaşanacak epeyi alan olacak. Ha, bu alanlar için savaş olur, insanlar ölür, ayrı konu.

İnsanlar ölerek de azalabilir, az doğarak da. Bugüne dek insan türü, çoğunluk birinci yolu seçti. Son 50 yıldır 1. Dünya ikinci yolu seçti. Kimse, 3. Dünya’nın ortalama 7 çocuğuna bakmak zorunda değil, BM de dahil.

İnsanlar bundan ortalama 30 derece daha soğuk koşullarda, 10.000 yıl önce biten son Buzul Çağı’nda on binlerce yıl var kalmayı başardı. Daha sıcakta da haydi haydi başarır.

Dünya en soğuk dönemini, o Buzul Çağı’nda da yaşamadı. Dünya en soğuk dönemini yaşadığında, tüm yüzeyi buzla kaplanmıştı. İnsan bunu da atlatır. Mağaralar, doğal sıcak su kaynakları, şu bu var.

En sıcak döneminde ise, kabuğu çatlamıştı ve sıcaklık yüzlerce derece olmuştu. İnsan türü bunu atlatamayabilir.

Dünyanın tüm buzları erise, denizlerin düzeyi 10 metre daha yükselse ne olur? Venedik’te insanlar hala yaşamıyor mu? Oturduğum Kasımpaşa’da binaların ilk 2 katını boşaltırlar ama yine de suyun içinde oturmayı sürdürürler, eminim.

Geçmişte, insansal olmayan nedenlerle, deniz yüzeyi 600, evet yazıyla altı yüz metre oynamıştır. Bugün Karadeniz kıyısında 150 metre derinlikte insan yerleşimi kalıntıları var.

Peki, hiç soruyor musunuz kendinize: Nedir bu antropomorfizm veya insanmerkezcilik? İnsan türü bitse, ne olur, Evren ne yitirir, bunu hiç düşündünüz mü?

Konumuz hala iklim:

Sıcaklığın artmasına atmosferdeki karbondioksit oranının artmasının neden olduğu söyleniyor. Atmosferin bir zamanlar % 70’i karbon dioksitti ve o zamanlar da Dünya’da canlılar kuşkusuz vardı. O canlılar (mikroorganizmalar) karbon dioksiti kireç taşına, kalsiyum karbonata ve bikarbonata dönüştürdü. Ancak, burada bir boşluk var: O bileşikteki CO3, bir CO2 ile birlikte yarım O2 de götürmüş demek. Yani, bir zamanlar karbon dioksitin yanısıra, atmosferde daha çok oksijen olmuş da olabilir.

Devamında:

Karbon dioksit şimdikinin belli bir kesri ama 1/10 kadar değil, olursa, bitkiler yok olur. E tabii, insan türü de. Zaten zamanı gelince Güneş, yok olmadan önce ısınıp o işi yapacak. O nedenle, geleceğimiz ancak uzayda.

Yukarıda anlatılan sınırlar içinde, tüm iklim değişimlerine göre insan türü, % 99, 999 sürecek. Üstelik, daha öncekilerin gösterdiği üzere, iklim değişikliği gibi sorunlar bizi evriltiyor. Evrime gereksinim duyduğumuz da, Dünya’yı ne hale çevirdiğimizden belli.

Sıcaklık artıyor doğru ama açıkçası yılın 365 günü çıplak gezebilmek isterdim doğrusu. Ekvatordakiler zaten öyle yapıyor. Soğuk iklimin insanlara yaramadığı, ölüm nedenleri arasında akciğer hastalıklarının ilk 5’te yer almasından belli.

O nedenle, iklim konusunda ağlak yapacağınıza, hem yeni duruma nasıl uyarlanacağız onu düşünün, hem de sıkıyorsa herhangi bir kışı İstanbul’da ısınmasız geçirin. Ben 30 yılda 2 kere yaptım, akciğer kanamaları geçirdim.

Değişim rüzgarları yıkıcıdır, hele o değişimi kendi ellerimizle yaratıyorsak, bu yıkımdan yakınacak hakkımız yoktur.

Cehennem zaten çok sıcak bir yerdir, biliyorsunuz.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..