İlhan Selçuk!

İlhan Selçuk 12 Mart döneminde tutuklanır ve işkence görür. İstanbul Sıkıyönetim komutanı olan, Faik Türün diye bir general 'ne yaptıysak vatan için yaptık' şeklindeki, artık bir deli teranesi haline gelmiş olan savunmayla, belli ölçüde kabul etmiştir yapılanları.

İlhan Selçuk orada Türkiye'ye komünizmi nasıl getireceğine ilişkin yaptıkları planları ayrıntılarıyla anlatır.

Aradan uzun yıllar geçer, 1986 yılında, Nazlı Ilıcak denen gazeteci bu ifadeleri ele geçirir ve o zaman ki Tercuman gazetesinde İlhan Selçuk'un ve o sayede, artık Türkiye'deki Atatürkçü solun, laik cumhuriyetin kalesi durumuna gelmiş bir kurum olan Cumhuriyet gazetesinin ipliğini pazara çıkarmak için, manşet manşet bu ifadeleri yayımlar.

İşte o zaman İlhan Selçuk'un dehası ortaya çıkar. Yazı dizisi bitince Cumhuriyet Gazetesi, Tercuman'da yayımlanan yazı dizisinde, Selçuk'un ifade verirken uyguladığı AKROSTİŞ çözümlemesini verir.

O akrostiş çözümlemesinde Selçuk, bu ifadeleri işkence altında verdiğini, işkence gördüğünü bildirir. Bu şekilde, onbeş sene sonra, işkence gördüğünü kanıtlamış olur. Bunun beyanını da Tercüman gazetesi ile yapmış olur. Ki Tercüman o zamanlar azılı sağcı bir geçmişe sahiptir.

Evet, Cumhuriyet, eleştirenleri de olsa, Türkiye'deki Atatürkçü solun eli öpülecek bir kurumudur. Kabadayısıdır. Bekçisidir. Koruyucusudur. Yılmazıdır. Fikir babasıdır. Öğreticisidir. Rehberidir. Mücadelecisidir. İlhan Selçuk ise, bu mücadelenin önde gelenidir.

İlhan Selçuk, iki resmi koruması olduğu halde, sabahın köründe gözaltına alınmış. Hem de, Hrant Dink isimli bir vatandaşını koruYAmayan İstanbul polisi tarafından. Çok söze gerek yok, Türkiye'de yapılacak daha çok mücadele ve alınacak çok yol var.