Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İkna olunma hali

İkna olunma hali
 

Bilmem farkında mısınız? Etrafımızda ne kadar çok ilişki çatırdamaları yaşanıyor ve bir mutsuzluk hali hüküm sürüyor. Hala mutlu ilişkiler ve evlilikler var savunucuları, ne kadar dirense de yağmurlara; işitilen hikâyeler acıtıyor bedenleri.

Bu sefer ki konu: İKNA OLUNMA HALİ.

“İKNA OLUNMA HALİ BİR ELBİSE GİBİ GİYİLDİĞİNDE ÇIKARILABİLİR Mİ? “

Olayın kahramanını her ne kadar tek taraflı dinlesem de ben objektif yaklaşarak genelleme yapacağım. Karşımızda, beş yıllık, çocuksuz evli bir çift var. Muhtemelen keyifli günler de geçirmişlerdir. Ya da ben öyle olmasını umut ediyorum. Tabii burada hassas bir konu var. Keyif, mutluluk gibi kavramlar kişiden kişiye farklılık göstereceğinden; Onun söylediği son cümleleri aynen aktarıyorum:

BİR ŞEYİ KABUL ETMİŞ VE İKNA OLMUŞ DURUMDAYIM. KADIN ve ERKEK; 2 İYİ DOST OLABİLİRLER,

2 İYİ EŞ OLABİLİRLER, 2 İYİ SEVGİLİ OLABİLİRLER, AMA BUNLARI AYNI ANDA YAPAMAYABİLİRLER DE;

BİZE DÜŞEN, HER ZAMAN MANTIĞI ÖN PLANDA TUTMAMIZ, ASLINDA ÇOK MUTLU OLMASI BEKLENEN 2 BİREYKEN NE YAZIKKİ DEĞİLİZ.

BELKİ BEN FARKLI ŞEYLER BEKLİYORUM. AMA KESİN BİR ŞEY VARKI EVLİKLİKTEN AYNI ŞEYLERİ ANLAMIYORUZ. DİĞER KESİN BİR ŞEY DE VAR Kİ; BEN BEKÂR DÖNEMLERİMDE DAHA MUTLU, DAHA HUZURLU VE RAHATTIM. EĞER EVLİLİK BUNLARI BİR KENARA BIRAKMAK İSE; BEN EVLİLİĞİ İSTEMİYORUM.

Şimdi ilişkinin çok da özeline girmeden, bir de cevabını da söylüyorum; “Madem iki tarafta çok mutsuz, ilişkiyi kurtarma çabalarınız da karşılıklı sonuç vermiyor. Niye direniyorsunuz? Cevap: Etraf ne der? Ve Vicdan.

Evlilik kurumuna, ortak geçmiş ve paylaşımlara saygı duyarak; mümkün olduğunca pembe gözlüklerle bakarak, çiftleri desteklesem de maalesef gerçek ve asla yadsınmayacak birkaç konu var:

Yaşamın ortasında mutsuz bir ortamda polyanacılık oynamak çok yanlış. Duygusal açıdan bakıldığında tartışılmayacak bir konu da kimse her ne sebeple olsun bile bile mutsuz olmamalı ya da bu oyunu sürdürmemeli. Maalesef günümüz koşullarında mutlu olmak ya da mutluluk şartlarını bir arada tutmak kolay olmasa da aynı evi ve ortak yaşamı paylaşan çiftler için bu çok hassas bir denge ve bu dengelerdeki kırılganlıklar daha çok can yakıyor ve yıpratıyor. (farkında olunsa da olun masada )

Karşı taraf ister kadın / ister erkek olsun onu kırmamak ve şuanda sayamadığım, saymak istemediğim ama bildiğim pek çok nedenden dolayı ilişkiyi yürütme çabası; ileri dönük kişilerde ki -almadan vermek yalnızca Allaha mahsustur - hazin ve mutsuz bir gelecek ve boşluk hissi yaratıyor.

“İyi” göreceli olduğundan “bir “iyi seçeneğiyle ile ömür geçmez. Mutlu çiftler için her şeyden biraz lazım. Artı öncelik ayni beklentileri taşımak ya da ortak beklentileri sağlayabilme hali yoksa günler birbirini kovalar ve ruhsuz bireylere dönüşür.

Vicdan duygusunun ağır basması ile ortak paylaşımların ve beklentilerin ve ortak yaşamı bir arada tutacak bağların olmadığı bir evde nefes alınması söz konusu mu?

Şu an için, ikna olunması ve kabullenme durumu yalnızca çözüm üretmeme yâ da çaresizlik ifadesi olmaktan öteye gidememektedir. Bu ruh halini bir elbise gibi üzerine giyinme ve gri tonlamalar ilişki ve evlilik kurumuna yakışmamaktadır. Orta yolları bulma çabası beş yıl gibi bir süreçte teraziye bakıldığında mutsuz olma hali ağır basıyorsa bir ilişkiler terapistine gitmek bir ihtimal faydalı olabilir.

Yok, kişisel beklenti ve karakter farklılıkları işin içindeyse ve çabalama gücü de zamanla azaldığında “ gittiği yere kadar gider “ düşüncesi kişiyi bir boşluğa sokabilir.

Bu bağlamda mutsuz bir ilişkiyi kabullenme ihtimali bile beni üzüyor ki ihtimalden çıkıp, ikna olunma elbisesi giyilmesi; etrafta her sabah gördüğümüz mutsuz yüzler silsilesine bir yenisinin daha eklenmesi durumunun güzel bir örneği.

Peki, bu durumda sen –ben- o ne yapacak? İlişki için savaşmayı bırakacak mıyız? Sular durulacak mı? Boşanmalımı? Yoksa elbisenin çok yakıştığı düşünülerek, bir daha alışveriş merkezlerine hiç uğramayıp, bütçeden tasarruf hep o elbise mi giyilmeli? Elbise eskidiğinde ve zaman geçtiğinde artık ne tür bir elbisenin bize yakışacağını bilmediğimizden çıplak mı kalınacak?

İkna olunma durumu kişisel bir tercih mi? Başka türlü yaşamayı bilmediğimiz için mi bunlar başa geliyor? Kaçışlara ve sorgulamalara cevaplar bulamadığımızdan mı bu elbiseyi üzerimize giyiyoruz? Peki çıkabilir mi?

 
Toplam blog
: 54
: 2211
Kayıt tarihi
: 07.09.06
 
 

1975 doğumlu tipik bir terazi.. Kimine göre bu yıllara bir sürü şey sığdırmış biri; kimine göre..