Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '12

 
Kategori
Öykü
 

İlham beklerken gelen ilham perisi

Ben geçenlerde bir şiir yazmaya başladım. Yazdım, yazdım ama bir yerden sonra tıkandım kaldım. Yazamamaya başladım yani. Söylemesi ayıptır, üzerinize afiyet yazınsal kabız olmuşum biraz da, bu yüzden yazamıyorum şiirimi. Evin içinde dolaşıp duruyorum deli danalar gibi. Yok, aklıma yazacak hiçbir dize gelmiyor. Dışarıya çıkıyorum aklıma bir şeyler gelsin diye. Yok, yine aklıma hiçbir dize gelmiyor yazacak. “İyisi mi? Şiirimi yazmam için İlham bekleyeyim o zaman” deyip İlham’ı beklemeye başlıyorum bir yandan. Bir yandan da camdan dışarıya bakıyorum. İlham’ın nereden geleceği belli mi olur? Bakarsınız bir yaprağın üzerinde gelir, bakarsınız bir kuşun kanatlarında gelir İlham. Vallaha ne yalan söyleyeyim, İlham’dan başka gelmeyen kalmadı, herkes geldi. Postacı, sucu ve bakkalın çırağı geldiler ama İlham gelmedi. “Offf!” dedim çaresizlik içinde “Ne zaman gelecek bu İlham?” diye. “Ümidimi yitireceğim” diye düşünmeye başlarken kapı tekrar çaldı. Bu defa gelen ne postacıydı, ne sucuydu ve ne de bakkalın çırağı. 

 
“ Kim o?” dedim.
 
“ Açabilir misiniz kapıyı” dedi bir bayan sesi.
 
Kapıyı açtım ama kaldım öylece yerimde. Kapıyı çalan bayanı görmelisiniz kardeşim. Of anam of. Bayan ama ne bayan? Öyle, böyle bayan değil yani? Kaş, göz, boy, pos o biçim. “Allah özenmişte yaratmış”derler ya hani, aynı böyle bir bayan işte. Bayan, bayan değil bir içim su. “Yeme de yanında yat” dedikleri cinsten bir bayan. Benim bu bayanın güzelliği karşısında nutkum tutuluverdi birden. Siz deyin 45 dakika, ben deyim 1 saat konuşamadım bayanla. Heyecandan elim ayağıma dolaşmış bir halde öylece bakıyorum bayana bön bön. Neyse ki Allahtan dilim yavaş yavaş çözülmeye başladı da konuşabildim bu bayanla;
 
“Kimi aradınız hanımefendi?” diye sordum en kibar halimle.
 
“ Ben bir şairi arıyorum beyefendi. Daha doğrusu şiir yazmaya başlayıp ta yazamayan ve çareyi İlham beklemekte bulan bir şairi arıyorum” dedi.
 
“ Aradığınız şair benim, buyurun, içeri buyurun” dedim. Salına salına içeri girdi bayan. O salına salına yürüdükçe ve konuştukça var ya, dizeler hücum ediyor kafama, bildiğiniz gibi değil yani. 
 
“ Memnun oldum şair bey, bende İlham Peri’siyim” dedi.
 
“ İlham Peri’si mi?” dedim.
 
“ Evet “ dedi.
 
“ Ama ben İlham gelecek sanıyordum, sizi beklemiyordum açıkçası.” dedim.
 
“ Beni gördüğünüze sevinmediniz galiba şair bey. İlham başka bir kadın şaire gitti. O da sizin gibi şiirini yazmaya başlamış ama yazamamış. Bizi aradı, “ Bana İlham’ı gönderebilirmisiniz?” diye. İlham’da onun yanına gitti. İlham’ın yerine de ben geldim” dedi. 
 
“ Sizi gördüğüme sevinmez olurmuyum hiç Peri hanım? İlham erkek peri olduğu için onu çağırmıştım. Erkek erkeğe daha rahat konuşuruz diye. Ama sizin gelmeniz daha iyi oldu. Siz geldiğinizden beri inanın bana size baktıkça binlerce dize geliyor aklıma. Ben numaranızı bilmiyordum, bilsem telefon ederdim. Yanlış anlamazsanız telefonunuzu alabilirmiyim? Avea’ysa çok daha iyi olur, benimki de Avea’da. Malum Avealıların birbirleriyle konuşmaları daha hesaplı” dedim.
 
“ Telefon numaramızı sadece acil durumlarda verebiliyoruz, yani şairler acele İlham beklediklerinde. Yoksa hal hatır etmek için veremiyoruz kusura bakmayın şair bey” dedi.
 
“ Anladım Peri hanım. Peki size bir şey sorabilirmiyim? Bu kadar İlham bekleyen şairlere ve yazarlara nasıl yetişiyorsunuz? Herhalde çok kalabalık bir ailesiniz değil mi?” diye sordum.
 
“ Evet çok kalabalık bir aileyiz. İlham var, İlhan var, İlhami var, Esin var, Peri var. Bunların çocukları, çocuklarının çocukları, amcaları, dayıları, yengeleri, halaları ve kuzenleri var. Kalabalık olduğumuz için şairlere ve yazarlara kolaylıkla yetişebiliyoruz. Arada ufak tefek aksiliklerde oluyor tabi” dedi.
 
“ Ne gibi aksilikler Peri hanım?” diye sordum.
 
“ Geçenlerde Esin, bir erkek şaire giderken yanındaki İlham’ların olduğu çantasını bindiği halkotobüsünde unutmuş. Bunu duyan erkek şair küplere bindi tabi. Esin’e, İlham’a, İlhan’a, İlhami’ye ve bana tazminat davası açtı. Davayı zar zor kazandık. Ama aksilikler peşimizi bırakmadı bir türlü. Esin’in halkotobüsünde unuttuğu İlham’ları muavin bulmuş halkotobüsünü temizlerken. Muavin bu ilhamları yazmış ve şiir kitabı olarak bastırmış. Dahası Muavinin yazdığı şiir kitabı da Nobel ödülünü almasın mı? Erkek şair tümden dellendi tabi bu durumda. Tekrar tazminat davası açtı hepimize. Aramızda para toplamaya çalışıyoruz tazminatı ödemek için ama ödeyemedik. İlham dağıttığımız şairlerden ve yazarlardan para istedik, bakalım?” dedi.
 
“ İnanın çok üzüldüm İlham Peri’si hanım. Vallaha param olsa dükkan sizin. Ama bu ekonomik kriz beni de çok fena vurdu. Bende umudumu yazacağım şiir kitabına bağladım. Eğer şiir kitabım çok satarsa, dileyin dilediğiniz kadar para o zaman benden.”dedim.
 
“Sağolun şair bey, eksik olmayın.” dedi.
 
“Sorması ayıptır geçinebiliyor musunuz peki aldığınız maaşla?” diye sordum.
 
“ Biz maaş almıyoruz ki şair bey. Bizim tek amacımız edebiyatımızın düzelmesi, başka bir amacımız yok ki?” dedi.
 
“ Yahu sizin işiniz bizimkinden de zormuş be Peri hanım? “ dedim.
 
“ Tek zorluk bunlar değil ki şair bey. Benim kuzenim Esin birgün bir erkek şaire gitmişti. Esin’de çok güzel bir İlham Peri’sidir, övünmek gibi olmasın? Erkek şair bizim Esin’i geri göndermedi. İlla, “Ben Esin’le evleneceğim. O zaman ben ne şiirler yazarım. Kimse şairlikte elime su dökemez. Bütün şiir Nobellerini toplarım ve adımı altın harflerle şiir dünyasına yazarım” demişti.
 
İlham Peri’si hanımı dinlerken aklıma hınzırca bir plan geldi, iyi mi? Kendi kendime;
 
“ Aaaa! Bende hanımı boşayıp bu İlham Peri’siyle evlensem yahu? O zaman ne şiirler, romanlar ve denemeler yazarım vallaha! Namussuzum edebiyat dünyasında yepyeni bir sayfa açarım. Parmakla gösterirler beni edebiyat denince. Dünya edebiyat dünyasına geçerim ? Öf, öf, öf. Tolstoy’muş, Dostoyevski’ymiş, Aragon’muş, Eluard’mış hepsini geçerim bir kalemde.Eserlerim Best – Seller olurlar. Hatta eserlerim filmlere bile çekilir. Türkan Şoray, Kadir İnanır, Cindy Crawford, Tom Cruise elimi öpmek ve filmlerimde başrol oynamak için peşimde dolaşırlar. Ondan sonra gelsin Nobel ödülleri, gitsin İlham bekleme derdi. Yaşar Kemal bile hırsından çatlar ölür namussuzum. Paraya para demem yani” dedim.
 
“ Yaa! İşte böyle şair bey. Biz edebiyat dünyası için fedakarlıklar yaparken, kimi şairlerde bizim peşimizde dolaşıyorlar bizleri tavlamak için.” dedi.
 
“ Bakın siz şu terbiyesizlere! Şairlikte ayağa düştü ne yazık ki Peri hanım? Demek kimi şairlerde sizin peşinizde dolaşıyorlar sizleri tavlamak için. Aslında haksız da sayılmazlar hani? Çok güzelsiniz, çok. Ama şiir adına, edebiyat adına kimi şairlerin yaptıkları da hiç hoş şeyler değil.Yazık, çok yazık. Şiir yazmak ne zamandır kız tavlamanın yolu oldu acaba?”dedim.
 
“ Sormayın şair bey, sormayın. Bu ortamda ne şairler, ne yazarlar gördük içinde insan yok. Ne insanlar gördük içinde şairler ve yazarlar yok. Laf aramızda siz de asılıyorsunuz bana farkındamısınız?” diye sordu.
 
“ Yok canım ne asılması, sadece güzelliğinizin büyüleyiciliği karşısında nutkum tutuldu.” dedim.
 
“ Nutkunuza dikkat etseniz iyi olur şair bey. Yoksa ben bir dikkat ederim alimallah eşşekten düşmüşe dönersiniz ona göre. Benden söylemesi ha!” dedi.
 
“ Ama ne yapayım Peri hanım, çok güzelsiniz. Dayanamıyorum size bakmaya, doyamıyorum. Siz her gün gelin, her gün. İzin verin o nazik ellerinizi öpeyim”” dedim.
 
“ Aaaa! Ne münasebet şair bey. Kızıyorum ama ha!Ben sizin bildiğiniz İlham Peri’lerinden değilim bir kere. Bence hiç denemeyin elimi öpmeyi. Şimdi terliği o kel kafanıza geçireceğim. Sizi bir çarparım cin çarpmışa dönersiniz. Bu ne yahu? Periyiz diye milletin ayranı kabarıyor.” dedi. 
 
Ben hemen ellerini yakaladım İlham Peri’sinin, öpmeye başladım mucuk mucuk diye. İlham Peri’si beni bir çarptı görmeliydiniz. Elim, ayağım birbirine dolaştı. Çenem, ağzım, gözüm bir anda yamuluverdi. Notre Dam’ın Kamburu haltetmiş benim yanımda. 
 
“ Siz İlham yada İlham Peri’si bekleyene kadar Godot’u bekleyin bence. Yada beyaz atlı prensesinizi bekleyin. Size ancak onlar İlham getirir. Hakkınızda tazminat davası açacağım, görürsünüz siz İlham beklemeyi” dedi ve gitti. Bende şiirimi yazamadım böylelikle ve bir daha İlham beklemeye tövbe ettim…
 
Toplam blog
: 4
: 1941
Kayıt tarihi
: 01.07.12
 
 

Lise'yi terk ettim. Emekliyim. Tarih, sinema ve politika ilgi alanım.  ..