Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '17

 
Kategori
Alternatif Enerji
 

İktisat yazıları-5 / Yeni bir enerji devrimi: Güneş mi, hidrojen mi, füzyon enerjisi mi?

İktisat yazıları-5 / Yeni bir enerji devrimi: Güneş mi, hidrojen mi, füzyon enerjisi mi?
 

Bir yandan içten ve dıştan her türlü saldırıya maruz kalarak, bütün kurumlarıyla ülkemizi ayakta tutmaya ve vatanımızı her türlü tehlikeden korumak için canla başla gayret göstermeye devam ederken bir yandan da geleceğin "Büyük Türkiye" umudunu yaşatmak zorundayız. Bunun tek yolu da bilim ve teknolojiyi asla gözden ırak tutmadan aynı gayreti bu alanda da sarfetmekle olur.

Bu nedenle bilimsel ve teknolojik gelişmelerin büyük oranda yöneldiği yeni ve temiz enerjiler alanında son gelişmeleri gözden geçirmek istiyoruz. Makalemiz üç bölümden meydana gelmiş olup mevcut durum yanında yüzyılımızın ilk yarısına kadar olabilecek gelişmeler ele alınacaktır.

 ..................................................   ..............................................................

Giriş :

Günümüz Dünyasının 14 trilyon wattlık enerji tüketiminin çok büyük kısmı fosil yakıtlara dayanmaktadır.( % 33 petrol, % 25 kömür, % 20 doğal gaz, % 7 nükleer, % 15 biyoyakıt, hidroelektrik ve diğerleri) Üstelik yenilenebilir enerji teknolojilerinde meydana gelen bunca gelişmeye rağmen bu durumun orta vadede değişmeyeceği inkârı mümkün olmayan bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.

Önceki bölümlerde de değinildiği gibi fosil yakıtların başlıca üç dezavantajı vardır:

- Önemli ölçüde kirleticidirler: Gerçekten de başta kömür ve petrol olmak üzere artık S.O.S vermekte olan küresel sera gazı birikiminden büyük ölçüde fosil yakıtlar sorumludur. Sanayide, konutlarda ve ulaşım araçlarında kullanılan bu tür yakıtlar insan sağlığını doğrudan etkiledikleri gibi atmosfere yayılarak sera etkisi göstermekte, gezegenimiz üzerine düşen güneş ışınlarının tekrar uzaya yansımasını engelleyerek küresel ısınmaya yol açmaktadır. Bunun tabii sonucu olarak da deniz ve kıtaları kırıp geçiren doğal afetler, kuraklıklar biteviye sürüp gitmektedir.

- Hızlı tüketim nedeniyle rezervler tükenmektedir: Gelişmiş batı ve Uzakdoğu ülkeleri başta olmak üzere muazzam tüketim hacmi nedeniyle fosil yakıt rezervleri hızla tükenmektedir. Üstelik var olduğu iddia edilen büyük rezervlerin çok fazla gerçeği yansıtmadığı biline bir olgudur.

- Bulundukları bölgede istikrarsızlık kaynağıdırlar: Özellikle dünya petrol rezervlerinin çok büyük bölümünü içinde barındıran Ortadoğu uzun yıllardır karışıklık ve savaşlarla sarsılmakta, bu yüzden de petrol arzı zaman zaman tehlikeye girmektedir. Belki de küresel petrol tekellerinin gelecek planları bu karışıklıkların sürmesini gerektirmektedir.

- Gerek arama çalışmaları ve gerekse yeryüzüne çıkarılıp dağıtımı esnasında çevreye büyük zararlar verilmektedir. Mesela Kanada’da da kaya gazı araştırmaları ve işletimi esnasında dünyanın akciğerlerinden biri olan Kanada ormanları giderek yok olmaktadır.

Kömür ve petrol birgün tamamen bitecek midir? Ünlü bir bilimcinin deyimiyle “Taş devri taş yokluğundan bitmediği “ gibi kömür ve petrol hiçbir zaman tamamen tükenmeyecek ancak yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarında meydana gelecek hızlı gelişmelerle atık eski hayati önemini kaybedecek ve marjinal bir kaynak haline gelecektir. Hatta nispeten temiz bir enerji kaynağı olduğu halde doğal gaz bile bu gelişmeden nasibini alacaktır.

Nükleer enerji yani fisyon enerjisi için tükenme riski söz konusu olmamakla birlikte radyasyon tehlikesi nedeniyle bir numaralı kirletici olması ve meydana gelen iki büyük kazanın ( Çernobil ve Fukuşima) saldığı büyük korku nedeniyle hatırı sayılır bir gerileme içine girmiştir. Gelişmiş ülkelerde nükleer santraller tek tek kapanırken Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde artış eğilimi göstermektedir. Belki de anılan ülkeler füzyon ve hidrojen gibi yeni ve temiz enerji kaynaklarını realize ettiklerinde tüm nükleer santrallerini bu ülkelere kaydıracaklardır.

Önümüzdeki on yıllarda enerji sektöründe öne çıkacak başlıca enerji kaynaklarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz:   

Güneş Enerjisi : Güneş çare olacak mı?

Güneş sonsuz denebilecek kadar büyük bir enerji kaynağıdır. Halen dünyamızın bütün ısı ve ışık ihtiyacını karşılayan güneşten gelecekte elektrik ihtiyacımızın büyük kısmını karşılıyabileceğiz. Dünyanın bol güneş alan bütün bölgelerinde güneş kollektörleri vasıtasıyla sıcak su temini için güneş enerjisi geniş ölçüde kullanılmakta, günden güne artan ve maliyeti düşürülen büyük güneş enerjisi parklarıyla da büyük çapta elektrik enerjisi elde edilmektedir. Her şeye rağmen güneş pillerinden elde edilen enerjinin maliyeti kömürden elde edilen enerjinin birkaç katıdır. Önümüzdeki birkaç on yılda bu maliyetin düşeceği hatta çevre maliyeti dikkate alındığında kömürden çok daha ucuz olacağı öngörülmektedir. İşte bu noktada “Güneşin günü gelecek” ve verimliliği artan, maliyeti düşen güneş parkları dünyanın her tarafına yayılacaktır. Amerika’da yapılan bir hesaplamaya göre Birleşik Devletlerin elektrik ihtiyacının güneş enerjisiyle karşılanabilmesi için Arizona eyaleti büyüklüğünde bir arazinin güneş parkı olması gerekmektedir. Ancak önümüzdeki on yıllarda hızla küçülüp, süper verimli hale gelecek güneş kolektörleri milyarlarca kilowattla ölçülebilen elektrik enerjisi sağlayacaktır.

Güneş enerjisi konusunda diğer bir gelişme de dünya yörüngesine yerleştirilen süper yansıtıcılar ki, unların çapı birkaç kilometre olabilir, devasa miktarda enerjinin dünyaya yansıtılarak elektrik enerjisine dönüştürülmesi projesidir. Bu proje henüz fikir aşamasında olsa da uydu fırlatma teknolojilerinde yaşanacak gelişmeler ve maliyetlerdeki büyük düşüşler sayesinde “Neden olmasın?” aşamasına gelebilecektir. Ancak bu projeye karşı çıkanlar yansıtma açısında yapılabilecek küçük bir yanlışlığın şehirlerin kavrulmasına yol açacağını iddia etmektedirler. 

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..