Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İlişki analizi = Yitirilen değerlere boy aynası tutalım...

İlişki analizi = Yitirilen değerlere boy aynası tutalım...
 

Ne oluyor da bu hallere gelebiliyoruz?

Bursa'dan bir yaşanmışlığa boy aynası tutmak istiyorum bu gün.

Birbirini delice seven iki insan vardı ondört yıl önce, o öyle büyük bir aşktı ki; avukat olan erkek, bu aşk için on yıllık evliliğini ve de iki oğlunu bir kalemde silip atmıştı.

Boşanmaları günlerce Bursa medyasının sosyete sayfalarını esir almıştı. Ardından yıkılan yuvanın ve de gözyaşlı bir kadının iki erkek çocuğun anneannelerinin yanına Tarsus'a dönmeleri ve dillere destan bir düğün ile evlilikleri aylarca fısıltı dedikodularında bu boşanmanın ardında bu aşkın var olduğu konuşulmuştu.

Geçen yaz görkemli bir sünnet merasimi yapmışlar onların yanak yanağa dans edişleri, gözlerindeki ışıltılar tüm salona yansımıştı.

Geçen hafta, dostumuz olan bu çiftin boşandıkları haberini aldığımda çok şaşırdım. Nasıl olmuştu ki sekiz yılda bir aşk bu halde laçkalaşabilmişti. Şaşırdığım;
boşanma haberinden çok; buna şaşırmaktan çok üzüldüğümü yazabilirim tüm içtenliğimle, çünkü arada nur gibi bir erkek çocuğu vardı,

Şaşırdım çünkü,
Bu hanım, boşanma arefesinde eşi ile pazarlığa oturmuş. Müşterek kullandığımız villayı benim üzerine yap, ayda şu kadar nafaka, git nereye istersen...

Zaten yapacaktır baba, ortada bir erkek çocuğu var, en çok üzülmek gereken konu o çocuğu babasız nasıl büyütürüm olması gerekirken; konuşulacak en son konu, ilk başta ortaya atılıyor.

Bir çocuk için en büyük servet, ana ve babası ile aynı çatı altında nefes almasıdır. En büyük konfor budur, tuza ekmek de bansa, yoksulluk ona koymaz, oysa ana ya da babası eksikse yanında, kendisini yarım hisseder.

İşte bunun matematiksel hesapları yapılacağı yerde mal pazarlığına girişmek çok ürkütücü göründü bana.

Ama bir hemcinsim olarak bu bana çok onursuzca geldi. Evet bir erkekten boşanmak ve son çare olarak ondan birşeyler koparmak.

Villa tapusu, eşyalar, araziler talep edilerek feragat edilen evlilik...

Ben olsaydım, benden ayrılmak isteyen bir insanı tek celsede kendim dava açarak boşardım.
NE NAFAKA NE TAZMİNAT. Bana ne senin malından mülkünden parandan...

Eğer bana olan sevgin bittiyse, bitmiştir, uğurlar ola!

Ha eğer vicdan sahibiysen eğer çocuğunun geleceği için bir takım önlemler alırsın, almayı reddedersen eğer, NAFAKA DENEN BİR yasal düzenleme mevcuttur zaten.

O düzenlemeler de her ne kadar erkeğin yanıbaşında ise de! Mücadele eder yorularak pes etmezse eğer, onurlu olmanın formülünü hayata geçirebiliyor insan.

Zor da olsa başarıyor. Mühim olan da ZOR OLANI BAŞARMAK DEĞİL MİDİR?

Olaya şöyle bakıyorum, eğer benim yokluğum ona, onun yokluğu da bana CEZA OLMAYACAKSA, o birliktelikten çalınacak moloz yığınlarının da benim için değeri olamaz, olmamalıdır.

Benim hayatımdan akıp gidecek bir insan, gitmek istiyorsa gider.
Hiçbir şey bırakmadan gider.
Zaten giderken kendisini de götürdüğüne göre, ona ait diğer mülkiyetlerin, ne değeri olabilir ki?
SEVGİ BİTTİKTEN SONRA...

Ondan giderayak birşeyler koparmak, bir kadın olarak yapılacak en şerefsizce davranıştır.
Bunu salt, evliliğe YAŞAM POLİÇESİ gibi bakan aciz insanlar yapar.

Benim düşüncem budur.
Evlilik bir sevgi kontratıdır, iki insan yaşamlarını birleştirmek için parayı ve ekonomik güvenceyi hesaplamadan atarlar o imzayı.
En önemlisi de nedir?
Kadın o nikah masasına oturduğunda sosyo-ekonomik güvencesini kazanamadan, silik bir kadın kimliği ile var olduğu sürece bu dramlar daima sürecektir ülkemizde.
Evliliği ve de eşine verdiği çocuklarını hayat poliçesi olarak kabullenmemeli kadın.
Bu toplumumuzun en önemli kanayan yarasıdır.
Bu bakışın arkasında durarak onarmaya çalışmadığımız sürece, boşanma sırasında bu çığlıklar ve de yıkımlar daima peşimizde olacaktır.
Sevgiyle kalın.
10 nisan 2007/09.51

Nilgün Çakıcı/BURSA

 
Toplam blog
: 238
: 1468
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Bursa'dan bir milliyet okuru olarak, burada sizlerle olmak çok güzel. Bir ev hanımıyım, iki çocuk..