Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '10

 
Kategori
Siyaset
 

İktidar iksiri

İktidar iksiri
 

İktidar iksiri içeni esritir!


Yumuşak bir içkidir. İçimi hoştur. İçen sarhoştur. Bunu bildiğinden bazıları, “iktidar olacağım ama iksirini içmeyeceğim!” diye başlar. Fakat içmekten kendini alamaz. Önce, bir kere içmekten bir şey çıkmaz, denir. İnsana ferahlama verdiği için, “bu iyi bir şeymiş” diye devamlı içmeye başlanır. Tabii alışkanlık yapar. Müptela eder sizi! Artık her geçen gün biraz daha artan dozda alırsınız.

Bir süre sonra gökyüzünde melekler gibi gezmeye başlarsınız. Dünya ve hele ülke gözünüze tozpembe görünür. İksirin dozu arttıkça, gözünüzdeki pembe perde kalınlaşır. O perde ki, her türlü olumsuzluğu, kötü gidişi ve berbat görüntüleri örter. Dünya o kadar şahane bir hale gelmiştir ki adeta cennet! Elbette bu muhteşem manzaranın mimarı sizin dehanızdır!

İktidar koltuğunda yıllandıkça, iktidar iksiri tesirini artırır. Kendinizde ilâhî bir güç olduğunu vehmetmeye başlarsınız. Bu memlekete Allah’ın bir lûtfu olduğunuza inanırsınız. Aynı koltukta sizden önce yüzlerce kişinin oturmuş olduğu, sizden sonra da yine yüzlerce kişinin daha oturacağı hiç aklınıza gelmez. İktidar, sizinle başlamış gibidir ve o koltukta sonsuza kadar oturacakmışsınız zehabına kapılırsınız.

Kendiniz ve ülkedeki işler hakkında olumsuz tek kelime duymaya tahammül edemezsiniz. Yönetimdeki hataları, sokaktaki gerçekleri dile getirenleri hep “maksatlı” olmakla suçlarsınız. Muhalefetin bütün tenkitlerinin “muhalif tabiatından” kaynaklandığını, herhangi bir gerçekliğinin olmadığını düşünürsünüz. Eleştirenlerin hasmınız olduğunu, menfaatleri zarar gördüğü için sizi eleştirdiği kuruntusuna kapılırsınız. Sizi eleştirenlerin hep bir hesabı vardır!

Asıl, sizi ağız dolusu övenlerin bir beklentisi, sizden bir menfaati olduğu hiç aklınıza gelmez.

Bazı vicdan sahibi yakınlarınız, iktidar sarhoşu olduğunuzu bile bile gerçekleri söyleme gafletinde(!) bulunurlar. Onları, “Bu söyledikleriniz gerçek olamaz! Siz yanılıyorsunuz!” diye terslersiniz. Sizi çok iyi tanıyan, yıllarca sayfalar boyu öven bir yazar “Obama gibi geldiler, sonra Bush’a benzediler!” diye doğruyu ağzından kaçırır. Onu, “yazıklar olsun!”, “Sevsinler seni!” diye azarlar, aşağılarsınız.

Artık etrafınızda doğruyu, gerçeği söyleyebilen hiç kimse kalmamıştır. Çevrenizdeki herkes, siz neyi duymak istiyorsanız onu dile getirmektedir. Buna rağmen, olumsuz ve kötü haberler yine de size ulaşmaktadır. Ama nasıl? Yanında daima onu düzelten harika bir haberle birlikte… Meselâ; sanayi endeksi tarihî bir düşüşle rekor kırmıştır. Bu haber sizi üzemez. Çünkü hemen bu kötü haberin yanında; “Hane halkı ve bankaların durumu iyi… Özel sektörde de korkulacak bir şey olmadığı” en güvendiğiniz ekonomi bakanı tarafından ilân edilir.

İktidar iksirinin sarhoşluğundan kurtulma çaresi var mıdır? Yoktur! Ne yazık ki yoktur! İktidar koltuğunda oturduğunuz sürece yoktur. Ne zaman ki sizi oraya getiren güç, yani halk, “Haydi Abbas, vakit tamam!” der, işte ancak o zaman ayılabilirsiniz. Tabii bu gayet sert bir ayılmadır. Her iktidarın başına gelir. Kaçınılmaz olarak!

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..