İlk aşk

Sanırım iki yıl olmuştu sinemaya gitmeyeli. Arayı çok açtım ama gitmek aklıma gelmiyor açıkçası. 3.5 saat aynı yerde oturmak sıkıyor beni. Film izlemeyi seviyorum ama sinemada değil. Şöyle boylu boyunca yayılıp, çay, kahve içmek varken….

Bir de gülmeyin ama konsantrem bozuluyor. Bana göre hiç ama hiç komik olmayan bir sahnede kahkaha atmıyorlar mı? Ne si komik bunun şimdi? diye oraya takılıyorum. Sonra katır kutur mısır yiyen arkamdakiler. Sürekli koklaşıp elleşen önümdekiler.

Kaç gündür aklıma düştü. Bir film izlemek istiyordum. Ama hangisi? İçinde aşk var. Halit Ergenç var. Bir genç kız daha ne ister. Acilen bu filmi izlemeli. Aslında bu filme gitmemin asıl nedeni “ilk aşk” diye bir kavrama inanmıyor olmam. İnanmıyorum çünkü herkes unutulur ve her yeni kişi yaşadığınız zaman diliminde “ilk” tadı verir. Tıpkı ilk sandığınız aşkınızı yaşadığınız an gibi. İnanmıyorum çünkü ilk aşk kolaycılıktır. Olgunlaşmadan yaşadığınız ve mantığınızın sürekli devre dışı olduğu zamanlardır. Son aşkınızı buldunuz mu siz asıl ondan haber verin. İnanmıyorum çünkü haksızlık. Geçmişte takılıp kalmak ve bir sonrakine ilk aşkım diye başlayan cümleler kurmak.

İlkokuldaydım. O gün dün gibi aklımda. İlk aşk demek çok komik. Minicik çocuklarız. Sonra ortaokul, lise ve üniversite platoniklerim. Her defasında “hah vallahi bu ilk işte! yok yok bu değil acaba diğeri mi ilk aşkım” gibi paranoya hallerimi aldım taa bugüne getirdim. İyi mi ettim. Etmedim.

Nihayet filme bağlanacağım. Kıssadan hisse filmde âşık bir kadın var. İlk aşkını kırk yıl bekliyor. Adam dönüyor nihayetinde ama kadında aynı hisler devam. İlginç ki adamda da aynı hisler devam. (Zemzemle yıkanmış olmalı bu adam.) Mümkün mü?... değil. Hiç inandırıcı gelmedi bana.

İlk olsun, son olsun biri için kırk yıl harcamak? Akıl işi değil. Zaten aşk ta akıl aranmaz diyenlerinizi duyar gibiyim.Benim gibi ilk aşka inanmayan birini ne kadar dinlersiniz bilemem ama; varsa yoksa son aşkınızı arayın.

Aman dikkat! Son aşkınız sonunuz olmasın