Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Ilgarini Mağarası

Ilgarini Mağarası
 

Tam konsantrasyonla yürüyüşe başlangıç


İlk günün yorgunluğunu üzerimizden atmış ve dinlenmiş olarak uyandık ikinci günün sabahında. Kahvaltıda konuşulan bugün bizi bekleyen zorlu yürüyüşün nasıl olacağı, yağmurun bizi ne denli etkileyeceği idi. Yağmur gece başlamış, çisenti halinde hala devam etmekte. Bütün gece yağan yağmuru hiç duymamış olmak ne kadar derin uyuduğumun bir göstergesi sanırım.

Bugünün programında Ilgarini Mağarası, Mantar Mağarası ve Ejder Çukuru var. Kısaca bütün gün doğadayız ve yürüyeceğiz. Öğle yemeğimiz olan kumanyaları yerleştirip sırt çantalarımıza, araca doluşup çıkıyoruz yola. İçimde bir tedirginlik, bugünkü yürüyüş zorlu geçecek. <ımg height="20" alt="" src="http://www.blogcu.com/images/smilies/dry.gif" width="20"> Kim bilir belki de kendimi test etmek için iyi bir fırsat bu.

Küre dağları, bulutların arasından kendini göstermeye çalışan güneş ve ıslak yapraklı ağaçları ile bugün bir başka güzel. Aracın dönüşümüzü bekleyeceği yerde, eşyalarımızı yüklenip başlıyoruz yürüyüşe. Yemek, su, yedek kıyafetler tüm gün ihtiyacımız olacak her şey sırt çantalarımızda ve olmazsa olmaz fotoğraf makinelerimiz elimizde.

İyi ki rehberimizin tavsiyelerine uyarak, montlarımızı almamışız yanımıza. Hem saatin ilerlemesi ile havanın ısınmasına, yürüyüşün harareti de eklenince tişört ile devam etmekteyiz yola. Tek sıra şeklinde ip misali başlıyoruz bir yamaç tırmanmaya. Benim için zorlu olanı düz kaya yüzeyleri. Zorlunun da ötesinde korkutuyor beni. Bir kaç zorlu bölümden ve uzun süren yürüyüşten sonra nihayet Ilgarini Mağarası görünüyor.

Grubun yüzünde yorgunluğa ilaveten bu zorlu parkuru tamamlamanın mutluğu eklenmiş. Sabah yola çıkarken acaba yetecek mi dediğimiz kumanyalarımızın yarısını bile bitiremeden tıka basa doyduğumuzu fark ediyoruz şaşkınlıkla. Mağarayı gezmeye geldiğinde sıra, oturduğumuz taşların üzerinden kalkmak öyle zor ki. Hiç oturmasaydık dedirtiyor insana. Fenerlerin ışığında mağaranın içine ilerliyoruz. En yakın hatırladığım Dupnisa Mağarası. Orası aydınlatılmış olduğu için Ilgarini ile uzaktan yakından bir benzerlik göstermediğini fark ediyorum.

Mezarlar ve mezarlardaki iskelet parçalarına ortamın karanlığı da eklenince tedirgin olmamak elde değil. Rehberimizin tüm fenerleri kapattırması ile karanlığı iliklerimizde hissediyoruz. Çocukluk yıllarından hatırladığım ne çok kesilirdi elektrikler 80’li yıllarda. Ara sıra arıza nedenli kesintiler olsa da şehirdeki karanlıkla buradaki karanlığın hiçbir zaman aynı olamayacağının farkına varıyoruz. Çıkış neyse ki inişten daha kısa sürdü. Buna biraz da karanlıktan aydınlığa ulaşma çabasındaki hızlanma sebep oldu galiba.

Mantar Mağarası ve Ejder Çukuruna gidecekler ile geri döneceklerin ayrım noktasına geldiğimizde karşılaştığımız tavır gerginleştirdi beni. <ımg height="18" alt="" src="http://www.blogcu.com/images/smilies/furious.gif" width="18"> Saatin ilerlemiş olması, yağmurun başlayacak olması gibi kendince haklı sebepleri olsa da rehberimizin, diğer mağaralara devam edecekler için gelmeyin dercesine diretmelerde bulunması kanımca uygunsuzdu. Yolun başından beri kendimi test etmiş ve parkurun 2. etabını da tamamlayabilecek istek ve enerjim varken dönmek zorunda kaldık. Zira rehberin söylediği hızlı tempoya ayak uydurmak ben ve benim gibi bir çok kişi için yapılamayacak gibi göründü. Biz de dönmeyi zorunlu olarak seçtik. <ımg height="18" alt="" src="http://www.blogcu.com/images/smilies/cry.gif" width="18">

Dönüş yolunda gözümü en çok korkutan düz kayalardan iniş. Yağmurda başladı offf nasıl olacak şimdi. Neyse kolay bir yolunu bulduk bunun da, hiç düşecek miyim diye endişelenmeden, oturarak inmek kolaylaştırdı işimizi. Yamaçtan düz yola indiğimizde yağmurda şiddetini arttırmıştı. Çıkartıp yağmurluğun başlığını, yağmuru hissetmek tüm yorgunluğumu aldı götürdü. O güne dair yaşanan en güzel andı yağmurda ıslanmak. Çocukluğumdaki kadar özgür ve huzurlu. <ımg height="20" alt="" src="http://www.blogcu.com/images/smilies/rolleyes.gif" width="20">

Araca ulaştığımızda demlenmiş sıcacık çayda ödülümüz oldu. Etraftaki köylerden birinin Puanter cinsi köpeği ile arkadaşlık ettik. Aç olduğunu, çantamızda kalan kumanyalardan verdiğimizde anladık. Elimdeki haşlanmış patatesi nasıl alıp yediğini unutacağımı zannetmiyorum.

Yağmurun etkisi ile erken kararan hava ve çöken sis eşliğinde döndük konağımıza . Ve günün ikinci güzel sürprizi odalarda cayır cayır yanan güzelim sobanın sıcaklığı ve çıtırtısı.

Her ne kadar Mantar Mağarası ve Ejder Çukurunu görememek aklımda kalmış olsa da tüm yorgunluğa değen güzel bir gündü yaşanan, tadı damağımda kalan

 
Toplam blog
: 67
: 1640
Kayıt tarihi
: 18.10.06
 
 

Biz Tiryaki ailesi gezmeyi ve gördüğümüz yerlerin fotograflarını çekmeyi çok seviyoruz. Blogumuzda, ..