- Kategori
- Siyaset
İlahi Sakine Hanım
- Önümde duran şu çaya bakıyorum da… Ne desem bilmem ki?
- Hani derler ya, “Çek bir tavşan kanı çay” diye… Önümdeki çay koyu kahveye çalan kıvamda! İmamın abdest suyu misalıJ)))
- Kaç kez söyledim bizim Sakine Hanıma, lakin o bildiğini okuyanlardan.
- “Sakine Hanım lütfen çay getirirken bayat ve çiğ tarafından olmayanından rica edeyim” derim… Derim ama dediğimi yine ben duyarım. Sakine Hanım’ın bir kulağından girer, diğer kulağından salınarak çıkıverir.
- Sakine Hanım, ben kafamı işe verdiğim bir esnada, odama ani bir dalış yapar ve o bildik bayat çayı önüme dayadıktan sonra, “Ne olacak memleketin hali Nihat Bey? Hökümat gidi mi?” der ve gözlerimi kısarak çalışmaya çalıştığım bilgisayardan kafamı yukarı doğru ağır aksak kaldırıp Sakine Hanım’ın yüzüne bakarım.
- Siz hiç bu güne kadar kendisine telefonda verilen çay, su, kahve ve benzeri içecek siparişlerinden hiçbirisini doğru bir şekilde servis yapmamış kaç servis elemanı tanırsınız ki? Biz yıllardır bu hususta Sakine Hanım vasıtasıyla fazlasıyla tanışmış bulunmaktayız.
- “Sakine Hanım iki çay” derim, Sakine Hanım üç çay bir su getirir.
- “Sakine Hanım bir sütlü, bir sade neskafe” derim, Sakine Hanım iki sütlü neskafe getirir.
- Sakine Hanıma es kaza, “Bir sütlü neskafe, iki sade neskafe, bir limonlu, bir sade su ve iki çay” dediğiniz anda, film kopmuş demektir.
- Hakkını yememeyim, Allahı var çalışkan kadın. Lakin çalışkan olduğu kadar şu siyaset denen müzmin hastalıktan da kendisini kurtarıverse, şahsım olarak çok memnun olacağım ama bir türlü bu tutulduğu amansız siyaset ve CHP hastalığından kendisini kurtaramıyor.
- Zavallı kadın, az önce odama çay getirdi, Mustafa Sarıgül’ün on puan farkla İstanbul’da birinci gittiğini söyledi ve o bayat çayını önüme koyup hızlı hızlı odamdan çıktı.
- Neylersiniz!
- Sakine Hanım vasıtasıyla her öğle vakti yemeğinde memleket meseleleri bizim yemeğimizin başucu mevzusu halindedir. Tamam iyi güzelde, her öğlen vakti koca şirket çalışanlarına açık bir radyo kanalından sürekli ve sürekli Başbakan’ın höykürmelerini dinletmenin ne alemi vardır? Dedim ya “Siyaset denen müzmin hastalık” diye.
- “Nihat Bey bu gün anketler ne dii?” diye sorar Sakine Hanım.
- Seçim sathı sürecine girdiğimizden beri, Sakine Hanım sürekli anket sonuçları peşinden koşturmakta. Kendisine güzel şeyler söylemek isterdim ama durum meydanda. Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin başından gitmeyecek. Bu gerçeği ne zaman ki dile getirsem, Sakine Hanımda surat iki karış olur ve “Sen işi bilmin” diyerek suratını çevirerek, odamdan çıkar.
- “Halk televizyonu ne dii öyle? Akşam öyle belgeler çıkardılar, öyle belgeler çıkardılar ki. Valla hökümat bu sefer kesin getti Nihat Bey”.
- Sakine Hanımın genel gündelik konuşmalarından birisidir.
- İlle de Halk TV’de izlediği haberleri, sabah erkenden bizlere pas eder. Tabi ben öyle televizyon falan izlemediğimden, mevzuya fazlasıyla uzak kalıyorum ama vatandaşı da bu denli dolduruşa getirmenin alemi nedir, anlamış değilim. Sakine Hanım’ın gözünde İşçi Partisi denen şu Nasyonal Sosyalistler var ya, kesinlikle önümüzdeki seçimlerde iktidarın bir ucundan yakalayacaklar. Kadıncağız inanmış. Önümüzdeki dönem ya İşçi Partisi birinci parti çıkacak, yada CHP, ötesi fasa fiso. “Yok Sakine Hanım, fazla dolduruşa gelme” desemde, “E yalan mı diiler?” diyerek yüzüme çemkirmekte.
- Sabah sabah odama gelip masama oturmuşum… Sakine Hanım apar topar bir çay koyar ve doğruca benim odaya dalış yapar. Doğruya doğru, şu şirkette Sakine Hanım’ın elinden tavşan kanı çayı sabah mesaiye başladığım anda içerim. Geriye kalan zamanlarda ise imamın abdest suyuna talim etmek durumundayız. Yıllardır midemiz altüst olsa da yapacak bir şey yok. Bu sabahta masamdayım ve ardımdan Sakine Hanım odama her zaman ki heyecanlı dalışını yapatı ve bir taraftan sabah çayını masama koydu ve diğer yandan, “Başbakan ne dii Nihat Bey?” “Bilmem, ne diyor?” diye ben bir karşı soru sorarak karşılık veririm. “Kılıçdaroğlu’na bir ati bir ati, bir Başbakan’ın ağzına hiç yakışimiii.” “Nihat Bey herifin gözü dönmüş gözü. Memleketi soya soya bir hal olmuş. Bak İzmir’de villası varmış.” diye deryadı figan eylemeyi sürdürdü.
- “Takma kafana Sakine Hanım. Tayyip gidip, Kılıçdaroğlu gelse sen çay dağıtmaktan kurtulacak mısın?” dediğimde, Sakine Hanımda sağolsun cevap bitmiyor ki. “Ben kendim için demim zaar, çoluğumuz çocuğumuz için diiim” karşılığını verirJ))))
- Bir ara, “Sakine Hanım şu Halk TV ile Ulusal Kanal sizi fazla dolduruşa getiriyor. Bunların lafına sözüne fazla inanma. AKP’nin iktidardan gideceği falan yok. Baksana adamların oyu % 40’ların altına düşmüyor” dedim.
- Demez olaydım.
- Sakine Hanım’ın yüzü bir asıldı ki sormayın. Akşam eve gitmiş, söylediğimi kocasına söylemiş. “Bizim müdür böyle böyle diii” demiş. Kocası kadıncağızın üzerine yürümüş. Sabah işe geldi, “Akşam evde senin söylediklerini bizim herife dedim de az daha beni dövidi” dediJ)))))
- Seçimler bitene kadar vaziyet bu minvalde seyreylemekte. Sakine Hanım kafayı kötü takmış durumda. Günün uyku dışı saatlerini siyaset düşünerek geçiren kaç insan vardır bilmiyorum ama Sakine Hanım’ın bu husustaki performansına yetişecek insan tanıyorum. Her çay getirişinde birkaç cümlede olsa siyasete giriş yapar. Yani buda demektir ki günde en az yirmi posta Sakine Hanım’a siyaseten cümleler kurmak durumunda kalıyorum. Bu sadece şahsıma özel bir durum… Diğer mesai arkadaşlarının durumunun da benden farklı olmadığını söyleyebilirim.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..