Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '13

 
Kategori
Güncel
 

İlginç bir girişim hikayesi

İlginç bir girişim hikayesi
 

"Helal Sex Shop" memlekete hayırlı olsun, diye duyurdu Radikal'den Tayfun Atay,
 
Sex shopun helali mi olurmuş diye sordu Twitter milleti,
 
Okunmuş dildolar diye dalga geçti Facebook toplumu,
 
Köşe yazarları el attı konuya, sosyal, psikolojik, siyasi ve ekonomik yönleri yazıldı çizildi boy boy,
 
Manşetlerde başbakandan önce yer aldı,
 
Tüm dillere çevirip dünyaya servis etti Reuters, diğer ülke gündemlerine de bomba gibi düştü haber.
 
Şimdi zamanı biraz geri saralım:
 
Bundan yaklaşık iki ay kadar önce bir arkadaşım telefon görüşmemizde bana bu projesinden bahsetti. Ortalık yıkılır, gündem olur dedi, Hollanda örneğini verdi, ortak girelim bu işe dedi.
 
İş extrem bir iş, durum garip bir durum. Neyse geçiştirdim konuyu. Sonrasındaki konuşmalarımızda ise hiç açılmadı bu konu.
 
Arkadaşım üniversiteden. İlk yıllarımızda devlet yurdunda aynı odayı paylaştığımız, her öğrenci gibi devletler kurup, yıktığımız, iş fikirlerimizi, projelerimizi nasıl hayata geçirebileceğimizi tartıştığımız iyi arkadaşım.
 
Uluslararası ilişkiler eğitimi aldı fakat herkesin eğitimini aldığı işlerde çalışamadığı güzel ülkemizde o da sağlık sektöründe kendine bir yer buldu ve uzun süreler bu sektörde çalıştı. Sektörden ayrılışı da biraz hüzünlü oldu.
 
Sonrasında radikal bir kararla tamamen farklı bir iş kolu tercih etti. Teknolojiyle arasının pek iyi olmadığını bildiğim için biraz garipsedim. Meğer sağlık ve teknolojinin birleştiği bu işe zemin hazırlıyormuş.
 
Kurban bayramının son günü beni aradı. Siteyi açtık dedi, hemen girip birşeyler alıyorsun. Saçmalama, olur mu?, dur bakalım derken biraz da geçiştirdim açıkçası. Uzun bir görüşmenin ardından telefonu kapattık.
 
Bu konuşmadan iki gün sonra, tatilin son günü, kahvaltıda internet üzerinden gazeteleri okurken manşette bir haber dikkatimi çekti. Detaya girince bizimkinin sitesi olduğunu farkettim. Sonra diğer gazetelere, haber sitelerine ve sosyal medyaya gözattım. Şoktaydım. Sanal alem helal sex shopun açıldığı haberiyle yıkılıyordu. Gazeteler manşetlerine taşımışlardı ve siyasi gündemle beraber yer alıyordu sliderlarda.
 
Hemen arkadaşımı aradım.
 
"Oğlum n'aptın sen?"
 
"Bilmem ben de anlamadım? 33.000 giriş oldu siteye 5 adet sipariş aldık daha ilk saatten."
 
"Dün bana yalvarıyordun, birşeyler al" diye espri yaptım.
 
Sonraki gün bayramdan sonraki ilk iş günü, yine görüştük.
 
Siparişlerin arttığını, talebe nasıl cevap vereceklerini şaşırdıklarını söyledi. Yoğun ilgiden dolayı ürünleri biraz gecikmeli gönderebileceklerini anlatmışlar müşterilerine, genelde olumlu yanıt almışlar.
 
Ertesi gün, gün içinde aradığımda sürekli meşguldü telefonu. Sonra görüşebildik; kusura bakma Associated Press aradı onlarla görüşüyordum. Çekime gelmek istiyorlarmış, daha yerleşemedik haftaya gelin, demiş. Ardından Reuters aramış, röportajı birçok dilde dünyaya servis edeceğiz demişler.
 
Sonra... sonrası işte patladı gitti.
 
Perşembe günü CNNTürk, ilahiyatçı Ali Rıza Demirtaş ile canlı yayına çıkardı arkadaşı. Yayında bu iş fikrinin nasıl oluştuğundan, helal ürünlerin nasıl tespit edildiğine, konseptten, hangi kesimlerin bu işe tepki gösterdiğine kadar merak edilen konularda bilgiler verdi. Bunları medyadan takip edebilirsiniz. Hoca da olumlu görüş bildirince iyice önü açıldı girişimcimizin.
 
Evet kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Türkiye'nin ilk dünyanın ikinci helal sex shop sahibi Haluk Murat Demirel.
 
Kendisi üniversite yıllarında da farklı ve demokratik fikirlere sahipti. Bir keresinde tüm kesimleri bir araya getirecek bir dergi projesi geliştirmiştik. Bunun için İstanbul'da dolaşmadığımız yayımcı, dağıtımcı kalmamıştı. Tavşan çiftlikleri düşünürdük ki sonradan çok parladı.
 
Şimdi arada bana takılıyor: "zamanında ortaklık teklifimi kabul etmedin, şimdi pişman ol" diye.
 
Biraz garip geliyor ama, yolun açık, siparişin bol olsun diyelim, ne diyelim?
 
Toplam blog
: 13
: 2913
Kayıt tarihi
: 28.11.06
 
 

Dünya sımsıcak günlerini verdi ona o sonbahar, geçti sonsuzluktan usulca. Artık acılanma vaktiydi, a..