Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '13

 
Kategori
İlişkiler
 

İlgisiz sevgi tuzsuz yemektir.

İlgisiz sevgi tuzsuz yemektir.
 

Çay bahçesindeyim hava mis. Güneş damlıyor içime içime.

Kahvemi söylemişim, ayaklarımı uzatmış yüzüme hafifçe vuran rüzgarın saçlarımda gezinmesinin keyfini çıkarıyorum.

Mutluluk bu diyorum. Kendinle çoğalabilmek ve kendine yetebilmek.

Eflatun’un sözü geliyor aklıma. “Önemli olan; hayatta en çok şeye sahip olmak değil,. En az şeye ihtiyaç duymaktır.”

Gidenlere, kalanlara içimden kocaman bir teşekkür ediyorum. Ve akşam ki gördüğüm rüyam aklıma geliyor.

Bir adam elinde bir belge tutuyor ve bu yolu yürümek istediğine emin misin? Diye soruyor. Tehlikeli bir yol bu.

Belgeyi elinden alıyorum ve eminim diyorum. Bu yolu yürümem lazım.

Sanırım bir içsel yolculuğa daha başlamak için yola çıkıyorum.

Böyle derin derin uhrevi düşüncelere dalmışken yan masamdan sinirli bir kadın sesi yükseliyor ve kulağıma gelip çarpıyor.

“Ne demek sadece arkadaşım o benim” diye adama söyleniyor.

Dönüp bakıyorum orta yaşlarda bir çift.

Adam sinirli sinirli çakmağınla oynuyor ve denize bakıyor.

Kadın avına atlamaya hazır bir avcı gibi.

Cevaplar tatmin etmiyor kadını.

Gülümsüyorum kendi kendime. Binlerce kez oynanan sevgililik oyununu tekrar izliyorum hiç istemeden.

“Benim arkadaşlarım olamaz mı” diye atağa geçiyor adam.

“Geri zekâlı birine mi benziyorum” diyor kadın. “Normal arkadaş sohbetleri mi yapıyorsun ki ben deliriyorum.”

Adam suçluluğun verdiği huzursuzlukla “ben kötü bir şey yapmıyorum” diyor.

Kadın derin bir nefes alıyor. Ve gülümsüyor.

“Sen bu sözlerini git o arkadaşlarına yuttur diyor. Benim içinde sadece arkadaşım diyorsundur nasılsa ve onlar belli ki bu yalanı yiyorlar.”

“Seni seviyorum” diyor adam.

“Sevme beni” diyor kadın.

“Yüreğinde bana yer olduğunu sanmıyorum.”

“Yüreğim sadece sana ait” diyor adam.

Kadın bu sefer kahkaha atıyor adam şaşırıyor.

“Bu saçmalık” diyor kafasını sallayarak kadın.

“Ben sana ihanet etmedim ve sanki seni aldatıyor-muşum gibi beni suçluyorsun” diye tersleniyor adam.

Kadın aptallaşıyor. “İhanet nasıl olur peki” diyor.

Adam susuyor.

“Seni suçluyorum diye öfkeleniyorsun ve gerçekler ortada ben sana belgelerle konuşuyorum sen ise benim arkadaşım diye savunuyorsun kendini.

Paylaşımınız ne? Ya da birbirinize verdiğiniz?”

Belli ki kadın seviyor ve sevgiden mantığı ile duygularının arasında sıkışmış kalmış.

İhanet o kadar belli iken sevdiği adamın kendini aklamasını istiyor.

Adam bocaladıkça iyice saçma sapan cevaplar vermeye başlıyor.

Kadının dudağında acı bir gülümseme ve “sen diyor.

Kendini haklı çıkartmak için beni kıskançlıkla suçluyorsun öyle mi?

Bu kıskançlık değil bu arkamdan dönen olayları görmek.”

“Ben senin arkandan bir şey çevirmedim” diye sesini yükseltiyor adam.

“Şu an beden dilin bile savunmada ve neredeyse ben suçlu olacağım” diyor kadın.

“ Sevgiyi alet etme”

“Yazık ki zampara ve ucuz bir çapkınmışsın ve ben hala senin kendini aklamanı bekliyorum.”

“Sadece arkadaşım diyorum neden anlamak istemiyorsun” diye bağırıyor adam.

Ve kadın ayaklanıyor.” Evet, bir tek kadın olsa anlardım aylardır onlarca kadın hepsi arkadaşın. Ve sen hep onları tercih ettin. Onları savundun.”

“Mesleğim gereği” diyor adam.

Kadın sinirle saçlarını arkaya atıyor. “Neden sen estetik cerrahı mısın ki” diye soruyor.

“Sana kadın arkadaşlarınla bak arkadaşın bile diyemiyorum o kadar çoklar ki iyi eğlenceler diliyorum.”

Kadını izliyorum. Havalı güzel sekerek yürüyen o nadir kadınlardan.

Arabasına zarafetle binişini ve direksiyona oturmasını izliyorum.

Bir an gözleri denize takılıyor ve eminim o an gözyaşlarının dinmesini bekliyor.

Adama bakıyorum. O da sinirle denize bakıyor ve ne yapması gerektiğini bilemez halde çakmağınla oynuyor.

Hızlıca karar veriyorum ve adama dönüyorum.

“Şimdi şu an kalkıp onu durdurmazsan sonsuza kadar kaybedeceksin” diyorum.

Birkaç saniye kararsız bakışıyoruz ve minnetle başınla selam vererek hızla yerinden kalkıyor.

Yanımdan geçerken “Teşekkür ederim” diyor.

Gülümsüyorum. “Onu gerçekten seviyorsan ona sarılmayı unutma. Biz kadınlar sözlerden çok davranışlara bakarız.”

Koşar adımlarla arabaya gidiyor ve direksiyon tarafında ki kapıyı açıp kadına eğiliyor.

Anlıyorum ki gözyaşlarını öpüyor.

Ben denize dönüp martıları izlemeye devam ediyorum.

Garsona da bol köpüklü bir Türk kahvesi daha söylüyorum.

Sevmek güzeldir de ilgisiz sevgi yavandır.

Çoğumuz sevince ilişkide herşey yolunda zannederiz.

Oysa sevgide tıpkı yemek gibi malzemelerden oluşur.

Nasıl yemeğin bir tek malzemesi eksik olursa tadı olmaz sevgi de böyledir.

Yanlış anlaşılmaların tek çözümü de dürüstçe iletişimdir.

Yalansız ve çıkarsız bir iletişim.

Ve kaybetmekten korktuğunuz için susarsanız.. Kaybedersiniz.

Hay Allah ben bugün patronlara kızdığım için onlara yazacaktım.

Bak konu neydi ne oldu.

Kısmet :))

 hercaideniz 

 

 
Toplam blog
: 44
: 1143
Kayıt tarihi
: 17.08.07
 
 

Aşktır hayata anlam katan, aşktır bizi yaşama bağlayan. Sustuysa içinizdeki çocuk, aşk zamandır ş..