Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '07

 
Kategori
İlişkiler
 

İlişkiler ve hikayeler - 18 (Göz teması)

İlişkiler ve hikayeler - 18 (Göz teması)
 

Hani şu bizim bildiğimiz çam yarması vardır ya, aynen öyle bir erkek içeri girdi. Daha bismillah demeye kalmadı, bizim çam yarması yapacağını yaptı. Sandalyeyi kaldırarak değil de sanki boğuşarak beriye çekti ve oturdu. O çıkardığı sesi tarif etmeye kalkarsam; herkes okurken bile rahatsız olur. Yahu burası hoş, leziz bir cafedir. Gençler, orta yaşlılar veya kendini hala genç bulanlar gelmişler, oturmuşlar, kimisi yalnız, kimisi çift, kimisi çoklu grup halinde…

Eğitilmiş ama eğitimi özümsememiş bizim çam yarması kızın birini kesiyor, kesiyor ama o nasıl kesme arkadaş! Sanki trene bakan öküz gibi bakıyor, durmaksızın, kesintisiz güç kaynağı gibi teması hiç kesmiyor.

Bizim çam yarmasının dik, dik, ara vermeksizin baktığını gören kızcağız; bir anda ne oluyor, takip mi ediliyorum? hissine kapılır ve rahatsız oluruyor. Bir de kızcağız sana bakmıyorsa daha niye ısrar ediyorsun değil mi?

Oysa ne yapılması gerekiyor; birkaç saniyelik bakışlar yeterli oluyor.

Modern, anlayışlı, nazik, ince düşünceli, estetik bakışlı bir erkek; Cafe’de bulunan ve hoşlandığı bir kızla ilk teması genelde gözle sağlar. Konuşmaya başlamadan önce onunla nasıl göz teması kuracağını bilir. Saniyelerle ölçülebilen sürede kafasını çevir ve döner. Eğer kız bu temas esnasında başını utangaçça yana çevirirse, bilir ki ilk raund tamamdır. İstenilen ilk elektriklenme sağlanmıştır.

Ama bizim çam yarması öyle mi? Kafayı bir çeviriyor ve neredeyse yarım saat bakıyor. Olur mu arkadaş? Gelecek olan bile gelmez, kaçar.

Diğer erkek ise; kızın gülümsemesini gördüğü zaman iyiye işaret olduğunu bilir. Gülümseme; sizin onunla ilgilendiğiniz için mutlu olduğunu gösterir. Bu durum bir sonraki safhaya geçilebilir demektir. Yani kızın yanına varıp; oturabilir miyim sözcüğünü incelterek ifade etmesi gerekiyor.

Bizim çam yarması ise; 1 saat, bilemedin 2 saat oturur, oturur ve hiçbir kıza teklif edemeden; eli boş evine gider.

Son söz: Cafe, restoran, market gibi toplu yerlerde bu tip uygunsuz insanları biraz mizah, biraz hiciv katarak; hikaye etmeye çalıştım. Bunu yaparken doğrusu nedir? diye soranlar için de yazmaya uğraştım.

Saygılarımla.

Ömer ÖZDAMAR (Homeros) http://omerozdamar.blogspot.com/

 
Toplam blog
: 689
: 2433
Kayıt tarihi
: 17.01.07
 
 

 2007 yılından beri Milliyet Blog'da yazarım. 2009 yılında 'Normal Ötesi Aşk' ve 'Normal Ötesi Aş..