Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İletişim ve Liderlik nedir? Ne değildir?

İletişim ve Liderlik nedir? Ne değildir?
 

Konu iletişim ve ardından liderlik olunca hemen dikkatimi çekiyor. Nurdoğan Arkış’ın, penceresinden, iletişime ve liderliğe bu sözcüklerin arkasında yatan ve sosyoloji ile sosyal psikolojinin içinde yer alan temel bilgilere doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. İnsanlar bize neden güvenmez ya da güvenir, sevginin gücü nedir, ne değildir?

Henüz küçük bir çocukken, hangi mesleği istiyorsak olabilir, istediğimiz her yere gidebilir, hayallerimizi özgürce kurabilirdik/kurabilirdiniz. Bütün çocuklar sonsuz özgüvenle doğar. Peki, sonra neler oluyor da, bu sınırsız ‘yaparım’, ‘olurum’, ‘giderim’ denilen şeylere bir yetişkin olunca mümkün değil, diyoruz? İşte tam da bu nokta da Arkış, bunları halen yapabilirsiniz. Bu MÜMKÜN! Çünkü çocuklardaki özgüveni konuşmayla yok ediyoruz, diyor.

Yer çekimini dikkate almadan yaşayamazsınız. İletişimi dikkate almıyorsak hiçbir şeyi beceremeyiz. En güçlü iletişim aracı söylenenlerin aksine dildir. Tüm bildiklerimizin aksine, beden dilinin etkisi söylendiği kadar etkili değildir. İletişimin her şeyi önce sözcükler üzerinden doğar.

Liderlik özne eylemidir. Özneyi sürekli gizleyen bir dil düşünün. İngilizce ve Almanca’da özneyi kullanırsınız. Ben işin içerisinde hep vardır. Ben deme hali bireyin seçme şansını ortaya çıkarır. Daha çocuk doğduğu andan itibaren bunu öğreniyor. İletişimde kişi önce kendisiyle konuşur sonra karşısındakiyle konuşma başlar. Kendini “ben” olarak ortaya koymaktan uzak duran biri karşısındakiyle hangi liderlik bağlamında konuşur?

Kendi konuşmalarımızdır bizi ortaya çıkaran. Liderliği etkileyen iç konuşma ne olabilir. Liderlik bir noktadan diğer bir noktaya hedef koymaktır diyebiliriz.

Öyleyse hedef nelerden oluşuyor; kendisiyle ilgili, yakın çevresiyle ilgili, uzak çevresi ve manevi olarak yani bunlar bir bütün olarak kapsayan hedefler olmalı.

Ben ne kadar uzağa hedef koyabilirim. En önemli iç konuşmadır. Ben kimim ki? Ben kimim ki Everest’e tırmanayım? Ben kimim ki büyük hedefler koyayım, büyük ideallerin peşinden koşayım, bana izin vermezler ki, beni engellerler, ufak hedefler bana yeter, diyen birinin liderlik yolculuğu ne kadar etkili olabilir ki?

Ben kim? İşte tam da bu noktada o büyülü sözcük geliyor karşımıza “ÖZGÜVEN.” Bu özgüven denilen şey nedir acaba? Özgüven; içinde bulunulan ortamın bireyi nasıl algıladığından bağımsız olarak, o bireyin kendisiyle ilgili algısıdır yani yapabileceklerinin iç kararı, yalnız kaldığında kendine söylediği sözler… Çince öğrenebilir miyim? Kararlılıkla, duraksamadan ‘ EVET’ diyebiliyor muyuz? Eğer içinizde bir yerde bir engel varsa, olmuyor zaten. Bu yolu ilerlerken engeller çıkacaktır karşına, cevabı şu olmalı, ‘ben bu engelleri aşarım’ dersek oluyor. Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Edison ve daha binlercesinin sonsuz özgüvenleri vardı. Yoksa her biri kendi hedefleri doğrultusundaki başarısız ilk girişimlerinin ardından pes ederdi.

Bir sürü insan hedef koymadan mutsuz olarak yaşıyor ve başkalarının hedefinin içinde kaybolup, kendi yaşamlarını yaşamadan yok oluyor.

Bir hedef koyarken diyelim ki; mümkün dediniz bunun olma olasılığı yüzde 51 - 99 arasında bir yerdedir.  Mümkün değil dediğinizde olma olasılığı yüzde 0 dır. Bir şeyi yapmamız Garanti ise sonuç nedir yüzde 100 dür.

Hangi konuya odaklanırsanız onu başarırsınız. Mesela; Dünya şampiyonu Semih Saygıner’in yaşam öyküsüne bir bakın. 14 yaşlarında anne ve babasını trafik kazasında kaybediyor. Yakın birilerinin teşvikiyle bilardo oynamaya başlıyor ve dünyada kimsenin yenemediği rakibini ‘mümkün’ dediği an yenerek Dünya şampiyonluğunu kazanıyor. Her başarıda özgüven, konuya ilişkin bilimsel bilgi ve sonsuz bir çaba vardır.

Başarınız ikna edicidir. Hedefinize doğru başardıkça daha çok ikna edersiniz. Zor bize iyi bir öğretici oluyor. Özgüven, bilimsel bilgi ile bütünleşince cesaret olarak karşımıza çıkıyor. Bir diğer konu ‘GÜVEN.’ Güven; karşıdaki kişinin algısıdır. Güven verilerek alınan bir şeydir. Yalan söylemeyip, yaptığını gizlemeyerek, davranışlarıyla yansıtılır karşımızdaki kişiye. Ve ‘SEVGİ’ bize hayallerimizin ötesinde bir yol açan, motivasyonumuzu arttıran, büyülü bir dünya. Sevgi, sadece söyleyerek verilmez, bunun için davranışlarımızla da desteklememiz gerekir. Güven kişiyi o noktada sabitler. Sevgi ise harekete geçirir.

Bu dünyadaki herkesin kendi hedeflerini seçme ve peşinden gitme hakkı vardır. Bunun için kendine özgüven ile bakması ve çevresine güven ve sevgi vermesi gerekir.

e-mail:belginturan

 
Toplam blog
: 439
: 512
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Lisansını Anadolu Üniversitesi/ İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi/ Sosyoloji Bölümlerinde “O..