Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '15

 
Kategori
İnançlar
 

İlahi Aşk

Sorgulanması yasak olan ya da  çıkmaz diyebileceğimiz alanlardan bir tanesi ‘din’dir. Kimilerine göre sorgusuz sualsiz kutsal kitapların ya da din alimlerinin  söylediği her şeye inanmalıyız, kimilerine göre din ile ilgili her adım temkinli atılmalı çünkü insanların inancıdır ve bu konu hassastır. Yalnız merak edilen bir mevzu tam araştırılıp tüm kuşkular giderildikten sonra inanıldığında ona dair inanç daha sağlam olmaz mı?

 Bir zamanlar Hz. İbrahim :’Ey rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.’demişti.

Allah: ‘’Yoksa inanmadın mı ?’’, buyurdu.

İbrahim:’’Elbette inandım fakat kalbimde şüphe kalmaması, mutmain olması, aklımın yatması için görmek istiyorum.’’ dedi.

Allah ile aracısız iletişim kurabildiği rivayet edilen Hz. İbrahim bile direk iletişim kurduğu halde içinde şüphe barındırmama isteği duyuyorsa biz zavallı kullar ne yapsın? Kaldı ki inanç tam olmadıktan sonra imana dönüşebilir mi  ve eksik imanı Tanrı kabul eder mi?

Alevi inancını araştıranlar bilirler. Hz. Ali halife ilan edildikten sonra ona kılıcını kınından çekmeyeceksin emri de vasiyet edildi. Kendisine yapılan haksızlığa rağmen hiç kimseyi kılıçla biat etmeye zorlamadı. Çünkü makbul olan, sağlam olan kendi kendilerine karar verip biat etmeleriydi ve ona inananlar özgür iradeleriyle inandılar. O kadar zulümden sonra bugüne kadar varlığını sürdürmesi bir mucize olarak görülen inanç ancak özgür irade ile karar verilen olurdu zaten.

 İnanç insanın umududur; zorluklarla, dünyanın faniliğiyle ,kısır döngü olan günlük yaşamla baş etme iksiridir hiç şüphesiz  lakin iksirin etkisini gösterebilmesi için içinde zerre kadar zehrin olmaması gerekir. Tüm şüphelerin oradan kalktığı yüzde yüzlük bir inanç her mucizeyi gerçekleştirebilir diye düşünüyorum. Kişi sorgulama sonucu reddi de seçebilir iman etmeyi de her iki durumda beynindeki ve kalbindeki fırtına diner ve huzura kavuşur. İnancın kutsal amacı da yanılmıyorsam insanın iç huzurunu sağlamaktır. O vakit red de bir inanç türü olmuyor mu?

Kişi sorgulayarak, araştırarak bir kanaat edinirse beyni de kolay kolay yıkanmaz ve günümüzde gördüğümüz sapkın inanç sonucu türeyen caniler de peyda olmazdı. Bu sapkın inanç sonucu ölen masum insanlar, özellikle çocuklar yaşıyor olurdu. İnancı zayıf olanlar sapkınlığa meyleder ve  tereddüt etmeden din uğruna  insan canına kıyabilirler, inancı tam olanların ise gözü dünyevi veya zührevi  şeyleri görmez. Gerçek sufiler dünya nimetleriyle yahut cennet vaatleriyle ilgilenmez onların derdi Tanrı aşkıdır. Yunus Emre’nin deyişiyle:

Cennet cennet dedikleri

Birkaç köşkle birkaç huri

İsteyene ver onları

Bana seni gerek seni

( Ayfer DOĞRU )

    

 
Toplam blog
: 8
: 121
Kayıt tarihi
: 13.02.15
 
 

Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Türkçe Öğretmenliği mezunu ..