İktidarın en büyük şansı bugünkü muhalefet !

Parlamento'daki anamuhalefetin ve muhalefetin 'kara harekatı' sonrasında ölçüyü aşan eleştirilerine bakınca 22 Temmuz'da AKP'nin en büyük şansının bu anlayışlar olduğunu söyleyenlere haklılık payı verilebilir.

Bunu bizzat Başbakan da söylemişti (ve mealen) 'Allah Baykal'ı başımızdan eksik etmesin' deyivermişti.

O seçimden iki önceki seçimlerdeki hükümet paydaşlığını unutan ve 22 Temmuz meydanlarından ip savuran Bahçeli'nin bölücü unsurların temizlenmesine yönelik harekat vesilesiyle, Baykal'la beraber Türk Silahlı Kuvvetleri ile adeta tartışmaya yönelmesi inanılır gibi değildir.

Sayın Baykal'ın ve Sayın Bahçeli AKP'yi haklı olarak içtenliksiz bulabilirler ve askerin arkasına siyasal iradenin desteğinin konulmadığını iddia edebilirler... "erken/zamansız bir çekilmenin" siyasi sorumlusunu da arayabilirler...

Ancak, kendilerini kurumsal kimlikleri ile ve TSK'nın açıklamalarıyla karşı karşıya getiren durum, belki de bu harekatın en talihsiz görüntülerinden ve gelişmelerinden biri olmuştur.

Bizzat liderlikleri eliyle AKP'nin ekmeğine yağ sürmüşlerdir. Oysa muhalefetin, hele ki Meclis içinde her türlü olanağı bulunan muhalefetin görevi iktidara yağ bal olmak değil, gereğinde en acı ve yapıcı eleştirileri hakça yapmaktır.

Genelkurmay'ın siyasi partilerle bu anlamda muhatap olması çok sakıncalıdır.

Türkiye'nin demokratik bir ülke olarak her konuyu özgürce konuşabilmesi bir yana, askeri konuların siyasetin alanı içine çekilmesi, topluma yarar getirmez.

Son e -muhtırada, o yine 22 Temmuz arifesinde, demokrasinin sorumluluğunu üstlenmeyen Sayın Baykal'ın deneyiminden ve Sayın Bahçeli'nin 'itidalli' görüntüsünden beklenilen askerle tartışmamak ya da kaçınılmaz bir tartışma olmuşsa onu alevlendirmekten kaçınmaktı…

Oysa ölçü taşmıştır!

Devletin bağımsızlık ve hükümranlık haklarının korunması uğruna kahramanlılar sergilenir ve yeni şehitler verilirken Türk devlet geleneği üzücü bir yara almıştır...