İlginç boşanma gerekçeleri

Geçenlerde bir haber okumuştum, not etmişim bilgisayarıma. Şöyle bir kurcalarken yazıyı gördüm ve üzerinde biraz çalışarak, sizlerle paylaşmak istedim.

Bu habere göre; Roma Katolik Kilisesine evliliklerinin iptali için başvuran Katolikler, ilginç gerekçeler öne sürüyormuş. Merakımı cezp etti. Bakın ne gibi gerekçeler öne sürüyorlarmış.

Kilisenin en karmaşık evlilik iptali isteklerini karara bağlayan üst mahkemesi olan “Sacra Romana Rota’ya ” başvuran erkeklerden biri, karısının sigara alışkanlığını bırakmadığını, “evliliklerinin dumana boğulduğunu” gerekçe göstererek evliliğinin iptalini istedi. Evliliklerinin iptalini isteyen kadınların gerekçelerinin önde geleni ise, kocalarının “anasının kuzusu” olmasıymış. Katolik kadınları, 30’lu, 40’lı yaşlarındaki, hatta daha yaşlı olan kocalarının hala anneleriyle
psikolojik bağlarını koparamamasından şikayet ediyor.

Bakın bu çok ilginç. Bizim ülkemizdeki boşanma davalarının sebeplerine baktığınızda, daha önceki yazılarımda yazdığım gibi “ geçimsizlik, anlaşamamak” benzeri hep klasik lafları buluyorsunuz ama Roma’daki boşanmaların gerekçelerine bakarımsınız lütfen. Erkek, kadının çok sigara içtiğini söylüyor, bir başka davada da kadın kocasının annesine çok bağlı olduğunu bu yüzden boşanmak istediğini söylüyor.

Roma kanunlarına hatta klise kanunlarına göre Evliliğin iptali kararı, evliliğin baştan beri geçersiz olduğu, asla gerçekleşmediği anlamına geliyor. Papa 16. Benediktus’un mahkeme yargıçlarına hitaben yaptığı konuşmada, iptal kararları verirken daha dikkatli olmalarını istemesinden bu yana, İtalyan basını konuyla ilgili haberlere daha geniş yer vermeye başlamış. Mahkemenin geleneksel iptal gerekçeleri arasında, evlilik sırasında eşlerden birinin ya da
ikisinin psikolojik olgunluk düzeyine ulaşmamış olması, eşlerden birinin evlilikten önce gizlenen bir olumsuzluğun ortaya çıkması, anlaşmazlık, cinsel yaşamın olmaması ve zorla evlilik bulunuyor.

Bazı Şikayetler

- Eşi sigara içtiği için evliliğin iptalini isteyen koca, karısıyla sigarayı bırakacağı sözü vermesi üzerine evlendiğini, eşinin evlilikten sonra bütün çabalarına rağmen sigarayı bırakamadığını ileri sürüyor. Davaya ilk bakan kilise evlilik heyeti, kocaya evlilik iptali hakkı verdi, ancak ikinci düzey temyiz heyeti bu kararı iptal etti. Dolayısıyla dava yüksek mahkemeye gitti.

- Başka bir ilginç davada ise karısının evlilikten sonra kendisine bakmayı bıraktığını belirten koca, “sonradan başka biri olduğu ortaya çıkan biriyle evlenerek oyuna getirildiğini” iddia ediyor.

- Katolik İtalya’da yasalar 35 yıldır boşanma hakkı tanımakla birlikte, birçok kişi tekrar kilisede evlenme hakkı elde etmek için, evliliklerinin kilise tarafından iptal edilmesini tercih ediyor.

Aslında komik gibi görünüyor ama, kişilerin bazı görülür sebeplerle boşanma hakkının olabileceği ve bunun da kanunlarla belirtilmiş olması bir modern yaşam örneği bence. Kadının erkeği yada tam tersi durumda, yalnız sigara içiyor diye boşanmak istemesi ne kadar dürüstçe ve sık karşılanmayan bir durum. Kilise de buna hak veriyor. Bizde durum nasıl ? Bırakın sigara içmeyi, evliliğin sigara dumanı olmasını, bizdeki evlilikler 70 derece alkol koktuğunda bile, kadın mahkemeye gidip, kocam çok içiyor diye ayrılmak istemez. İsteyenler çıkabilir. Çıkanların çoğunu da kocaları rahat bırakmaz. Boşanmak istemeyen yada boşanamayanlar da sosyal kimlikten ve ekonomik imkansızlıktan dolayı, mahkemeye başvurup boşanmak istemez.

Mesela, cinsel problemler, çok önemli olmasına rağmen, evliliklerde gayri ahlaki durumlarla karşılaşılmasına rağmen, toplum nezdinde hoş karşılanmayacağı düşüncesiyle, ayıp kavramı olması sebebiyle, bu durumda ne psikologlara gidilir, ne de mahkemelerde boşanma sebebi olabilir. Geçmiş tarihte hatırlıyorum, bir avukat arkadaşla sohbet ederken, bu boşanma davaları ile ilgili bir konu geçmişti ve müvekkilinin ismini vermeden, “eşinin çok kötü koktuğundan şikayet ettiği “ için boşanmaya karar verdiğini söylemişti. Bu aslında bir hayli ilginç gelmişti bana. Bu durum mahkemede gerekçe olarak konuşulmuş mudur bilemem ama ilama kesinlikle “şiddetli geçimsizlik “ olarak geçmiştir. Buna eminim.

Bu yukarıdaki örnek te, gerektiğinde boşanma sebebi olmalı bence ama suiistimal edilmemeli. Diyeceksiniz ki, nasıl suiistimal edilmesin. Günümüzde her şeyin suiistimale açık olduğu bir toplum düzeninde yaşıyoruz. Bu mümkün değil gibi gözüküyor ama demokratik toplum düzeninde ve yaşam biçiminde, insanların birbirini seçebilme özgürlüğü olduğu gibi, birbirlerinden gerektiğinde ayrılabilme özgürlüğü de olabilmeli. Kanunsal düzenimizi Vatikan!a göre ayarlayalım
demiyorum ama kadın-erkek ilişkilerinin hukuksal yapısında radikal düzenlemeler yapılması gerekmekte. Çünkü, aileler içinde, toplum içinde öyle olaylar, öyle olgular var ki, bu hiçbir anayasa, hiçbir hukuk dersi, hiçbir hukuk kitabında anlatılmaz.

Hukuk düzeni, yaşamı kolaylaştırıcı olmalı..

../..