Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '08

 
Kategori
İlişkiler
 

İlişkilerde romantik olan erkektir

İlişkilerde romantik olan erkektir
 

Önceki bir yazımda ("kadın ve romantizm" isimli yazı) kadının aslında romantik olmadığından bahsetmiştim.
Şimdi yine kadın-erkek ilişkilerine dair bir yazı okuyacaksınız...Bu sefer ki ise ilişkilerde erkeklerin romantik olması üzerine, lafı fazla uzatmadan yazmaya başlamalı.

Romantizmi seviyor olmak kişiyi romantik yapmaz.
İstiyor olmak da romantik yapmaz.
Bunların hepsinde de seyircidir kişi ve kadınlar ne yazık ki hep seyirci olmuştur.
Beğenmek ve beğenmemek ile sınırlı kalmışlardır.
Hadi tamam istisnalar vardır (lütfeder gibi oldum di mi?...ama öyle de ondan).
Yani tamam romantik kadın da vardır...istisnalar kısmındadırlar onlar.

Yok yok kadınların olmayan romantizmini anlatmaya devam etmiyorum.
Giriş cümleleri bunlar.

Erkekler elbette romantiktir. Kadınlar için pek çok şeyi (romantizm içerikli olanları demek istiyorum) yaparlar.
Mesela komik örnekler var; oradan buradan bulup şiirler okuruz...bazılarımız o kadar şabalaktır ki...okurken fazla kaptırıp gözlerimiz bile sulanır bizim.
Elimizde çiçekler filan...sonra yetenekli olanlarımız besteler yapar.
Kadınlardan acaba kaçı beste yapmıştır sevdiği adama.
Kadın çoğu zaman dinleyen olup, mutlu olmuştur.

Erkekler sürekli kadını şaşırtmaya ve etkilemeye çalışan bir atraksiyonun oyuncusudurlar.
Bu da gayet normaldir.
Doğanın kanunu da zaten böyle işlemektedir.
En iyi olan kazanır.
Yumurtaya en hızlı, en enerjik ve en iyi olan sperm ulaşmaktadır.
Ama elbette bu “en” ler içeriğin de en iyi olduğunun göstergesi değildir.
Kimbilir ne hastalıklar, ne yamukluklar taşımaktadır DNAsında, o sperm.

Neyse konuyu dağıtmayalım.

Aramızda pek çok odun ve kalas abi de mevcuttur.
Onlar zaten bu yazının konusu değiller.

Erkeğin romantikliği biraz içindeki çocuksuluktan kaynaklanmaktadır.
Biraz da kadını etkilemeye çalışmaktan.
Doğal olanları yıllar boyu sürer.
Romantizm demek istiyorum...yıllar boyu sürer.
Göbek bağlasak da...yüzümüzde çizgiler artsa da devam eder. Eğer bunlar yanlış bir kadın yüzünden öldürülmemişse daha da güzel bir hal alır.

Burada kadının rolü çok büyüktür işte. Romantizmin yaratıcısı değil ama seyircisi olmaları onları önemsiz kılmaz ki. Aksine daha da önemli kılar.
Seyircisiz bir oyun ne kadar eğlenceli olabilir ki? Tıpkı okuyucusu olmayan bloglar gibi kuru ve solgundur.

En güzel şiirlerin kadınlar için yazılması ise kadını yine romantik yapmaz ki.
Romantizmin sebebi yapar.

Duygusallık ve romantizm ise ayrı şeylerdir.
Romantizmi yaratabilmek yetenek işidir.
Dolayısı ile her erkek de bu yüzden romantik değildir.

Ama kadın erkek ilişkilerine baktığımızda romantizm erkeğin çabasından ortaya çıkan bir şey olduğu görülür.

Kadının, romantizm yarattığı ilişkilere sahip olan erkekler hem çok şanslıdır hem de sayıları son derece azdır.
Bunun değerini bilmeyen erkekler, işte onlar gerçek odundur...gerçek kalastır.

Kadınlar kabul etmek istemeseler de fazla gerçekçidirler.
Rahatsız edici derecede gerçekçi olduklarından...bu romantizm şeyi onlarda ne yazık ki olamayacaktır.

“Gerçekçi olmak ne kadar kötü olabilir ki? Ne güzel işte ayakları yere sağlam bastırır” der misiniz?
Eğer böyle diyorsanız...o zaman gerçekçi olmaya devam edin...ayaklarınız daha da sağlam bassın yere.
Iskaladıklarınızı ve kaybediyor olduklarınızı da boş verin...zaten belki de anlamı yoktur ıskalanmış şeylerin...
Yoksa var mıdır?

(İlk olarak http://hayattanmasallardanbiraz.blogspot.com adresinde yayımlanan bu yazım, burada bir iki küçük güncelleme ile yayımlanmaktadır.)

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..