İleri demokrasi Bekir Coşkun'u bertaraf etti...

Referandum sonucu belirleyici oldu.

Cami avlusunda evet propagandası semeresini verdi.

Halkımızın sandığa katılanlarının %58’inin oyunu alan iktidar artık eli rahatlamış olarak kartlarını oynamaya devam ediyor. Tüm seçmenin alınan evetler %43’üne tekabül ediyor ama olsun, demokrasi böyle bir şey işte.

Bizim oralarda Deli Mehmet lakaplı, ömrü ormancıların yüzünden mahkeme kapılarında geçmiş yurttaşın ağzından düşürmediği bir sözü vardı; ”İpliğini çek bezini, anasını gör kızını al!” diye. Şimdi ne alaka diyeceksiniz ama alakası var sayın okuyucu.

Eldeki bezden böyle iplik çıkıyor.

Kıza %42 ile hayır çektik ama ister istemez yaşamın her alanında su koyveriyor, karşımıza çıkıyor.

Bu kumaşın yaşama yansımalarını artık daha çok görmeye devam edeceğiz.

Papazın hikâyesinde olduğu gibi, herkese sıra gelecek ileri demokraside;”Önce komünistleri alıp götürdüler, ben komünist değildim, sustum.

Sonra Yahudileri alıp götürdüler, ben Yahudi de değildim, sesimi çıkarmadım.

Sonra bilim adamlarından seslerini çıkaranları götürdüler, ben sesimi çıkarmıyordum, ayrıca söylenenleri de doğru bulmadığım zamanlar vardı, karşı çıkmadım.

Sonunda beni de alıp götürdüler, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı!”

Son günlerde gündemi meşgul eden Bekir Coşkun’un gazetesinde işine son verilmesi, memlekete ileri demokrasi geldiğinin ipliği/kumaşı sayılmalı.

Milliyet’te yer alan açıklamasında Bekir Coşkun’un söyledikleri yukarıda verdiğim nazizim anlatımından ne farkı var ki; ” …İlk bertaraf olan ben oldum. Bir ormanda yangın çıkarsa, o ormanda hiçbir canlı kalmaz, bütün canlılar yanar. Türkiye’de de bir orman yangını var. Bunu hep söyledim. Bu yangın devam ediyor, bu gidişle de ormandaki yangın gibi herkesi yakacak.”