- Kategori
- Dostluk
İlgililerine açık mektup
Geçenlerde de yazdım.
Maytap atılmasının halkı panik ve endişeye sevk ettiğini söyledim.
Şikâyetse şikâyet, dilekçe ise dilekçe dedim.
Düğün, eğlence başka ne varsa işte…
Aklına gelen çıkıp maytap atıyor.
Koca şehrin eğlencesi, düğünü biter mi hiç?
Beşikte uyuyan bebe var dedim.
Hastası var dedim.
Dertlisi, yaşlısı…
Dedim de ne oldu sanki?
Yine aynı sesler…
Baskına mı uğruyoruz yoksa.
Bunları atanlar kabahat işlemiş olmuyorlar mı?
Düğün konvoyunda hız yapmak bir yana dakikalarca klakson çalınıyor.
Bu araçların plakaları tespit edilip cezai müeyyideler uygulanmıyor mu?
Yoksa yapanın yanına kâr mı kalıyor.
Hâlâ sorun devam ettiğine göre bütün bu sorumsuzluklar ‘Ben yaptım oldu’ ya gidiyor.
xxx
Maytap gökyüzüne aydınlık oluşturuyor, yıldızlar saçıyor.
Ya içimizde aydınlık kararıyor, yıldızlar sönüyor anlayanınız var mı?
Maganda çok can almış.
Böyle olduktan sonra…
Daha çok magandalar türer bu şehirde.
Maytaptan eli kopan parmağı kopan yanma tehlikesi geçiren insan sayısını hatırlanınız var mı?
Bunların hesabını kim verebilir?
Bu konuda konuşulup yazılacak öyle çok şey var ki.
Daha ne yazayım.
Ne konuşayım.
Şikâyetse şikâyet işte.
Ses kirliliğine mi sayarsınız.
Halkı panik ve endişeye sevk etmeye mi?
xxx
Bu yazıyı yazdığım saatte yine maytaplar atılıyor.
Ne o baskına mı uğradık yoksa!
Birileri gelsin de korku içerisinde pencereye, balkona koşan çocuklara bir şeyler anlatsın.
Yatağından dehşetle sıçrayan bebeye,
Panik içerisinde ne oluyor diye soru soran yaşlı dedeye nineye.
Yazın boğucu sıcağında kahırla bari şu pencereleri kapatın diyen anneye.
Sancılarıyla kıvranan hastaya…
Onlara söyleyebileceğiniz bir kelime var mı?
Yooo sakın bana bir şey anlatmaya kalkışmayın.
Bu konuda ne tahammül edecek bir durumum var, ne de birazcık hoşgörüm.
Kimsenin kimseyi daha fazla germeye hakkı yok.
Daha açık yazıyı nasıl yazabilir şikâyetimi nasıl yapabilirim bilemiyorum.
Muhayyilemi yitirmek üzereyim.
Başka ne diyeyim?