Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '11

 
Kategori
Anılar
 

İlhan Selçuk için duygularım

İlhan Selçuk için duygularım
 

İlhan Selçuk


Ölümünün birinci yıldönümü. Bir yıl oldu aramızdan ayrıldı. Belki de bu söz doğru mu? Hayattan vazgeçeli desek. İlhan ağabey içimizde bir ses, bir yürek, bir içli şarkı gibi. Yağan yağmurun ardından açan güneş gibi ısıttı yüreklerimizi, sardı, aydınlattı düşünceleri ile, duyguları ile o yanı başımızda belki de km.lerce uzaktaydık ama, en yakınında idik. İlhan ağabey Anadolu insanının kalbinde hep parlayıp, yanıp durdu. 

İlhan ağabeyin sevdiği şehri Muğla seyrinden notlar düşmek gerek, diye düşündüm. Muğla’nın o kendine özgü duyguları ile aydınlattığı kentinde Muğla evleri meşhurdur. Mütevazi ve sade. Sağlıklı bir yaşam sunar . İlhan ağabey tarihi Saburhane semtinden bir Muğla evi satın alır. Restore eder. En çok bu evde dinlenmeye çekilen yine önceki yıllarda aramızdan ayrılan sevgili eşi Handan Selçuk abladır. Muğla sokaklarında, çarşısında dolaşmayı öyle severdi ki. İlhan ağabey ise belki bir veya iki gün kalır, döner. Bu evin Muğla Belediye Başkanlığı tarafından İlhan Selçuk evi olarak halka açılması gerektiğini düşünüyorum. 

İlhan ağabey Akyaka’nın o dayanılmaz muhteşem güzelliğinde dost sohbetleri dinlenceyi seçer ancak, üç gün kalırdı. O hemen gazetesine dönmek isterdi. Akyaka nasıl sevdalanılmaz ki? Özel sosyal ve siyasi kişiliklerin gelip dinlendiği yer. Turkuaz renkli suları…Kurbağaları, koyları, ırmakları her gün yeni bir melodi gibidir. Bir yaz dinlencesinde bir gün o yumuşak ve aydınlatıcı sesi ile “Nabide merhaba” derken yaşadığım o eşsiz güzelliği, sesi nasıl unutabilirim. 

Yine Uğur Mumcu’nun öldürülüşünde. Binlerce yağan telgraf, mesaj, faks arasında sıkışmış kağıdımda İlhan ağabeyi de selamlarken telefona sarılışım ve karşıma çıkan o ani ve içli ses İlhan ağabeyle birkaç kelime konuşmanın üstün tadını nasıl saklayabilirim. İlhan ağabey geçmişten bugüne, yarına, geleceğe, gelecek nesillere özel bir duruş, ender bir aydınlık, yalın katıksız bir düşünce ve sevgi, barış, insanını bağrına basan. 

Ölümünden önce ise zaman zaman Cumhuriyet Gazetesi’nden gerek Cumali beyefendi ile, gerekse Oktay Ekinci ağabeyim ile görüşmelerimde sıkca sağlık durumunu sorduğum o anlar, aldığım yanıtlar “şimdi ona gidiyoruz” derken belki km.lerce uzaktaydım ancak, o an sanki odasında onu dinliyor gibiydim. 

Muğla Kültür festivalleri o yıllarda çok daha güzel ve büyük, etkileyici kutlanırdı. İşte o yılların birinde şimdiki katlı otopark yeri binasında eski sinema vardı. Belediye sineması işte o salonda bir toplantı yapılmıştı. Toplantıya Aziz Nesin, İlhan ağabey ve birkaç konuşmacı daha katılmıştı. Aynı toplantı bir başka konu ile geçen yılda da yapılmıştı. Aziz Nesin sordu? Geçen yıl ki toplantımızın konusu neydi? Toplantılara kaç kişi katılacaktı böylelikle bir duygu idi Aziz Nesin sordu? Salonda birkaç kişi el kaldırdı. Kızmıştı Aziz Nesin olmaz ben Anadolu’nun birçok köşesine gidiyorum ancak neden Muğla’da az sayıda insan var diyordu? Gerçekçiydi Aziz Nesin biz hala toplantılarımızı belirli sayıda insanlarla ve sivil toplum örgütlerinden belirli kesimlerin katıldığı biz bize aynı kişilerle yapmaktayız. Ne zaman ki çoğalacak halka inecek , anlatılacak bu toplantılar. Anadolu’nun her alanından kucaklanmalı Anadolu aydınlanması. Ve İlhan ağabey söz aldı dedi ki, biz daha çok geleceğiz biz daha çok vereceğiz, insanlarımıza anlatacağız ki, insanlar gelecekler, anlayacaklar. Henüz ikinci toplantımız burada derken inceliği ve sevgisiyle, duygusuyla kucakladığı o insanlar. 

O Anadolu insanları… 

22 Haziran 2011 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Oktay Ekinci ağabeyim şöyle yazmış” Bir yıl olmuş İlhan Selçuk’tan ayrılalı. Daha doğrusu adeta bir kara sevdaya dönüşmüş bir Cumhuriyet tutkusunun dur durak bilmeyen savunmasında sonsuz dinlencesine çekileli. Aradan onca yıl geçmesine rağmen hala Cumhuriyeti savunmak. İnanılır gibi değildi. Yedi düvele diz çöktüren bir destanın esenliğine koca bir ömrü adamak ise dayanılır gibi değil.” Aynı tarihli gazetenin Ege sayfasında Serdar Kızık ise şöyle sözü bitiriyor;” İnsanlığın yaşamıyla örtüşüyor; ömrü tarih öncesinden başlayıp, gelecek yüzyıllara uzanıyor…” 

Evet İlhan ağabey geçmişten geleceğe bir yanan ışık ve kalp penceresi hala açık, hep yaşayacak yıllar süresince sürecek düşünceleri, hiç kapanmayacak “PENCERE”… 

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..