İlhan İrem konserinde, deyim yerindeyse büyülendik..

Kızgınlığım kısa sürede geçiyor da, kırgınlığıma çare bulamıyorum..

Kırılmış olduğum insanları uzaklaştırmak yerine, yakınlaşmayı deniyorum. Onları geçmişleriyle ve şimdiki durumlarıyla değerlendirerek, yargılamadan içtenlikle onları kabül etmeye çalışıyorum.

Çalışıyorum, çalışıyorum ama o kişilerden samimi dürüst yaklaşımlar göremiyorsam ve hayatımda onları nereye koyacağımı bilemiyorsam, hayatımdan çıkarıyorum..

Çıkardıktan sonra İlhan İrem'in konserine gitmek üzere evden dışarıya çıkıyorum.

Çıktım.

Yürüyorum Açık Hava Tiyatrosuna doğru.

Tam kavşağa gelmek üzereyken, bordo renk bir otomobil durdu yavaşça ve sürücüsü sol ön kapı camını aşağıya doğru indirerek, konserin yerini tarif etmemi rica etti.

Tarif ettim, 'ben de konsere gidiyorum' der demez, 'buyurun arabaya beraber gidelim' dedi genç kız.

Tıklım tıklım dolu seyrettiğimiz konsere ikimizin de bileti yoktu malesef..

- 'Fazla bilet' diye bi ses duyduk kalabalık arasından. Yanına gittim, bileti aldım. Ücretini veriyordum, almadı genç çocuk. Teşekkürle işi hallettik..

Hallettik de iki kişiyiz.

Bekledik biraz daha.

Konser giriş kapısına yakın yerden bi ses yine 'Fazla bilet var'.

Koştuk yanına, aldık bileti.

Ücretini sorduk, 'Ne ücreti, istemez' yanıtını aldık ondan da..

Nasıl oldu, ne oldu bilemedik ikimizde.

İlhan İrem'in farklılığı ve ayrıcalığını bir kez daha anlamış olduk biz iki hayranı olarak.

"İlhan İrem hayranları, herhangi bir nedenle fazla bileti olsa, o bilet ile bir başkasının konseri izlemesini ister, asla ücret talep etmez" diye de espri yaptık beraber.

Konser boyunca farklılığını ve ayrıcalığını yorumlarıyla performansıyla yansıttı bizlere.

Kalıcı olmak bu olsa gerek.

Yoğun ilgi, yoğum ilgi, yoğun ilgi..

Hep aykırı duruş sergiledi İlhan İrem müzik hayatı ve yaşamı boyunca. Hep 'savaşa hayır' dedi. Özgürlükten, barıştan yana yorumladı-yorumluyor şarkılarını.

İrem'i buralara taşıyan sebeplerden biri de ilkeli duruşundan dolayı olduğunu düşünuyorum.

Bana göre o hep zirvede olmuştur, ta lise yıllarımdam beri.

O, her zaman kendini yenilemesini bilen bir sanatçıdır.

Sürekli hem müzikle ilgili hem de kişisel gelişimiyle ilgili yenilemektedir. Değişmemekte ve aykırı olmaya devam etmektedir.

Değişim, yeni jenerasyonda mevcuttur, eski jenerasyonlara karşın..

Kendisine güvenen, ne istediğini bilen, sorgulayan, konuşan, tartışan gençlik.

Değişen gençlik..

Tıpkı, beni dün gece otomobiline alan ve beraber konser izlediğimiz otuz yaşındaki Ebru gibi.

Ebru'nun davranışı, ülke adına gururlandırdı beni.

Ebru gibiler farklı bakıyorlar hayata..

Farklı yorumluyor hayatı.

Artık farklılığın zamanı geldi de geçiyor bile.

Farklı politikacılar ve farklı politikaların zamanı da geldi de geçiyor bile.

Haydi Türkiye..