Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '11

 
Kategori
İlişkiler
 

İlişkiler!

İlişkiler!
 

HAYATA AÇILAN EL


Hayat ilişkidir. Bütün hayat ilişkilerden ibarettir. Bu anlamda insan, hayvan ve madde dünyasında ilişkisiz bir şey yoktur. Her şey ilişkiden var olmuştur her şey ilişki ile varlığını devam ettirir. Her şey ancak ilişkiden ilişkiye geçebilir. Her şey bir ilişkiden başka bir ilişkiye uzanabilir. İlişkiler ilişkilerle(tıpkı bir zincirin halkası gibi) birbirlerine bağlıdır bu aynı zamanda insanlığın sinir sistemidir. Evet ilişkiler aynı zamanda insanlığın sinir sistemidir. Aynı yerde yaşiyan yada birbirine yakın insanların olaylara karşi etkisel yada tepkisel oalarak benzer davranışlar göstermesinin sebebi budur. İlişkiler parçadan bütüne, bütünden parçaya doğru sıralanır bu anlamda bir parça bütün parçalara, bütün parçalar bir parçaya bağlıdır; tıpkı ağır bir yük taşiyan bir zincirin kaderinin bir halkaya bağlı olması gibi; bütün insanlığın kaderide gerçekte bir tek insana bağlıdır. İlişkiler birbirlerine bağlanma şekillerine göre güçlü yada zayıftırlar. Güçlü ilişkiler güçlü kelimelerle birbirlerine bağlanmış olanlardır tıpkı; güçlü halkaların bağlantısının güçlü zinciri meydana getirmesi gibi. Zayıf ilişkiler yapısı ve bağlantısı itibarıyle her an kopma derecesinde olan ilişkilerdir.


İlişkilerde her parça hem kendi zayıflığını hemde diğer parçaların zayıflığının üzerinde taşir. O bu zayıflığı hem bulaştırır hemde ona bulaştırılır. Sonuçta çözülme, kopma dağılma kaçınılmazdır. Böylece bir ulusun kaderi dahi acı ve ağır bir akıbete doğru yuvarlanabilir. Güçlü uluslar güçlü ilişkileri olan breylerden meydana gelir. Bu çok sağlam bir parça, parça , parça bütün ve bütün parça ilişkisidir. Bu toplumlarda kişi çok önemlidir çünkü toplumun kaderinin kişilerin kaderine bağlı olduğu açık bir şekilde idrak edilmiştir. Gelişmiş toplumlarda kişi bütün, bütün kişi demektir; nasıl ki bir halkası kopan zincir işlevini yitirirse bir kişilerin feda edildiği bir toplumda felakete doğru sürüklenmekten kurtulamaz.



Bir ilişki yine başka bir ilişki ile diğer ilişkilere bağlıdır. Her ilişki her her an en yakınından en uzağına kadar bütün ilişkileri etkiler tıpkı domino taşlarının devrilmesi gibi, her ilişki kendi ilişkisini başka ilişkiler vasıtasıyla iletir. Bazı ilişkiler niyetleri itibarı ile gezenimiz çapinda etki yaratırlar .Böyle bir ilişki sürekli birinden diğerine akım halindedir, hem besler hemde beslediği şeyden beslenir. Sürekli etrafa sinyal şeklinde enerji dalgası yayar. O sürekli geçiş halindedir. O kendi içinden çikmistir. Böyle bir ilişki bedenin dışında zaman ve mekan kavramlarının ötesine taşmıştır .Böyle bir ilişkide söylenen her kelime insanlığın aura alanına etki eder. Gerçekte ilişkiler kelimelerdir, kelimeler düşüncelerdir, düşünce enerjidir ve enerji ilişkidir bu anlamda sadece bir cesetle ilişki kurulamaz. İnsan ancak ilişkiler içinde kim olduğunu seçebilir yada kim olmadığını elimine edebilir. Kelimeler ilişkinin temelidir ilişkiler kelimelerle birbirine bağlanır ki; bu evreni bir araya getirme hareketidir. Her insan bir kelime olarak tarif edilebilir gerçekte her insan bir kelimedir; iyi, kötü, güzel, çirkin, zengin, fakir, cömert, cimri bu anlamda her insanın hayatı da bir kelimeden ibarettir ve insanın realitesi kendisini nasıl tarif ettiğidir.Kelimeler evrenin enerjisinin gücünü taşir, kelimelerin yaratıcı gücü evrenin enerjisinin yaratıcı gücüdür. Kelime boyutunda yaratıcılık anında ifade bulur, söylenmiş olan yaratılmış olandır, bu anlamda insan heran yaratır. İlişkilerin yaratılmasında esas olan benzerliktir. Benzer kendi benzerini ve kendi benzerinin benzerini bulur, böylece en çok benzeyenden en az benzeyene doğru benzerlik sıralaması vardır. Benzer benzere doğru akış halindedir.Benzer kendi benzerine benzeme eğilimindedir.Bu anlamda size benzeyen biri ile tanışmanız ona benzeyen herkesle tanışmanız anlamına gelir. Benzerin kendi benzersizliğini yaratabileceği tek yer kendi benzeri ile olan ilişkisidir. Karma ysasının temelide budur. Benzer kendini kendi benzerlerinin içinde bulur kendi benzerlerinin içinde kendi benzersizliğini keşfeder böylece yeni benzerliğe ulaşir ve eski benzerlerinden uzaklaşir ve yeni bir benzerliğe doğru yol almaya başlar her benzerlikte yeni bir benzersizlik keşfeder ve karma yasası böylece benzerin, benzersizliği benzersizliğin benzeri şeklinde sonsuza kadar devam eder.



Evet ilişkiler benzerlikle başlar ama ilişkilerin amacı benzerlik içinde kendi benzersizliğini yaratmakır. Bu aynı zamanda tekamül yasasıdır. İlişkilerin benzerliği yasası içinde tesadüf yoktur bu anlamda anne, baba kardeşler yada ulus düzeyindeki ilişkilerin hiç biri tesadüf değildir.Hepsi kişinin kendini yeniden yaratması yolunda sunulmuş mükemmel olanaklardır evet olanak diyoruz çünkü ilişkiler kim olduğumuzu ve kim olmak istediğimizi seçme yönündeki tek olanağımızdır. Bu anlamda ilişkiler bizim hem en büyük esaretimiz hemde en büyük kurtuluşumuzdur.


Esarete düşüşü yada kurtuluş seçimini yapacak olan nedir? Bu seçime yön verecek olan kimdir?


Peki kişi ilşki içinde yitip gidecek mi? Ya da ilişki içinde kendini yanidenmi yaratacak. Her iki durumda eşit şansa ve eşit gücü sahiptir çünkü tanrı asla taraf tutmaz. İlişkilerle ne yapacağı kişinin tamamen dünyadan, evrenden bir büttün olarak yaşamdan ne istediğine bağlıdır. Bu bir farkındandık durumudur, kişinin farkındanlığı ilişkilerde fark yaratmasının temelidir. Farkındandık ruhunu fark etmiş bir varlığın davranışıdır. Böyle bir varlık sürekli fark yaratma yönünde eğilim gösterir. O sürekli ilişkiler vasıtasıyla bir sonraki aşamaya geçme modundadır. O kendisinin ve ilişkide olduklarının benzersizliğinin bilincindedir. Onun için ilişkiler sürekli yukarıya doğru çekilme aracıdır. O ilişkileri kendini gerçekleştirme amacında mükemmel fırsatlar olarak görür, onun için artık hayırlar evet, evetler hayır anlamındadır. Dünyanın olmaz dediği onun için mükemmelen olur pozisyondadır, zaten o dünyanın olurunu beklememektedir o kendi olurunu dünyanın olmazına karşi ancak yaratabileciğini bilmektedir.


Artık aşağı çekilmesi mümkün olmayan bir titreşim moduna yükselmiştir. O aşağıdakine de yukarıdakine de görebilmenin iç görüsüne sahiptir. O herkesin gittiği yoldan geri dönmüş ve kendi yoluna girmiştir. O kalabalığın gürültüsüne değil yüreğinin sözüne sahiptir. O kalabalık içinde kaybolmayı red etmiştir.Korkunun kranlık delhizlerinde ruhunun ışığında tek başina cesaretle ilerlemiştir. O her ne sebeple olursa olsun ilişkilerinde yapışıp kalmayı redetmiştir.O benzerlerini görmüş ama benzerleri olmayı hem kendinin hemde benzerlerinin benzersizliği adına yüksek bir bilinç, kesin bir karar ve mutlak bir irade ile red etmiş ve yeni bir seçim yapmıştır; işte onu yeni bir insan yapan bu yeni seçimidir. O nihayetinde ilişkilerdeki benzersizlik seçiminin benzerlerin benzersizliğine de hizmet ettiğinin bilincindedir. Benzersizlik seçimi kendi benzersizliği yolunda ilerlerken benzerlikte kendi benzerliği içinde benzer ilişkiler yaratmaya devam eder. İşte dünya temelde bu iki seçim üzerine kuruludur. Birincisi benzerine, benzeme ve benzerine benzeme benzerliği içinde kendi benzersizliğini yitirme ve böylece hiçbir şeye benzememe ikincisi benzerlikleri içinde kendi benzersizliğini yaratarak ne kendisine benzetilebilen ne de kendisinin benzetilebileceği hiçbir benzerliğinin olmadığı tek benzerinin benzersiz benzerlik olduğu bir benzerliğin benzerliği yoluna girmek.



Birinci seçimde bahsedilen ilişkiler en genel tanımı ile yapışma ilişkileridir. Herkes kendini tekrar eder, herkes kendini tekrar edeni tekrar eder, herkes kendini tekrar edeni tekrar edeni tekrar eder ve tekrar edilen, tekrar tekrar, tekrar edilir .Bu tekrar içinde hiçbir tekamül devresi yaşanmaz. Herkes ilişkide bulunduğunu kendisine benzetme yada ona benzeme basitliği içine düşmüş tür ki; bu aslında korkunç bir tuzaktır evet çok basit düşülen korkunç bir tazak, bu tuzağa çok basit düşülür ama bu tuzaktan kurtulmak çok zordur. Bu tuzak öyle ayarlanmıştır ki kurnaz bir naziklikle davet edilirsin ama çikmaya çalistigin anda karşinda kuduz köpekleri bulursun, İçine kuzu postuna yerleşerek girmiştir ve ve artık posunu içine atarak üstüne yatmıştır. Bu ilişkilerde her tuzağın içinde başka bir tuzak vardır, tabiri caizse herkes birbirinin elinin altındadır. Herkes kendi en yakın benzerinden beslenir. Benzer ilişkilerde benzer olmadığın bir an derhal dışarıya itilirsin tabi ki tuzağın içindeki dışarıya yani dışarıya çikamayacagin bir dışarıya. Bu ilişkilerde kabul görülen tek şey sürekli benzemektir, benzerine benzemek benzerine kendisinden daha çok benzemek, benzerinin benzerine benzemek, benzerinin benzerinin benzerine benzemek. Aynı zamanda başka benzerlikleride benzediklerine benzetmek ki bu ilişkilerde sana verilen tek yetki budur. Bu yetki baba oğulu, ögretmen ögrenciyi, anne kızını amir memuru, yöneten yönetilini din adamı inananı kendine benzetmek için kullanır ve zamanla benzerlikler öye benzer bir hal alır ki artk ortada benzer olmayan bir şey kalmadığı için benzeyecek bir şeyde kalmaz.Herkes kalabalık içinde kaybolmuştur, kalabalık içinde yalnız kalbalıklar, yalnızlıklar içinde kalabalık yalnızlıklarla, kalabalıklar içinde yalnız bir dünya yaratılmıştır.



Ve artık insanın yalnızlığından başka ilişkisi yoktur. Çünkü etraftaki kalabalıkta kendisinden başka kimse yoktur ve o benzerliğin sahtekar kalabalığının yalnızlığına mahkum edilmiştir ve o artık yeryüzünde benzer yüzler arasında yalnız bir yürektir ve onun yalnızlığı aynı zamanda onun kurtuluşudur çünkü onun yalnızlığını hissettiği an kalabalık yalnızlık arasında uyandığı yerdir, benzerlikler içinde kaybolmuş benzersizliğini fark ettiği yerdir. Kendisini, kendisine benzetmeye çalisan benzer dünyaların hiçbirinin kendi benzersiz dünyasına benzemediğini algıladığı andır ve onun artık diğerlerine tek benzerliği benzersizliğinin benzerliğidir ve gerçekte bir ilişki sadece benzersizlikler arasında kurulur tıpkı insana asla benzemeyen insan tanrı ilişkisi gibi ve gerçek olan tek ilişki insan tanrı ilişkisidir.!



Bir ilişki bitmez, bir ilişki kaybolmaz bir ilişkiden kaçılmaz bir ilişkiden kopulmaz, peki ne olur? İlişkiler sadece değişir, ve bir ilişki sadece ilişkide bulundukları vasıtası ile değişebilir çünkü ortada bir sıçrama tahtası yoktur. Siz sadece ilişkide bulunduklarınıza göre değiştikçe ki sizin değişiminiz onlar içinde değişmiş olmanızı kaçınılmaz kılar ve onlarda sizin değişmiş olma durumunuza göre kendilerini değişmiş bulurlar ve bu değişim içinde ilişki içinde olan herkes kendini yeni ilişkiler içinde bulur yani sizin yeni ilişkiniz eski ilişkinizin değişmiş halinden başka bir şey değildir. Bu gerçekten çok önemli bir nokta insanlar büyük ölçüde kaçma, kopma, saklanma, itme, hatta bazen öldürme düzeyine varan boyutta ilişkilerden kurtulmaya çalisirlar ama gerçek şudur ki; kaçmaya, kopmaya, saklanmaya hatta öldürmeye çalistigi kendisinden başka bir şey değildir. Böyle bir mücadele ruhsal açıdan ağır bunalım, endişe, kaygı, çatisma ve neticesinde şizofreni gibi hastalıkları neden olabileceği gibi fiziksel olarakta kalp krizi, tansiyon, kanser gibi hastalıklara neden olur.bu gerçekten ağır bir çaresizlik ve zavallılık durumudur. Bu yuvarlak dünya üzerinde düz bir kalas üzeründe yürüyormuş gibi yol almaya çalismaktir ki, başladığı yere dönmekten başka şansı yoktur. Bir ilişkiden bu şekilde kurtulmak veya bir ilişkiyi bunların tersi şeklinde dışarıdan zorlama ile başlatmaya çalismak insan ilişkilerinde yaşanan çok ağır bir durumdur ve bu gerçekte insanın dramıdır.



Bu
 

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..