Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '08

 
Kategori
Şiir
 

İlhan Berk Ustadan Şiirler

İlhan Berk Ustadan Şiirler
 

O hep sevgiye, sevgiyle şiir yazdı.


Cahit Sıtkı’nın “Her mısrada bir cigara yaktırıyorsun” dediği, Necatigil’in “Şirimizin uç beyi” diye tanımladığı, Mehmet Fuat’ın “Elini sürdüğü şeyi şiire çeviriyor” dediği ozan İlhan Berk’in anısına bir yazı yazmıştım. Biraz araştırdım, bakım başka üstatlar neler demiş İlhan Berk için.

Behçet Necatigil "Şiirimizin uçbeyi. Korkunç çocuğu. "
Memet Fuat “ Şiirin kırk türlü yazılacağını göstermek için gelmiş gibidir: Dokunduğunu şiire çeviriyor.”
Mehmet H. Doğan " Değişimi şiirin anayasası yapmış."
Turgut Uyar " Şiir diye bir şey olmasaydı İlhan Berk icat ederdi."
Cemal Süreya “ İlhan Berk, bugün ülkemizde sanat beğenisi en yüksek bir iki kişiden biridir: Yazının fena çocuğu"
Sezai Karakoç “ İlhan Berk II. Yeninin en bulucusu, en dilcisi, en ülkücüsü, en toplumcusu, en üstünü, en yerlisi.”
Yazıma gelen yorumlar beni sevindirdi. Bu sefer, hiç kelimelerle uğraşmadan birkaç şiirini sunuyorum..

..../...
Aşkımız

'Hava bozdu.' diyordu yüzün
Kayalık burnunda koyun
Yinelenmiş toprakla suyla.

Geçtik tepelerin ormanların arasından
Yürüdük ardısıra insanların
Yüzüyle bir kadının
Bir şiirden iki satır gibi
Bir çocuğun ipek gibi.

Durdun, evlerin sokakların durduğu yerde
Çoğalıp hepsiyle
Hepsiyle karışıp.

O zamandı aşkımız yazdı yavaş yavaş su yollarını
Kabaran denizi.

Gitti geldi gökle suyla
Büyüdü.

Kaldı.

O zamandı bir tarih olan yüzün geldi aldı yerini

…………./……….

Güzel Irmak
Küçüğüm, bu senin sesin, güzel ırmak
Önce rüzgârın öptüğü, sonra benim öptüğüm
Bu bitmemiş şiirler senin ayak bileklerin
Soluğun, kokun, karnın, gölgeli gözlerin
Bu böyle çözülü göğsün, enine boyuna dudakların
Sabahlara kadar ki büyük gözlerin böyle
Bu dal gibiliğin, saçların, kırmızı ağzın
Bu üstünde onca seviştiğimiz yatak sonra
Sonra bu benim anı artığı eski yüzüm
Tüylerin, tay boynun, küçücük çocuk ellerin
Böyle yukarıdan aşağı gidiyorum seni
Karışıyor, korkunç, ellerimiz ayaklarımız
Güzel Irmak

…./……….

Bir Kıyı Kahvesinde

Gün ağmıştı. Adaçaylarımızı söylemiş miydik?
Üç kişi bir köşede oturmuş ağ yamıyordu.
Kimimiz aznif oynuyor, cıgara üstüne cıgara
yakıyordu kimimiz. Sanki dünya durmuştu
öyle dalmış gitmiştik. Kendi kendimizdik.
Bir sürü kırlangıç dışarda camlara vuruyordu.
Birden bir ses, yüzüne karışmış bıyıkları,
-Deniz çekildi, dedi. Hepimize tutup
denizde gezdirdiği gözlerini. Büyük
bir boşluk bırakıp sonra da arkasında
Kalktı.
Biz işte o zaman gördük onu
ve çekilen denizi.
O zaman çıktık kendimizden.

Dışarda bir dilim ekmek gibiydi gök.

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..